Salah Birsel
Ankara, 9 Kasım 1976
Sevgili Oktay (Akbal),
“Kuşları Örtünmek” için yazdıklarına nasıl teşekkür etmeli? Onu baş ucu kitabı ilan etmen beni yerlere serdi. Ayni işi, Selim İleri de yaptı ama öncelik sende.
Bizim yazarlarımızın çoğu başka bir yazarı övmekten çekinir. Övse de bunu belli bir sınır içinde tutmak ister. Yoksa kendi ününün havalara uçacağını sanır. Ama bu, onların kendi kerkenezliğinden başka bir şey değildir.
Melih Cevdet’e benim “Ah Beyoğlu” ile “Kahveler” kitabını gönderdim. Cumhuriyet adresine. Aldığını umarım. Pakette bir de “Kendimle Konuşmalar” vardı.
Ben Kendimle Konuşmalar adını çok severim. Bütün denemelerimi hep o adla yayınlamak isterdim. Ama okurlar değişik ad ardındadır. Aynı adı taşıyan kitaplarda yeni bir şey bulunabileceğine inanmazlar. Bu kez, günlüğümün adını da bu yüzden değiştirdim.
Ama ona “Kuşları Örtünmek” derken senin kendi günlüklerin için, dolayısıyla da anılar için düşündüklerini usumdan geçirmedim. Seninkisi daha anlamlı. Sen o adı bir kez bana da açmıştın. Yazını okuyunca bir an durakladım. Ben kendi kitabıma senin açıklamandan sonra mı bu adı taktım? Eğer böyle bir şey yaptımsa senden özür dilerim. Ne ki benim “kuşları örtünmek”li bir dizem de var. Diyeceğim oraya çok başka bir yoldan geldim.
Hoşça kal. Sami’ye bin selam. Melih’e bin selam.
Salâh Birsel