İnsanoğlunun ilk zamanlar ihtiyaçları basit ve azdı. Zaman geçtikçe nüfusun artması ihtiyaçlarında artmasına sebep oldu. Bu ihtiyaçlarını karşılamak için değişik alanlarda değişik araçlar geliştirdi. Bu ihtiyaçlarından hesap ile ilgili olan kısmını ilk başlarda parmak hesabı ile, parmak hesabının yeterli olmadığı yerlerde de çakıl taşlarını kullanarak karşılamaya çalıştı. Hesap ile ilgili ihtiyaçlar ekonominin hızla gelişmesi ve yerleşik hayata geçilmesiyle beraber iyice arttı. Birçok farklı yaklaşım ve kuram ortaya atıldı ve günümüz bilgisayar teknolojisinin temelleri atılmaya başlamış oldu.
ABACUS : Hesap işlemleri için kullanılan aygıtları bilgisayarın ilk temelleri olarak kabul edersek Abacus İlk bilgisayardır diyebiliriz. Bu hesaplayıcının M.Ö 1000 yıllarında Çinliler tarafından kullanıldığı kabul edilmiştir. Günümüzde ilk öğretimde sayı saymayı ve basit matematiksel işlemleri öğrenmek içinde kullanılan bu aygıt teller üzerine dizili boncuklardan meydana gelmektedir.
PASCALLINE : Hesap makinesi sayılabilecek ilk ciddi icat Fransız matematikçi Blaise Pascal tarafından geliştirilmiştir. Babası vergi dairesinde memur olarak çalışan Pascal 16 yaşında iken 1642 yılında Pascalline adlı hesap makinesini icat etmiştir. Değişik sayıda dişleri olan çarklardan meydana gelen bu makine toplama ve çıkarma işlemleri yapabiliyordu.
LEIBNIZ ÇARKI : Alman matematikçisi olan Gottfried Wilhelm Leibniz, Pascal’ın 1642 yılında hazırladığı hesaplayıcının fonksiyonlarını daha da arttırarak 1671 yılında Leibniz Çarkı adlı aygıtı icat etti. Bu aygıt; toplama ve çıkarma işlemlerinin yani sıra bölme, çarpma ve karekök alma işlemlerini de yapabiliyordu.
FARK MAKİNASI : Bu konuda ciddi çalışmaları olan bir diğer kişide Charles Babbage‘dir. Babbage matematiksel işlemlerin yanı sıra birçok işlemleri de yapabilen bir makine yapmayı planlıyordu. İngiliz hükümetinin parasal desteğini de alan Babbage uzun süren çalışmalar sonunda Fark Makinesini 1830 yılında icat etti. Babbage daha sonra Analitik Makine adını verdiği proje üzerinde çalışmaya başladı. Bu makine buhar gücü kullanarak otomatik olarak çalıştırılacak ve diğer hesaplatıcılardan daha fazla fonksiyona sahip olacaktı. Babbage bu projeden istediği neticeyi alamadan 1871 yılında öldü. Babbage’nin ölümü ile proje yarım kaldı. Babbage analitik makinede mantıksal işlem birimi, veri depolama birimi, giriş çıkış üniteleri kullanmayı planlıyordu. Bu mantık günümüzdeki bilgisayarın temel prensibi olmuştur. Bu sebepten dolayı Babbage’ye bilgisayarın babası denilmiştir. Ada Lovelace Analitik Makine prensibinde Babbage ile beraber çalışmış, ve ona yardımcı olmuştur. Ada Lovelace 1842 yılında yazdığı notlarında, Analitik Makinenin, hazırlanacak programlar ile insanlar tarafından çözümü bilinen problemlerin kolaylıkla çözülebileceğini anlatmıştır. Ada 36 yaşında öldüğünde geriye sadece notları kalmıştır.
İKİLİ SAYI DÜZENİ : Günümüz bilgisayarlarının temel mantığını oluşturan ikili sayı sistemi George Boole tarafından geliştirilmiştir. Bu cebir prensibine göre sayılar ikili sayı sisteminde kullanılırlar. Yani bu sistemde 0 ve 1 sayısından başka sayı yoktur. Bu sayı sistemine ikili sayı sistemi manasında Binary sayılarda denir.
