Namık Kemal
Âkif Bey Kemal’in Magosa’ya giderken tasarladığı, hatta Magosa’da önce bir zindana konulduğu gece, tasarlamaya devam ettiği, 5 perdelik bir faciadır ve Magosa’da yazılmıştır.
Eser, en kahraman bir kocaya bile ihanet edebilecek fıtratta, kötü ruhlu bir kadının aile ve cemiyet hayatında oynadığı yıkıcı rolü sahneye koyar. Eserde yer yer bir kahramanlık ruhu, bir vatan sevgisi, yer yer de lirik bir üslupla söylenmiş küçük manzumeler vardır. Bazı tipleri kuvvetli ve bazı sahneleri hakiki hayat sahnelerinden akisler halindedir.
KİŞİLER
Âkif Bey - Gemi reisi
Süleyman Kaptan - Âkif Beyin pederi
Esat Bey - Katip
Şahin Bey - Çürüksu ileri gelenlerinden
Selim Bey - Çürüksu ileri gelenlerinden
Bahtiyar Bey - Çürüksu ileri gelenlerinden
Hamdi Efendi - Çürüksu ileri gelenlerinden
Dilruba - Âkif Beyin eşi
Kamer - Dilruba Hanım’ın cariyesi
Süfyan - Kayıkçı
Nikoli - Meyhaneci
PİYESİN ÖZETİ
Piyes 5 perdeden ve her perdede meclislerden meydana gelmektedir.
I.PERDE
Birinci Meclis: Âkif Bey, Şahin adındaki arkadaşıyla ayrılmak için görüşmekte ve bazı yapılacak işlerini söylemektedir.
İkinci Meclis: Âkif Bey yalnız kalır, savaşa gitme heyecanını anlatarak eşiyle vedalaşmaya karar verir.
Üçünü Meclis: Dilruba ile Âkif arasında geçer ve piyesin en lirik sahnesidir.
Dördüncü Meclis: Âkif’in arkasından Dilruba’nın iç yüzünü gösteren bir monolog.
Beşinci Meclis: Dilruba, cariyesine düğüne gideceğini söyleyerek incilerinin dizilmesi emrini verir.
II. PERDE
Dilruba’nın evinde.
Birinci Meclis: Dilruba’nın yeni kocası olan Esat, Şahin Bey ile Süleyman Kaptan’ı kabul eder. İstanbul halinden ve sınır kahramanlıklarından sözler edilir.
İkinci Meclis: Süleyman Kaptan’ın Dilruba ile yüzleşmesidir. Adam, oğlunun son isteklerini yerine getirmek için kalkıp Çürüksu’ya gelmiş ve Dilruba’yı alıp İstanbul’a götürmek istiyor. Süleyman Kaptan acı bir durumla karşılaşmış bulunuyor. Genç kadın, biraz hoyratça bir anlatışla, yaşlı babanın istekleriyle âdeta alay ediyor.
Üçüncü Meclis: Süleyman Kaptan ile Şahin Bey arasında Âkif’in ölüm söylentisiyle bu lafın gerçekliği üzerinde konuşmayla geçer.
Dördüncü Meclis: Şahin Bey yalnız kalıp, kendi kendine konuştuğu bir sahnedir.
Beşinci Meclis: Yeni güvey Esat, Şahin Bey’i o akşam için yapılacak bir toplantıya çağırır.
III. PERDE
İçki sofrası hazırlanmış bir düğün odası.
Birinci Meclis: Çürüksulu iki davetli, Âkif üzerine konuşurlar.
İkinci Meclis: Esat, gelen misafirlerle çalgı takımına buyur eder. Otururlar, hem saz hem konuşma.
Üçüncü Meclis: Şahin Bey telaşla içeri girer. Âkif’in geldiğini duymuş ve onu aramaya gelmiş olduğunu arkadaşlarına anlatır.
Dördüncü Meclis: Âkif gelir. Hiçbir şeyden haberi yoktur. Evinde çalgı ve toplantı olmasına sevinir.
Beşinci Meclis: Süleyman Kaptan içeri girer, Akif buna şaşar; denize düşmüşken nasıl kurtulduğunu anlatır. Durumu anlatmak işi babası Süleyman Kaptan’a kalır.
