Mevlânâ’nın büyük oğlu olan Sultan Veled, 1226 yılında Lârende’de (=Karaman) doğmuştur. Çocukluğunun ilk yıllarını dedesi Bahâeddîn Veled ile birlikte geçiren Sultan Veled, ilk eğitimini babasından almıştır. Konya’da ve Şam’da çeşitli âlimlerden, özellikle babasından medrese ilimlerini öğrendiği gibi, Seyyid Burhâneddin Tirmizî, Şems-i Tebrizî, Hüsâmeddin Çelebi’ye kadar birçok büyük sûfîyle ve zamanın âlimleri ve şairleriyle sürekli münasebetlerde bulunarak ilim ve sülûk yönünden yükselmiştir. Onun yetişmesinde, inanış ve duyuş tarzı ile düşüncelerenin şekillenmesinde babasının büyük bir etkisi vardır.
Sultan Veled, eserlerini Farsça yazmakla birlikte epeyce Türkçe şiirleri de bulunmaktadır. Bu açıdan O, Ahmed Fakîh ile birlikte, Anadolu Türk edebiyatında bir öncü durumundadır. Sultan Veled’in sistemli bir tarikat haline getirdiği Mevlevîlik, Anadolu Türklüğünün yetiştirilmesinde ve terbiye edilmesinde önemli rol oynamış, Mevlevî dergâhları bir okul gibi halkın aydınlatılmasında büyük hizmetler görmüştür. Tarikatın ilk şeyhi de Hüsâmeddin Çelebi olmuş, 1284 yılında vefat etmesi ile yerine Sultan Veled geçmiştir. Mevlevilik zamanla yayılmış, Bursa ve Edirne başta olmak üzere, Osmanlı devleti içinde itibar görerek gelişmiş, hatta padişahların da ilgisini, yardımını ve desteğini görmüştür.
1312 tarihinde vefat eden Sultan Veled, az da olsa, gerçek manada Türkçe gazel yazan ilk şairdir. İlk olması bakımından bazı aksaklıklar bulunsa da bu şiirler edebî yönden önemlidir. O gazellerinde daha ziyade babasının etkisi altında, topluma hitap eder. Sultan Veled’in Farsça yazdığı bilinen beş eseri bulunmaktadır. Divan’dan başka İbtidâ- nâme, Rebâb-nâme, İntihâ-nâme mesnevileri ile nesir olarak yazdığı Ma’ârif adlı eseri vardır. Manzum eserlerinin toplam beyit sayısı 30.000’e ulaşan Sultan Veled’in devrinde velûd (=çok eser veren) bir şair olduğu görülür.
1. Divan: Beyit sayısı yaklaşık 12700 olan, kaside, gazel, terci-bend ve rüba’î gibi çeşitli nazım şekilleri yer alan bu büyük eserde otuza yakın vezin kullanılmıştır. Divan’ın gazeller bölümünde Türkçe-Farsça-Rumca yazılmış mülemma manzumeler de bulunmaktadır. Şiirler vezinlere ayrılarak alfabetik bir sırada yazılmıştır.
2. İbtidâ-nâme: Sultan Veled’in 1291 yılında yazdığı ilk mesnevisi olan ve 8760 beyitten oluşan bu eserde 76 Türkçe beyit bulunmaktadır. Fe’ilâtün mefâ’ilün fe’ilün vezninde yazılan eserin kaynağı Mesnevî’dir. Sultan Veled bu eserinde, insanın kendisini bilmesini öğütlediği gibi, ölmeden önce ölmeyi, ölümsüzlüğe ulaşmak için Tanrı’ya bağlanmayı, aşk ateşiyle pişmeyi ve nefsin kötülüklerden nasıl arınması gerektiğini anlatır. Bunları yapabilmek için de bir mürşide (=rehbere) ihtiyaç olduğunu belirtir.
3. Rebâb-nâme: 8000 beyit olan ve 1300-1301 yılında yazılan bu eser, Mesnevî vezni (=fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün) ve etkisi ile yazılmıştır. İbtidâ-nâme ile hemen hemen aynı konular işlenen eserin ondan farkı, burada Mevlânâ hakkında geniş bilgi verilmesidir. Sultan Veled bu eserinde Tanrı’ya ulaşma yollarından, aşktan ve dünyanın “Hakka dost olunması” için yaratıldığından bahseder ve babasının büyüklüğüne, değerine işaret eder. Eserde 162 Türkçe beyit bulunmaktadır.
4. İntihâ-nâme: 8300 beyiti bulan bu eser Sultan Veled’in üçüncü mesnevisidir. Bu da Mesnevî vezni ile yazılmış büyük bir öğüt kitabıdır. Eserde, Hak yolcularının uyanık olmaları, şeytana ve nefse uymamaları anlatılır.
5. Ma’ârif: Farsça mensur bir eser olup, elli altı bölümden meydana gelmiştir. Eserde Senâî ve Mevlânâ’dan şiirlere de yer verilmiştir. Sultan Veled’in dinî, ahlâkî öğütlerinin yer alır.
6. Türkçe Şiirleri: Divan’da 129, İbtidâ-nâme’de 76 ve Rebâb-nâme’de 162 beyit olmak üzere 367 beyiti bulan bu şiirler bir araya getirildiğinde Ahmed Fakîh’in Kitâbu Evsâfı Mesâcidi’ş-Şerîfe’si büyüklüğünde bir eser olabilecek niteliktedir. Bu şiirler, devrinin dil özelliklerini yansıtması ve Sultan Veled’in Türk edebiyatı içindeki yerini de tayin etmesi yönünden önemlidir.
Kaynak: VIII-XIII. Yüzyıllar Türk Edebiyatı, Anadolu Üniversitesi, Eskişehir, Eylül 2011.