MARK-I : Amerikalı istatistikçi Herman Hollerith 1890 yılı nüfus sayımında delikli kart kullanarak geliştirdiği makineyi kullandı. Hollerith’in geliştirdiği bu makine J.M.Jaquard’in 1806 yılında kullandığı kart sistemini kullanıyordu. Mark-I, kartları verilen kodlara göre delerek bilgiyi kaydediyor, delikli karttaki bilgiyi tekrar okuyabiliyor ve bu bilgiyi kullanabiliyordu. Geliştirilen makinenin daha öncekilere göre üstünlükleri vardı. Fakat arzu edilen hız ve doğru sonuca ulaşılamamıştı. Mark- I insan müdahalesi ile işlem gördüğü için yari otomatik çalışıyordu.
Mark -I ile delikli kartlara işlenen seçim sonuçları istenildiği kadar okunabildiğinden seçim sonuçlarının değişik parametrelere göre değerlendirilmesi yapılabiliyordu. Mark –I ile sayımın değerlendirme süresi dörtte bire düştü.
Herman Hollerith makinesinde yaptığı değişikliklerle üretime 1896 yılında kurduğu “Tabulating Machine Company” adlı bir şirket ile devam etti. İleride bu firma başka bir firma ile birleşerek IBM ismini aldı.
Harward Üniversitesinden Howard H. Aiken tasarladığı ASCC projesi ile IBM firmasına gitti. Bu projeyi biraz daha genişletilerek 1944 yılında MARK – I üretildi.
Mark – I saniyede 5 işlem yapabiliyordu. 18 m uzunluğunda ve 2,5 m yüksekliğinde idi. Mark- I insan müdahalesi olmadan sürekli olarak, hazırlanan programı yürüten ilk bilgisayar idi. Bununla birlikte Mark – I elektronik bir bilgisayar değildi.
ENIAC : Mark–I den kısa bir süre sonra Pensilvanya Üniversitesinde John Mauchly ile ENIAC ( Elektronik sayısal Hesaplayıcı ve Doğrulayıcı ) isimli sayısal elektronik bilgisayarı 1946 yılında tamamladı. Yapımında 18,000 adet elektronik tüp kullanılan ENIAC; 150 kwatt gücünde idi ve 50 ton ağırlığıyla 167 m2 yer kaplıyordu. Saniyede 5000 toplama işlemi yapabiliyordu. Mark-I’den 1000 kat daha hızlıydı. Eniac askeri amaçla üretildi ve top mermilerinin menzillerini hesaplamak için kullanıldı.
EDVAC : Aynı yıllarda matematikçi John Von Neumenin görüşleri doğrultusunda EDVAC ( Elektronik Soyut Değişken Otomatik Bilgisayar ) adli yeni bir bilgisayar ürettiler. Bu bilgisayar ENIAC ‘dan on kez daha küçük ve yüz defa daha hızlı çalışabiliyordu. Edvac, komutların diğer veriler gibi bilgisayara dışarıdan girilmesini sağlıyordu. Bu özellik programcılıkta büyük kolaylıklar sağlamıştır.
UNIVAC : EDVAC’dan sonra 1951 yılında UNIVAC isimli bilgisayar yapıldı. UNIVAC, ENIAC bilgisayarlarını yapan kişiler tarafından geliştirildi. UNIVAC ilk defa manyetik teyp kullanarak verileri depolayan bilgisayar idi.
IBM 700 SERISI : 1950’den sonra vakum tüplerinin sık olarak kullanılmaya başlandığı dönemlerdir. Univac ve IBM 700 serisi vakum tüpler kullanılarak yapılan elektronik bilgisayarlardır. Vakum tüplerinin çok enerji harcaması, ısınması bu bilgisayarın sürekli arıza yapmasına sebep oluyordu. Vakum tüplerin boyutlarının da büyük olması başka bir sorundu. Bu yıllarda program yazabilmek için kullanılan bilgisayar donanımının çok iyi bilinmesi gerekiyordu. Program yazmak için makine dili kullanılıyordu.
