Mehmet Rauf
Mensur şiir. M. Rauf, 1901, 73- 74.
Mensur şiir.
M. Rauf, 1901, 73- 74.
Âh çiçekler gibi olsalardı... Onları da çiçekler gibi sevseydik, kalbimizi çiçekler gibi raptetmeden celbetselerdi! Bir çiçek râyihası, rengi, şuhluğuyla ruhumuza nasıl mest lerzeler, nasıl mahmur emeller verirse, bir çiçek bütün güzelliğiyle, bütün gençliğiyle bizi nasıl meftun ve müştak bırakırsa kadınlara karşı iştiyakımız da böyle olsaydı...
Böyle sade bir iştiyak, rabıtasız, elemsiz, vefa ve ebediyet emellerinden azade bir iştiyak...
Fakat yok; ben annemi o kadar küçük kaybettim, hayatımda vefadan, sıcak, samimî, sadık vefalardan o kadar acı acı mahrum kaldım ki bütün sevdiğim kadınlarda böyle bir vefayı, bu sadık vefayı bulmak için ölüyorum. Kadınlar benim için çiçeklere mahsus bütün güzellikleriyle beraber böyle hararet ve ciddiyete bigâne olurlarsa nasıl kadın olurlar diyorum.
Fakat âh bu kadınlar... Fakat âh bu müebbet Dalila, hep tecrübelerimde o kadar acı yaralar, her aşkta o kadar derin yaralar veriyorlar ki beni kendilerinden, hattâ kadınlıktan, hattâ vâlidelikten şüpheye sevk ediyorlar; her aşktan sonra âzâ-yı vücûdu hurdehaş bir kazâzede gibi bîtab-ı âmâl hattâ çiçeklerinden müteneffir kalıyorum.
Âh çiçekler gibi olsalardı... Onları da çiçekler gibi seve bilseydik.