Ahmet Cevizci
Cevizci, 172-173.
1. genel olarak, kişinin gerçekliğin duyu algısına veya akıl ya da kavramsal düşünceye açık olmayan bilgisine erişebileceğini; gerçekliğin bilgisinin normal duyumsal ya da bilişsel süreçlerin dışında kalan yollarla kazanıldığını; gerçekliğin doğasının normal deneysel ya da rasyonel yollarla deneyimlenemez olduğunu; gerçeklikle ilgili kesin bilgi ve nihai hakikate, deneyim ya da akıl yoluyla değil de, mistik bir tecrübe veya akıldışı gizemli bir sezgi yoluyla erişilebileceğini savunan öğreti veya disiplin.
2. bilim görevini yaptıktan sonra bile dile dökülemez, ifade edilemez, çözülemez aslî veya temel bir takım problemler bulunduğunu, hayat probleminin, ölümün bizatihi kendisinin bütünüyle çözümsüz ve anlaşılamaz olduğunu; dünyanın kendisini dışarıdan sınırlanmış bir bütün olarak duyumsamanın bilim ve akıl yoluyla açıklanamayacak duygu ve yaşantılara yol açtığını öne süren yaklaşım.
3. dinî duyguya önem veren, insanın Tanrıyla doğrudan ve kişisel iletişim kurabileceğini savunan dinî öğreti. Tanrıdan bir parça olan ya da kendisinde tanrısal bir ateş ya da kıvılcım içeren insan ruhunun, uzun bir süre boyunca çile çektikten ve hazırlık yaptıktan sonra, bir, ezeli-ebedi, değişmez ve var olan her şeyin yaratıcısı olan tinsel bir güç olarak Tanrıyla doğrudan bir temas içine girebileceğini, mistik bir birlik hali içinde Tanrıya erişebileceğini savunan doktrin.