PHILCO TRANSAC S-200 IBM 1401 : 1947 yıllarında transistörün kullanılmaya başladığı yıllardır. Transistörler vakum tüplere göre az enerji harcayan, az yer kaplayan, fazla ısınmayan elektronik devre elemanlarıdır. Transistörlerin kullanılmaya başlanması bilgisayar dünyasına değişik bir renk kattı. Philco Transac S-200 IBM 1401, transistör kullanılarak üretilen ilk bilgisayarlardır.
IBM 360 : 1960 ‘dan sonralar entegre devreler üretilmeye başlandı. Entegreler binlerce transistörü içerisinde bulunduran devre elemanları idi. Entegrelerin kullanılması; bilgisayarın boyutlarının küçülmesinin, maliyet azalmasına ve işlem hızının artmasına sebep oldu. Bu yıllarda manyetik diskler üretildi, entegrelerin kullanımı ile merkezi işlem birimleri üretilmeye başladı. IBM 360 entegre devre elemanının kullanıldığı ilk bilgisayarlardandır.
INTEL 4004 MIKRO İŞLEMCİSİ : 1970’den sonra entegre devre teknolojisi gelişimine devam etti. Ve entegreler birleştirilerek chipler üretilmeye başlandı. Intel 4004 entegrelerin birleştirilmesiyle hızlanan ilk merkezi işlem birimi sayılabilir.
APPLE : 1977 yılında piyasaya çıkan apple iki üniversite öğrencisi tarafından bir evin garajında üretilmiştir. Apple’de klavye ve monitör bulunmuyordu.
IBM PC : Günümüzde de söz sahibi olan IBM firması ilk kişisel bilgisayarını 1981 yılında piyasaya sürdü. Kısa bir zaman diliminde standart haline gelen IBM PC’lerin 4 yıl sonunda bir milyonuncusu satıldı. Artık dünyanın her tarafında IBM uyumlu bilgisayarlar üretilmeye başlandı. Üretimi uzak doğu ülkelerinde daha yaygın olarak yapıldı. Yazılımlar da IBM PC uyumlu olarak yazılmaya başlandı.
Bu dönemden günümüze kadar bilgisayar teknolojisi akil almaz bir hızla ilerledi. İlk üretilen bilgisayarların kullanımı zordu. Fakat bilgisayarların donanımındaki gelişmeye paralel olarak yazılım alanındaki gelişmeler bilgisayarları bütün insanların kullanabileceği seviyeye gelmesine sebep oldu. Artık bilgisayar insan hayatının ayrılmaz ve vazgeçilmez bir parçası oldu.
BİLGİSAYARIN GEÇİRDİĞİ EVRELER
Birinci Kuşak (Vakum Tüplü) Bilgisayarlar (1946-1959)
İlk programlama dili makine dilinde yazılmaya başlandı ve bilgiler bellekte saklanıyordu. Bu kuşağın temel özellikleri şunlardır:
1. İşlemci olarak çok büyük vakum tüpleri kullanılırdı
2. Fazla enerji harcarlardı
3. Çevreye fazla ısı yayarlardı
4. Veri programlarını ana belleklerinde tutarlardı
5. Saklama aracı olarak manyetik teyp kullanılırdı
6. Programlar fazla detay gerektiren makine dilinde yazılırdı.
İkinci Kuşak (Transistörlü) Bilgisayarlar (1959-1964)
İlk dönemde kullanılan Vakum Tüplerinin yerine transistörler kullanılmaya başlandı. Bununla beraber daha hızlı ve daha az elektrik harcamaktaydı. ASSEMBLY makine dili kullanılmaktaydı. Bu kuşağın temel özellikleri şunlardır:
1. İşlemci olarak vakum tüpleri kullanılırdı
2. Ortalama 10.000 transistör ile çalışırlardı
3. Az enerji kullanırlardı
4. Daha az ısı yayarlardı
5. Transistörler tablolar üzerine el ile monte edilirdi
Üçüncü Kuşak (Entegre Devreli) Bilgisayarlar (1964-1970)
Transistörler bir araya getirilerek Entegre Devreler yapıldı. İlk Merkezi İşlem birimi CPU yapıldı. Bu kuşağın temel özellikleri şunlardır:
1. İşlemci olarak entegre devreler kullanılırdı
2. Düşük maliyet ile yüksek güvenirlik sağlanmaya başlandı
3. Manyetik diskler kullanılmaya başlandı
4. Program ve veriler ihtiyaç duyulduğu sürece saklanabiliyordu
Dördüncü Kuşak (Mikroişlemcili) Bilgisayarlar (1970-?)
