Dehhani
Büyük Türk Klâsikleri, C. 1, İstanbul 1985’ten
1. Ey saki! Bize gülerek o fesleğen (=guzel) kokulu şarabı sun; çünkü gül, bugün gül bahçesini yine süslemiştir.
2. Leyla, yüz güzelliğini güle mi verdi? (O yüzden) Bülbül şimdi Mecnun (gibi) olup derdinden feryadını gökyüzüne ulaştırdı.
3. Eğer bülbül Hz. Dâvûd (peygamber) gibi nağmeler çıkarırsa şaşılmamalı, zira söğüt, Süleymân’ın çadırı (gibi) gülün üstünü kaplamıştır. Söğüt ağacı, gülün üzerine kapandığından dolayı bülbül sesini duyurmak için feryat eder.
4. Gül, Hz. Yusuf gibi Mısır şehrinde aziz olunca, bülbül, Kenan’ın piri (Hz. Ya’kub) gibi gece gündüz inler.
5. Eğer gül, bülbülün kalbine ok atmadıysa (diken sokmadıysa), niçin temreni baştanbaşa kana bulaşmıştır?
6. Kırmızı gül, zanbak (mor gül), yaban gülü (penbe gül), sarı ve kırmızı gül. İşte dünyanın dört yanı bu dört çeşit gülle süslenmiştir (bezenmiştir).
7. Eğer istiyorsan, olumsuzluk bahçesinde bu türlü güller var, sen onlardan iste; ancak ne yazık ki bu ölümlü dünya bize vefa kılmaz.
8. Ey gafil! Bu gül devrinde (gençlik döneminde) ömrünü boş yere geçirme; çünkü bu hayat gül zamanı gibi çabuk geçer.
9. Gül bahçesinde bir gül yanaklı güzelle daima iç de o sevgili her an karşında (adeta) yanaklar(ıy)la güller saçsın.
Beyitte “müdam” kelimesi şarap anlamına da gelecek şekilde tevriyeli olarak kullanılmıştır.
10. Bu mevsimde insan canını gül (güzel) ve şarapla beslemezse, onu, aklı ve canı olmayan bir kuru gövde say.
11. Dünya baştanbaşa cennet gibi olmuştur; eğer inanmazsan gözünü nergis gibi aç da o huri ve gılmanların gül olduğunu gör.
Dünya, cennete benzetilince güller de huri ve gılman olarak düşünülmektedir.
12. Bugün gül bahçesi güzellikte sanki şahlarşahının meclisidir; kumru ve bülbül de onun nedimi ve şarkıcısıdır.
13. Gökler gibi yüce olan şahlarşahı, dinin ve dünyanın yücesi (olan Alaeddin) artık Mervan neslini Hz. Ali gibi (kahraman bir şekilde) ortadan kaldırdı.
Mervan (öl. 685), Muaviye (d. 602/öl. 680) tarafından Medine’ye atanmış bir validir. Muaviye’nin halifelikten çekilmesinden sonra Emevilerin dördüncü halifesi olmuştur(684). Mervan’ın babası El-Hakem, Hz. Muhammed’in en büyük düşmanlarından biriydi. Mekke fethedilince müslüman olan Hakem, Peygamber’i taklit etmeye kalkıp kendisine de Kur’an ayetleri gibi vahiy geldiğini iddia edince Taif’e sürgün edilmiştir.
14. Kim dünyada Hz. Ali gibi (kahraman) birini görmek isterse, gözünü açıp Ali gibi (olan) yiğitlerin arslanını, yiğitler yiğidi kahramanı görsün.
15. Süleyman’ın ruhu şad oldu, zira fitne devini bağlayarak Süleyman gibi (Hz Süleyman’ın yaptığı gibi) dünyayı süslemişsin.
16. Ey felek derecesinde yüce olan şah, baht ve devlet daima senin dergahına alınlarını toprağa koyarak secde ederler (Baht ve devlet sana muhtaçtır.).
17. Şahım şanını duyup yola düştüm, bu memlekete geldim; yüzünü gördüm, “ne güzel nurani yüz” dedim.
18. Ey padişah, güneşin doğuşunun güzelliği, bu mevsimde bağ ve bostanı senin yüzünün süslediği kadar süsleyemez.
19. Cömertlikte ve cesurlukta şanını duyurdum; sen dini ve imanı seversin (bundan dolayı) Allah seni tahtında devamlı kılsın.
20. Ne kadar iyilik varsa sen benim için yaptın, zaten sen vefanın ocağı, cömertlik ve iyiliğin de kaynağısın.
21. Yüzümü sana tutarak huzuruna geldim; ey şah ona (bana) izin ver de yine senin sayende Horasan ülkesini göreyim.
22. Allah’a şükür bugün Dehhani mecliste senden bahs edip seni överek sözleriyle hikmet incileri dökmektedir.
23. Sözümün incisini kulağında tut, yeridir, zira Umman incisi bile o inciden utanır.
Umman, Maskat’tan Umman’a kadar uzanan Güney Arabistan kıyılarına verilen addır. Aden’den çıkan inci de en meşhur incidir. İşte benim sözlerim o inci ile -güzellikte ve değerde- karşılaştırılırsa Umman incisi utanır.
24. Senden dileğim, din, adalet, cesaret ve iyilik yapmak gibi dört önemli şeyi sağlam bir şekilde korumandır.
25. Ey padişahım, ben yaşadıkça bu kulunun senin övgünle birçok defter ve divan doldurduğumu duyacaksın.
26. Senin devletinin güneşi dünyanın bağını süslesin ve Allah’ım onu yokluk sonbaharından saklasın.