Victor Hugo
Dük Don Ruy Gomez, yeğeni Dona Sol ile evlenmek istemektedir. Oysa onu, İspanya’nın genç kralı Don Carlos ile; babası kral tarafından öldürülen, bu yüzden öç alma duygusu içinde kıvranan Hernani de sevmekte; Dona Sol ise, Hernani’yi tercih etmektedir.
İlk kez Don Ruy Gomezin evinde karşılaşan Don Carlos’la Hernani, tam düello yapacakları sırada, Gomez’in gelmesi ve kralı tanıması üzerine ayrılırlar. Ertesi gün, Dona Sol’u kandırmaya uğraştığı sırada, Hernani, Don Carlos’u yeniden ağına düşürür:
İkinci Perde
Üçüncü Sahne
Don Carlos, Dona Sol, Hernani
(Hernani, hareketsiz, kolları hep çapraz ve kıvılcım saçan gözleri krala dikili)
Tanrı şahidim hani!
Onu gökte ararken yerde buldum.
Dona Sol:
Hernani,
Kurtarın beni ondan!
Hernani:
Merak etme sevgilim...
Don Carlos:
Bizimkiler ne oldu? Bu çeribaşını kim
Bıraktı buralara?
(Seslenerek) Hey Monterey!
Dostlarımın
Emrinde dostlarınız! Boşuna çağırmayın
Onları... Gelseler de üç kişiden ne çıkar?
Her biri dördünüze bedel altmış yiğit var
Beride... Kozumuzu aramızda bölüşsek
Daha iyi olacak. Olur şey değil, demek
Bir genç kıza saldırmak hükümdarlık şanından...
Biz de zannederdik ki beyinsiz ve kaltaban
Kimselerin karıdır böyle şeyler...
Don Carlos: (istihfafla gülümseyerek)
Siteme
Yüzünüz var doğrusu... İtiraz ne haddime
Sayıh haydut efendi...
Alay ediyor... Evet,
Ben hükümdar değilim ama, bana hakaret
Etti mi bir hükümdar, sonra da eğlendi mi,
Öfkeyle şahlanarak denk görürüm kendimi
En yüce hakanlara... Daha korkunçtur o an
Alnımın kızarışı bir kral sorgucundan..
Kurtulmanız imkansız, boşuna kendinizi
Ümide kaptırmayın...
(Kralın kolunu yakalayarak)
Gece yarısı sizi
Kıskıvrak yakalayan kimdir, düşündünüz mü?
Dinleyin: Babanızın verdiği idam hükmü
Beni babamdan etti. Düşmanım size! Evet.
Ne unvan bıraktınız bende, ne mal, ne servet...
Evet düşmanım size, düşman! Anladın mı? Düpedüz
Senin can düşmanınım!
Öyle olsun...
Halbuki
Bu akşam hislerimden öyle sıyrılmıştım ki.
Tek arzum, tek düşüncem, tek duygum Dona Sol’du...
Sevgiyle kanatlanmış uçuyordum... Doğrusu
Ben sizi unutmuştum. İğrenç bir tecavüze
Yeltendiğiniz anda rastlayıvermek size
Gakip bir tecellisi kaderin... Durum açık...
Yoluma çıkmak için insan düpedüz kaçık
Olmalı... Kendin düştün kuyuya Kral Carlos!
Hiç kimse kurtaramaz seni, ümide paydos!
Yalnızsın... Dört bir yanın düşmanla dolu! Şimdi
Ne yapacaksın?
Don Carlos: (mağrur bir eda ile)
Artık çok uzattınız!
Hadi...
Kim vurduya gitmeni hiç istemem. Başkası
Kılına dokunamaz. Uzun sözün kısası;
Seninle tek başıma, erkekçe döğüşerek
Öcümü alacağım. Hadi, kılıcını çek!
Koru kendini!
(Hernani kılıcını çeker).
Hayır, isterseniz öldürün,
Ben sizin efendiniz hükümdarım...
Vursana...
Öldüreceksen öldür...
Hükümdar falan bana
Vız gelir! Anladın mı? Hadi çek kılıcını!
Düello yok dedik ya, öldür de al hıncını...
(Hernani geriler, Don Carlos onu kartal bakışları ile süzerek)
Hak hukuk dinlemeden saldırın şehirlere,
Sonra da göğsünüzü gururla gere gere,
Vicdanlarınız binbir cinayetle mülevves,
Bizlere kahramanlık taslayın... Doğrusu pes!
Demek bizi o kadar aptal sanıyorsunuz...
Haydutlar, öyle ise çok aldanıyorsunuz...
Şanlı kılıçlarımız niçin asilleştirsin
Kanlı hançerlerinizi? Düello mu! Çekilin!
Sizi gidi katiller! Bu şeref yasak size!
Sanki yapmadığınız şey mi, öldürsenize...