İşlem ve kontrol birimlerinin tümünün bir arada bulunduğu chipler geliştirildi.
Bu kuşağın temel özellikleri şunlardır:
1. Mikroişlemcilerle daha hızlı işlemler yapılmaktadır
2. Daha fazla bilgi ve program saklanabilen disk ve CD'ler kullanılabilmektedir
3. Yapay zekâ kavramı hayata geçirilmiştir
4. Ağ sistemleri oluşturulup bilgisayarlar arasında iletişim sağlanabildi
5. Bilgisayarlar fiziksel olarak küçülerek kullanışlı ve taşınabilir hale geldi
Beşinci Kuşak (Yapay Zekâlı) Bilgisayarlar (1990-?)
Yapay zeka yapma yönünde çalışmalar yapılmaktadır. Bilgisayar teknolojisinde yeni bir araştırma konusu olan yapay zekâ "kendi kendini denetleyebilen, daha akıllı ve insanlarla tam bir uyum içerisinde olabilen zeki makineler yapmak" şeklinde tarif edilebilir. Bu alanda yapılan çalışmalar henüz istenilen düzeyde değildir. Bu kuşaktaki bilgisayarlardan beklenen hedefler şunlardır:
1. Üretkenliğin düşük olduğu alanlarda, üretkenliği arttırmak amacıyla pratik metotlar geliştirmek
2. Kalkınmada ve gelişmede, uluslar arası dayanışmaya katkıda bulunmak
3. Enerji ve kaynak tasarrufunda bulunmak
4. Toplumun sorunlarına pratik çareler bularak, toplumsal huzur ve güvenin sağlanmasında katkıda bulunmak
BİLGİSAYAR MİMARİSİ, TEMEL BİLEŞENLERİ VE ÇALIŞMA MANTIĞI
Bilgisayarı yapısal olarak; Bilgilerin girilmesi, girilen bilgilerin belirtilen durumlara göre işlenmesi, işlem sonuçlarının alınması olarak üç temel fonksiyona sahip bir makine şeklinde tanımlayabiliriz. Bu üç temel fonksiyonu gerçekleştirebilmek için sahip olması gereken mimariyi ise;
1. Girdi Üniteleri.
2. Merkezi İşlem Birimi.
3. Çıktı Üniteleri’dir.
GİRDİ ÜNİTELERİ: Bilgilerin bilgisayara aktarılmasını sağlayan klavye, fare, tarayıcı yada veri yolu üzerine takılmış fax-modem kartı gibi herhangi bir kart olabilir.
MERKEZİ İŞLEM BİRİMİ: Veriyi işleme kabiliyetine sahiptir. Üç temel görevi vardır:
1. Mantıksal İşlemler: 1<2 doğrudur, 3=4 yanlıştır gibi kararları verir
2. Matematiksel İşlemler: 1+1=2, 6-2=4 gibi toplama çıkarma işlemleri
3. Kontrol Mekanizması: Bilgisayar üzerindeki aletlerin işlemciyle ve kendileriyle olan ilişkilerini düzenlemek ve kontrol etmek.
ÇIKTI ÜNİTELERİ: İşlemcinin çıkan sonuçları aktarabileceği ünitelerdir. Monitör, yazıcı, sürücüler, yada veri yolu üzerindeki herhangi bir alet (Herhangi bir PCI yada ISA kart ) olabilir.
Bu üç ana elemanın sahip oldukları birçok donanımsal ve yazılıma bağlı özellik bulunur. Sonuç olarak bilgisayarı yapısal olarak oluşturan bu bileşenler donanım ve yazılımın uyumlu bir birlikteliği sayesinde ancak görevlerini yapabilirler.
Donanım Nedir? Bilgisayarın eletronik, elektrik ve mekanik birimlerinden oluşan fiziksel yapısıdır. Bilgisayar ile ilgili her türlü görebildiğimiz ve dokunabildiğimiz parçalar donanımı oluşturur.
