Mehmet Rauf
Mehmet Rauf, 1901, 21-22.
Bir ihtiyaç, derin, mukâvemet-sûz, zâlim bir ihtiyaç, ele geçmesi muhâl olan bir kadın ihtiyacı ruhumu yakıyor; bir kadın, kalbimin bütün yaralarını saracak nazik ellerle, gayr-i kabil-i teselli matemlerimi unutturarak hararetli nazarlarla, ruhumun bu cevf-i melâlini dolduracak rakîk bir kalple bir kadın; bir kadın ki bütün harap olmuş gençliğime samimi yaşlarla ağlasın, dizinde hayatımın bütün elemlerini ağlayabileyim; bir kadın ki bu yalancı vaatlerin, ağlayan emellerin, âh eden ümitlerin matemlerini şefkat ve sadakati ile teselli etsin. Bu vefasız, bu kalpsiz kadınlardan, hatta aşklarıyla, hatta vefalarıyla bile zehirli yaralar açan, şebâbımın bütün hararet ve perestişini söndüren bu kadınlardan gelen merâretlerimi göğsünün üstünde ağlaya ağlaya unutayım...
Böyle bir kadın ihtiyacıyla bütün gençliğim işte mahvoluyor: Ölüyorum. Bir kadın ki bir hemşîre olsun, bir zevce olsun; yok, yok bir vâlide olsun, bir vâlide ki her şeyiyle bir kadın, fakat kalbiyle, vefasıyla bir vâlide!