(Hernani sessiz ve düşünceli, birkaç saniye kılıcının kabzasıyla oynar, sonra birdenbire krala dönerek, kılıcını kaldırıma vurup kırar.)
Hadi çekil karşımdan
(Kral yarı dönmüş, Hernani’ye istihfafla bakar)
İlerde görüşürüz,
Kozumuzu o zaman rahatça bölüşürüz...
Hadi çek!
Öyle olsun... Efendimiz hükümdar
Sarayında olacak birkaç saate kadar...
....
Fesat ağlarınızı yırtarım birer birer...
“İntikam topal” derler, doğru... Yavaş ilerler
Ama, hedefe varır...
Ne büyük suç... Haydudun
Sevdiği nazenine dokunmuşuz.
Hernani: (Gözleri alev alev)
Unuttun
Hayatının elimde olduğunu galiba?
Ey Sezar bozuntusu, fazla üstüme varma,
Civanmert hislerimi susturmasın intikam...
Zayıfsın, avucumdasın, seni şöyle bir sıksam,
Ne Sezarlığın kalır, ne ikbal rüyaların...
Efendi
Elime geçerseniz günün birinde şayet,
Ne aman dileyiniz benden, ne merhamet. (Kral Çıkar)
Döndüncü Sahne
Hernani, Dona Sol
Dona Sol: (Hernani’nin elini tutarak)
Hemen kaçsak?
Hernani: (onu vakur bir şefkatle iterek)
En korkunç felaketler içinde
Kökleşen, yalçınlaşan, şahlanan bu irade
Size pek yakışıyor. Ne ulvi bu arzunuz!
Demek hala benimle gelmek istiyorsunuz,
Canım benim! Ama ben böyle bir fedakarlık
İsteyemem ki senden! İş işten geçti artık.
Görüyorsun Allahım!.. Ben nasıl irkilmeden
Mağrur bir tacidarı zülfüne esir eden
Bu dünya güzelini inime sürüklerim?
Sehpam hazırlanırken nasıl ona “gel” derim..
Neler söylüyorsunuz?
Demin erkekçe döğüş
Teklif ettiğim kral mutlaka pek köpürmüş,
Pek kızmıştır canını bağışlamama... Elbet
Cezasız kalmayacak yaptığım bu hareket...
Rabbim! Ürperiyorum. Durmakta ne mana var?
Beraberce kaçalım!
Beraber mi? Ne yazık!
Birlikte yaşamamız bir hayal oldu artık.
Ah Dona Sol, seni ilk tanıdığım zamanlar
O kadar iyi kalpli, o derece fedakar,
Öyle saf bulmuştum ki, sefaletime rağmen
Zavallı ben –Cesaret alarak şefkatinden-
Sana “Gel paylaşalım dağlarımı... Ormanlar,
Sularında yıldızlar yanıp sönen şu pınar,
Kuru ekmeğim, yeşil çimenlerden döşeğim
Senin...” diyebilirdim. Şimdi ne söyleyeyim?
Sana cihaz olarak sehpamı sunamam ya!
Sehpa yalnız benimdir!
Vadetmiştiniz ama!
Hernani: (onun dizlerine kapanarak)
Meleğim benim! Ecel ufkumda kanat gerer,
Meşum bir faciayla hayatım sona erer,
Çilem dolarken işte son sözlerim: Kanlıymış
Beşiğim, yoksulmuşum, ünvanım fermanlıymış.
Ne çıkar alev alev tutuşsa da dört yanım!
Kıskansın beni herkes, ben mesut bir insanım.
Siz beni sevdiniz ya, bunu söylediniz ya...
Lanetlenmiş alnımı takdis eylediniz ya!..
Böylece iki sevgili bir süre yalnız kalırlar. Taraftarları yok edilen Hernani, her yanda aranır.
Don Gomez’le, Dona Sol’un düğün hazırlıkları başlar. Bu sırada Hernani hacı kılığında bir konuk olarak gelir; sonra kendini tanıtır. Don Gomez, soylu bir geleneğe uyarak, onu ele vermez; Kral’ın, Hernani’yi veya Dona Sol’u istemesi üzerine de, Dona Sol’u krala teslim eder. Hernani, kendisine yapılan bu iyiliğe karşılık, çalındığı zaman kendini öldürmek andıyla av borusunu Gomez’e verir.
Mukaddes ittifak dolayısıyla hükümdarlığı ilan edilen Don Carlos, kendisine suikast hazırlayanları, bu arada Hernani’yi dona Sol’u da ona vermek suretiyle, bağışlar. Düğün için hazırlanan balodan sonra Hernani ve Dona Sol, en mutlu anlarını yaşarlarken, av borusunu duyarlar.
Hernani ile Dona Sol zehir içerek ölürler. Don Roy Gomez de kendini öldürür.