Yazılım Nedir? Bilgisayarın görevini yerine getirebilmesi için ona verilen tüm bilgiler ve komut listeleridir. Her farklı komut listesi bir program olarak adlandırılabilir.
BİLGİSAYARIN TEMEL BİLEŞENLERİ
Merkezi İşlemci: Bilgisayarın beyni gibidir, mantıksal ve matematiksel işlemleri yapar, karar verir, donanımlar arası ilişkiyi düzenler.
Sistem Belleği (RAM): Bilgisayarın hafızasıdır. Veriler ve komutlar burada saklanır. Sistem açık olduğu sürece bilgiler bellekte saklanabilir. Sistem kapatıldığında veriler ve komutlar bellekten silinir.
Anakart: Tüm donanımın üzerinde bulunduğu kart yapısıdır.
Sürücüler: Bilgileri kalıcı olarak depolayabilme yeteneğine sahip birimlerdir.
İşletim Sistemi: Donanım ile kullanıcı arasındaki iletişimi sağlayan yazılımlardır. Kullanıcının donanımın yeteneklerinden yararlanabilmesini sağlar.
BİLGİSAYARIN ÇALIŞMA MANTIĞI
Bir bilgisayarın içindeki veriler ve komutlar sayı olarak saklanır ve işlenir. Birçok bilgisayar sadece iki sayı kullanır: 0 ve 1. Buna ikili kod adı verilir. İnanmak zor olsa da resimden fotoğrafa, sözcükten müziğe kadar her türlü bilgi sadece bu iki sayının bir kombinasyonu olarak saklanabilir. Bilgisayarın içinde 0 ve 1 sayıları çok küçük elektronik devreler üzerinde elektrik akımı olarak kaydedilir. Bir devre elektrik akımı taşıyorsa 1, taşımıyorsa 0’dır. Bilgisayara girilen tüm girdiler akımların varlık ve yokluklarının farklı kombinasyonları biçiminde kodlanmış olmalıdır.
Her bir elektronik devre 1 bit’lik veri oluşturur. Bu veri 1 veya 0 olarak tanımlanır. Sekiz bitlik seriler halinde saklanan bilgisayar verisine bayt denir. Örnek olarak klavyeden giriş yapmak için “B” harfine bastığımızda “B” harfi bilgisayara 01000010 olarak kaydedilir.
8 bit=1 byte / 1024 byte=1 KB / 1024 KB=1 MB / 1024 MB=1 GB
Bilgisayarda veri işleme: Bir bilgisayar veri işlemek için elektronik devreler üzerinden elektrik akımları yollar. Bir devre mantık geçitleri adı verilen elektronik aygıtlardan ve elektronik yollar sisteminden oluşur. Bir geçide giren 1 değeri, çıkışta 0’a dönüşebilir. Veri bu şekilde işlenir.
Silikon Devreler: Elektronik devreler yongalar üzerinde oluşturulur. Yongalar silikon adı verilen bir maddenin ince dilimleridir. Her bir yonga milyonlarca devre ile kaplanır. Devrelerin düzenlenme şekli, her yonganın ne iş yapacağını belirler. Örneğin, bilgisayarın Merkezi İşlem Birimi ve Belleği için farklı yongalar oluşturulur. Bir bilgisayardaki yongaların tümü baskılı devre kartı adındaki kartlara takılır.
Bazı yongalar o kadar küçüktür ki,
bir iğnenin deliğinden bile geçebilirler.
Veriyolları: Bilgisayarın içinde bilgi bayt olarak akar. Baytlar veriyolu adı verilen metal yollar üzerinde taşınır. Her veriyolu birkaç raydan oluşur; her ray ise bir bit taşır. Veriyollarının hızı donanıma bağlı olarak değişmektedir.
Veri Yolları: Bir veri yolu Merkezi İşlem Birimi (MİB - CPU) ile bellek arasındaki yada Merkezi İşlem Birimi ile girdi /çıktı aygıtı arasındaki veriyi taşır.
Denetim Veriyolları: MİB’den bilgisayarın diğer parçalarına gönderilen komutları taşır.
Adres Veriyolları: Bilgisayarın belleğindeki yerlerin her birini tanımlayan sayıları (adresleri) taşır.
