Küçük hikâye bahsinde Fecr-i Âtî’nin önde gelen isimlerinden biri de Şahabettin Süleyman (1885-1921)’dır. 1903-1913 arasında Bir Tecrübe, Dayak, ve Fedakâr gibi aşk ve sefahat hayatını anlatan hikâyeler yazmıştır. 1913’te Sabah gazetesinde Evvel Zaman İçinde genel başlığıyla yayımlanan hikâyeleri, Sultan II. Abdülhamit ve onun devrindeki devlet ricali yanında onlarla mücadele halindeki bazı Jöntürkleri de hicveder niteliktedir (ör. Nazar Düşkünleri, Sahte Firariler, Rıhtım). Bu gibi hikâyelerinde gerçeklik duygusunu yakalama gayretiyle edebî metnin biyografi ve tarih gibi ilmî metinlerin hududuna dayandığı görülür.
Yazarın Sultan II. Abdühlamid’i hicveden hikâyeleri arasında Derebeyi, alegorik bir metindir. Şahabettin Süleyman’ın en uzun hikâyesi Hüseyin Veli Efendi, fikirleri vaktinden önce gelişmiş, zeki insanları cemiyetin kabullenmediği tezini savunur. Bu metin, Natüralist hikâyeye örnek gösterilebilecek cinstendir.
Şahabettin Süleyman yazı hayatının son zamanlarında öğretmenlik mesleğini konu alan, konuşma Türkçesiyle asgari müştereklerini tespitte isabetli bir dille bazı hikâyeler (Mükâfat, Muallim) de yazmıştır. Asıl şahsiyetini bu hikâyelerle yakalamışken, sıhhatinin bozulmasından ötürü edebî hayattan erken çekilmesini hikâyeciliğimiz için bir kayıp saymalıyız.
Şahabettin Süleyman, hikâyelerinden ziyade edebiyat tarihi, tiyatro, eleştiri, estetik ve fikir yazıları ile tanınmıştır. Söz konusu alanlarda hepsi İstanbul’da basılmış kitapları şunlardır:
Eğitim: Rehber-i Erib Kâmil Bir Muallimin Şakirtlerine Dersleri (Brunot’dan terc. ve adapte, 3 C., 1910); Meşrutiyette Terbiye-i Etfâl (Köprülüzade Mehmet Fuad ile, 1911); Resimli Muktatafât (3 C., 1911).
Tiyatro: Fırtına (1910), Çıkmaz Sokak (1911), Ben...Başka! ve Kırık Mahfaza (Ben...Başka!. Tahsin Nahit ile, 1911).
Estetik: Sanat-i Tahrir ve Edebiyat (1911), Malumat-ı Edebiye (Köprülüzade Mehmet Fuat ile, 2 C., 1912-1913).
Edebiyat Tarihi: Tarih-i Edebiyat-ı Osmaniye (1910), Yeni Osmanlı Tarihi Edebiyatı I. C. (Köprülüzade Mehmet Fuat ile, 1914).
Eleştiri: Nâmık Kemal “Karabela” Münasebetiyle (1911), Abdülhak Hâmit Hayatı ve Sanatkâr (1911)
Fikir: Osmanlılıkta Vâhime-i Mesuliyet (1913).