Anne Frank
20 Haziran 1942.
...Babam, annemi aldığı zaman otuz altı yaşındaymış; annem de yirmi beşinde. Kızkardeşim Margot, Frankfurt on Maine'de, 1926 yılında doğmuş. Yahudi olduğumuz için 1933te Hollanda'ya göçtük. Babam Travies N. V. şirketine işletme müdürü atandı. Bu firma yine aynı binada bulunan, babamın da hissedar olduğu Kolen ve Co. firmalarıyla birlikte iş görüyor.
Ailenin geri alan üyelerine gelince, Hitler'in Yahudilere karşı çıkarttıkları yasaların sillesinden kurtulamadılar. Bu yüzden hep kaygı içinde yaşadık. Dayılarım (Yahudi kırgınından) sonra Amerika'ya kapağı attılar. Ninem de bize geldi, yetmiş üç yaşında. 1940 Mayıs'ından sonra, iyi günlere veda ettik. Önce harp. Yenilgi. Sonra Almanlar sökün etti. Derken biz Yahudilere bilinmedik çilelerin kapısı açıldı.Yahudilere karşı ardı ardına yasalar geldi: Yahudiler sarı yıldız takacak! Yahudiler bisikletlerini teslim edecek! Yahudiler trene binemez! Otomobil süremez! Yahudiler üçle beş arası alışveriş edemez! Yahudiler, sadece "Yahudi dükkanı" yaftası taşıyan dükkanlara girebilecek! Yahudiler sekizden sonra sokağa çıkmayacak! Bu saatten sonra bahçelerinde bile oturamayacaklar! Yahudiler tiyatroya, sinemaya, eğlence yerlerine giremez! Yahudiler maçlara katılamaz! Havuzlar, kortlar, hokey alanları Yahudilere yasak! Yahudiler Hıristiyanları ziyaret edemez! Yahudiler ancak Yahudi okullarına gidebilirler! Daha böyle bir sürü yasak...
Neye dokunsan yasak! Ne yapsan yasak! Gene de yaşayıp gidiyorduk. Jopie derdi ki bana: "Ödüm kopuyor kımıldamaya, yasak bir şey yapacağım diye." Özgürlük diye bir şey kalmamıştı. Gene de yaşadığımıza şükrediyorduk...