ELEKTRİK
Elektronik cihazların kullanımında AC/DC akıma (elektriğe) ihtiyaç duyulur. Ancak kullanılan elektronik cihazın elektrik kablolarında ve kendi iç donanım yapısında (veriyolları, elektronik parçacıklar ve çıplak lehim bölgelerinde) elektromanyetik bir etkileşim oluşmaktadır. Bu elektromanyetik etkileşim ve manyetik alanın nötürize edilmesi (topraklama) gerekmektedir. Geliştirilmiş yapıya sahip elektronik cihazlarda bu problem donanımsal yollarla halledilmiş olup topraklı elektrik kablosuna ihtiyaç duymamaktadır. Ancak kullanılan cihazın elektrik kablosu topraklı ise kesinlikle binada kullanılan elektrik tesisatında sağlıklı bir toprak hattı tesisatına da ihtiyaç vardır. Bu sebeple topraklamalı cihaz kullanılan binalarda öncelikle toprak hattı tesisatından emin olunmalıdır. Aksi taktirde nötürize edilemeyen elektromanyetik oluşum zamanla cihaza zarar verebilir.
DONANIM VE ERGONOMİ
Bilgisayarın insan ile fiziksel ilişki içinde olduğu donanım ve ergonomi konuları birçok farklı etkenin birlikte oluşturduğu bir çalışma dinamiği ortaya koymuştur. Performans, maliyet ve sağlık unsurlarının kullanıcı yararına en efektif şekilde kullanılabilmesi iyi bir donanım seçimi ve uygulanabilirliği olan ergonomik düzenlemelere bağlıdır.
Bilgisayar uygulamalarında performans ve kapasite artışı sadece donanımsal özelliklere bağlı olarak sağlanamaz. Uygun yazılım kullanımı ve kullanıcı bilgisi de performansı en az donanım kadar etkilemektedir. Bu hususlar göze alındığında donanım seçimi sırasında kullanıcının bilgi düzeyi ve yapılacak işin niteliği de büyük önem kazanmaktadır. Kullanım amacına uygun olmayan bir bilgisayar, sahip olduğu üstün donanım özelliklerinden bir çoğunun kullanılamamasına, bazı zamanlarda da uygulamalarda yetersiz kalmasına neden olur. Bu çıkarımlardan hareketle, fiyat / performans oranı ile kullanıcı bilgisi / beklenen iş oranının dengeli bir şekilde oluşturulması gerekir. Bilgisayar kullanımı konusunda yetersiz bilgi birikimine sahip bir personele pahalı bir donanıma sahip performansı yüksek bir sistem tahsis etmek, beklenen işin gerçekleştirileceği anlamına gelmez. Yine bilgisayar tabanlı grafik-tasarım uygulamalarında tecrübeli bir personel perfomansı düşük bir sistem karşısında beklenen işi üretemeyecektir.
Günümüz bilgisayar teknolojisindeki hızlı gelişmeler sürekli olarak yeni donanımların kullanıcının beğenisine sunulmasına yol açsa da kişisel bilgisayarları temel aldığımızda bu donanımları 5 temel kategoride ele almak mümkün olmaktadır.
1. Temel Donanımlar
2. Çoklu Ortam Aygıtları
3. Çevre Birimleri
4. Ağ bağdaştıcıları
5. Yedekleme Üniteleri
TEMEL DONANIMLAR: Bilgisayarın çalışabilmesi için gerekli olan minimum bileşenleri içerir.
1. İşlemci: Bilgisayarın beyni gibidir, mantıksal ve matematiksel işlemleri yapar, karar verir, donanımlar arası ilişkiyi düzenler. İşlemcinin performansını, sahip olduğu çekirdek yapısı ve saat çarpanı (kaldırabildiği elektrik akımı) sonucu elde edilen MHZ üzerinden değer belirler. Anakartta işlemciye özel bir yuvaya takılır.
2. Örnek / Değerlendirme: Intel Celeron 1100 MHZ’lik bir işlemci Intel Pentium III 850 MHZ’lik bir işlemciden performans olarak daha düşüktür. Bunun nedeni Celeron işlemcinin sahip olduğu çekirdek yapısının farklı oluşudur.