Altıncı Meclis: Durum anlatılır. Akif kadını boşayıp evden gideceği zaman, Esat, kendi suçsuzluğunu ispatlamak için Dilruba’yı getirmeye gider.
Yedinci Meclis: Baba ile oğul arasında kısa bir konuşma.
Sekizinci Meclis: Cenge giden Âkif Bey’in bu Dilruba ile karşılaşışıdır. İlk perdedekinin ayrılış sahnesindeki lirik bu ikinci bulunuştaki trajik konuşma ve davranış iki uçtur.
Dokuzuncu Meclis: Dilruba ile Esat arasında lirik bir konuşma.
IV. PERDE
Bir meyhane içi.
Birinci Meclis: Âkif içki içer ve içerken kendi kendine içini döker.
İkinci Meclis: Müşteriler gelirler. Günün dedikodusu yapılmaya başlar. Âkif, ölümüne tanıklık etmiş olan Süfyan’ı yakalar.
Üçüncü Meclis: Meyhanede, Âkif Bey’le Süfyan’dan başka kimse kalmaz. Âkif’in gerçeği öğrenmek için çalışması, onu bütün bütün şaşırtır: Kendi ölümüne tanıklık edecek “yalancı şahitleri” ( Âkif’in sandığı gibi, Esat değil ), Dilruba’nın bulduğunu öğrenir.
Dördüncü Meclis: Âkif gittikçe sarhoş olur ve kendi kendine söylenerek sızar.
Beşinci Meclis: Süleyman Kaptan ile Şahin, meyhaneye gelirler. Süleyman Kaptan, Âkif’in Dilruba’yı öldürmek istemesinden korktuğunu anlatır; Şahin’den kendisini Dilruba’nın evine girebilmesi için bir yol bulmasını ister. Âkif ile uzun bir konuşma. Sonunda Âkif, gemiye gidiyorum diye çıkar.
Altıncı Meclis: Şahin Bey, Süleyman Kaptan’ın cariye tarafından eve alınmasını sağladığını haber verir.
V. PERDE
Gelin odası.
Birinci Meclis: Âkif, gizlice gelin odasına girer. Öfkesini anlatır, tadını çıkara çıkara alacağı öcünü düşler.
İkinci Meclis: Dilruba, cariyesi Kamer ile odanın düzenini konuşur; Kamer, durumun kötülüğünü anlatmaya çalışır; Dilruba onunla alay eder, dışarı çıkar.
Üçüncü Meclis: Yalnız kalan Kamer, “geceleyin içeri alacağı ihtiyarı” hatırlar; bu işi yapmakta kendini haklı bulur. Elbise değiştirmiş olan Dilruba, içeri girer ve Kamer’i aşağıya gönderip, “bey”i karşılamasını söyler.
Dördüncü Meclis: Esat içeri girer. Dilruba ile lirik bir konuşma.
“Ah! Öteki burada değil ki sevmediğimi yüzüne karşı söyleyeyim!..” dediği zaman,
Beşinci Meclis: Elinde tabanca olan Âkif, kapıya bir tekme vurup içeri dalar. Dramatik ve patetik bir sahne oyunu. Âkif’in tabancasına karşı Esat da, Dilruba’yı korumak için, bıçağını çeker. Âkif’in Dilruba’ya attığı kurşun Esat’ı yaralar. Esat can havliyle bıçağını Âkif’in kalbine saplar. Âkif, yarasından çekip aldığı bıçakla Esat’ı öldürür. Bu boğuşma sırasında can kaygısına düşmüş olan Dilruba, çığlığı basar.
Altıncı Meclis: Süleyman Kaptan içeri girer. Dilruba canını kurtarmak için olanca kurnazlığıyla Süleyman Kaptan’a acındırarak sözler söylemeye başlar. Âkif kadının sesini duyunca: “Dilruba!” diyerek can verir. Süleyman Kaptan, bunun üzerine: “İki delikanlıyı zehirlemiş, helak etmiş bir yılana rast geldim, ezdim, mahvettim!..” diye Dilruba’yı öldürür.