13. yüzyılda yaşadığı sanılan Hoca Dehhani, Divan şiirinin kurucuları arasındadır. Horasan diyarından gelip Anadolu’ya, Selçuklu Sarayı'na yerleşmiştir. 13. yüzyıl, Anadolu’da, Tekke edebiyatının çok güçlü olduğu bir dönemdir. Dehhani ise, Tekke edebiyatı geleneğinin dışında kalmış, din dışı konularda şiirler yazmıştır. Selçuklu hükümdarı III. Alâaddin Keykubat’ın emri ile “Selçuklu Şehnamesi” adlı eserini oluşturmuştur. Hoca Dehhani, temiz ve güzel bir Türkçe kullanmış, sanatlı bir üslubu tercih etmiştir. Dehhani, aynı zamanda Divan şiirine döneminin ve çevresinin sosyal hayatını, ahlâk, iman ve güzellik anlayışını yansıtan bir şairdir.
Dehhânî, İran şiirinin edebî sanatlarını ve mazmunlarını Anadolu’da yeni kurulan Türk şiirinde kullanmasıyla, klâsik edebiyatımızda divan şiirinin temelini atan şair olarak dikkati çeker. Türk edebiyatında ilk defa Türkçe kaside yazan ve Anadolu’da sultanlara ilk kez kaside sunan şair Dehhânî’dir. Ayrıca bu kaside Selçuklu sultanlarına sunulan son kaside olmuştur.
Arap edebiyatındaki kasidelere benzer planda yazılan bu kaside, baharı anlatan bir nesip ile başlar. Bu ilk kısım, on iki beyitten meydana gelir. Şair on üçüncü beyitten sonra on altıncı beyite kadar Sultan III. Alâeddin’i övmüştür. On yedinci beyitte sözü kendine getirir ve on sekizinci beyitte şiirinden bahsederek övünür. On dokuzuncu beyitte de memleketi olan Horasan’a gitmek için padişahtan izin ister.
Edebiyat dünyasına ilk defa Fuad Köprülü tarafından tanıtılan Dehhânî’nin elimizde dokuz gazeli vardır. Bu gazeller ile kasidesi, Mecdut Mansuroğlu tarafından yayımlanmıştır (İstanbul, 1947). Şiirlerinde çok vezin kullanması ve Farsça tamlamalara yer vermesi, şairin dile ve vezne olan hâkimiyetini göstermektedir.
Kaynak: VIII-XIII. Yüzyıllar Türk Edebiyatı, Anadolu Üniversitesi, Eskişehir, Eylül 2011.