3. Anakart: Bilgisayarın omurgasıdır. Tüm donanımın birbiri ile olan fiziksel bağlantısını sağlar. Bilgi akışının tamamı anakart üzerinden sağlanır. Bilgisayar ilk açılışını anakart üzerinde bulunan değiştirilemez hafızadaki (ROM) veriler yardımıyla gerçekleştirir. Anakartın veri yollarındaki hızı, sahip olduğu işlemci, hafıza ve sabit diske göre değişiklik göstermektedir.
4. Örnek / Değerlendirme:Pentium teknolojisinin ilk yıllarında anakart veri yolu hızı 33 MHZ civarında iken bugün 400 MHz’e kadar çıkabilmektedir.
5. Hafıza (Bellek): Veriler ve komutlar burada saklanır. Sistem açık olduğu sürece bilgiler bellekte saklanabilir. Sistem kapatıldığında veriler ve komutlar bellekten silinir. Hafızaların kapasiteleri MB değeri üzerinden, performansları ise işlemci ve anakart ile olan veriyolu hızı gözönüne alınarak belirlenir. Anakartta üzerinde özel olarak tasarlanmış yuvalara monte edilir.
Örnek / Değerlendirme:Son yıllarda yaygın olarak kullanılan SDRAM’ler 133 MHZ hızında çalışmaktadır.
6. Ekran Kartı: Ekranda görüntülenecek grafikler için video sinyali yaratan adaptör. Bilgisayarın işlediği veriyi monitör, televizyon, video projektör gibi görüntü aygıtlarında gösterime uygun hale getiren birim. Ekran kartlarının performansları üzerlerinde bulunan hafıza miktarına ve çipset özellikerine göre değerlendirilir. Anakart üzerinde bulunan AGP isimli özel bir yuvaya takılır. Kimi ekran kartları anakart ile bütünleşik olabilirler.
Örnek / Değerlendirme: Günümüzde kendi işlemcisi olan 64 MB hafızaya sahip TV çıkışı özelliği ve çift monitör desteğine sahip kartlar bulunmaktadır.
7. Sabit Disk: Verileri kalıcı olarak depolayabildiğimiz birim. Sabit disklerin kapasiteleri GB değeri üzerinden, performansları ise veri erişim hızını belirleyen saniyede diskin dönme hızı olan RPM değeri üzerinden değerlendirilir. Sabit diskler iki farklı mimari üzerinde kurulmuştur. IDE arabirimi kullananlar ve SCSI arabirimi kullananlar. SCSI yapısına sahip sabit disklere erişim IDE’ye göre daha hızlıdır. Ancak SCSI disklerin maliyeti IDE’ye göre oldukça yüksektir. Anakarta sabit diskin yapısal özelliğine göre tasarlanmış kablolar ile bağlanır.
8. Örnek / Değerlendirme: 30 GB IDE bir sabit diskin fiyatı ortalama $60 civarında iken 30 GB SCSI bir sabit diskin fiyatı ortalama $300’dır.
9. Monitör: Ekran kartından gelen video sinyallerinin kullanıcı tarafından görülebilen bir hale getiren birim. Monitörün değerlendirilmesi esnasında dikkat edilecek birçok farklı değer vardır. Bu değerler; Ekran büyüklüğü (Inch olarak), desteklediği maksimum çözünürlük, renk derinliği ve nokta aralığıdır. Monitörler iki farklı mimariye sahip olarak üretilmektedirler: Geleneksel – Tüplü monitörler ve Likit Kristal Ekranlı olanlar. Görüntüyü tüp teknolojisi ile oluşturan monitörler hesaplı sahip olma maliyetleri ile likit kristal (LCD) monitörler ise kapladıkları alan ve düşük güç tüketimi yüzünden tercih edilirler. Ekran kartının monitör için olan özel çıkışına monitör kablosu ile bağlanır.
10. Örnek / Değerlendirme: Günümüzde minimum özelliklerde bir monitör 15 inch büyüklüğünde 1024*768 çözünürlüğü ve 16 bit renk derinliğini destekleyen 0.28 nokta aralığına sahip olmalıdır. Aynı inch LCD bir monitör ile tüplü monitör arasındaki fiyat farkı tüplü monitörün yaklaşık 3 katıdır.
11. Kasa: Bilgisayarın monte edildiği birimdir. Elektirik akımının regüle edildiği güç kaynağıda kasanın içinde bulunur. Kasada bulunan güç kaynağı sayesinde, ülkemizi örnek aldığımızda, 220 Voltluk elektrik akımı 24 Volta çevrilerek anakarta aktarılır. Güç kaynağı aynı zamanda sürücüleri de besler. Kullanım yerlerine ve estetik kaygılara göre farklı kasa tasarımları bulunmaktadır. Kasalar, donanım barındırma kapasitesi, soğutma yeteneği ve kapladığı yer açısından değerlendirilebilir. Anakart ve diğer kartlar kasaya vidalar ile tutturulur.
Örnek / Değerlendirme:Bir kurumun internet altyapısını sağlayan sunucu bir bilgisayarın kasası 7-8 sabit diski barındıracak kapasitede olurken, kişisel bir bilgisayarın kasasında bu sayı 2 ile sınırlıdır. Bir çok kişisel bilgisayarda kasaya bağlı soğutma sistemleri basit bir pervaneden ibaret olmasına rağmen, iş istasyonu diye tabir edilen yüksek performanslı bilgisayarlarda özel soğutma tertibatları bulunmaktadır.
12. Klavye: Üzerinde rakam, alfabetik karakter ve özel işaretlerden oluşan tuş takımı bulunan ve kullanıcının bilgisayara komut vermesini, bilgi girişi yapabilmesini sağlayan birim. Ülkemizde iki farklı tuş dizilimine sahip klavye bulunmaktadır. Bunlar Q klavye ve F klavye olarak adlandırılırlar. F klavye dizilimi daktilolardaki tuş dizilimi ile aynıdır. Q klavyenin dizilimi ise daha evrensel bir yapıya sahiptir. Türkiye genelindeki kişisel bilgisayarların bir çoğunda Q klavye kullanılmasına rağmen kamu kuruluşlarında personelin daktilo bilgisinden dolayı F klavye kullanımı daha yaygındır. Klavye üzerinde aynı tuşun farklı karakterler üretebilmesi için değişik tuş ve tuş kombinasyonları bulunur. Bu tuşlar “Shift” ve “Kontrol (CTRL)” tuşları olarak adlandırılır. Ayrıca klavyede kullanılan programa göre özelliği değişen “Fonksiyon” (F1, F2...) tuşları bulunur. Anakarta kendi kablosu ile bağlanır. Çok düşük voltta elektrik akımını da bu kablo üzerinden alır. “PS2” ve “USB” adı verilen farklı bağlantı türleri vardır.
13. Örnek / Değerlendirme: Günümüzde birçok farklı klavye çeşidi üretilmektedir. Kullanım kolaylığı sağlayan ergonomik yapıya sahip klavyeler, çoklu ortam aygıtlarını kontrol edebilen özel fonksiyon tuşlarına sahip klavyeler gibi.
14. Fare (İşaretleyici): Çalışma yapılan bir programdaki bir özelliğin işaretlenmesini yada bir komutun çalıştırılmasını sağlayan birim. Klavye gibi fareninde “PS2” yada “USB” olarak anakarta farklı bağlantı şekilleri mevcuttur.
15. Örnek / Değerlendirme: Günümüzde birçok farklı fare çeşidi üretilmektedir. Kullanım kolaylığı sağlayan ergonomik yapıya sahip fareler, programın farklı özelliklerini kontrol edebilen özel tuşlara ve tekerleklere sahip fareler gibi.
16. Disket Sürücü: Yedekleme yada taşıma amaçlı bilginin kalıcı olarak depolanabildiği 3.5 inch’lik manyetik disklerin okunmasını sağlayan birim. Disket sürücünün bir diğer fonksiyonu ise sabit diskde yaşanan sorunlar yüzünden sitemin disket içindeki bilgiler yardımıyla açılabilmesini sağlamaktır. Sisteme tanımlı bir disket sürücü olmadan bilgisayar açılmaz. Disket sürücü anakarta özel bir kablo ile bağlanır.
17. Örnek / Değerlendirme: Düşük kapasitesi yüzünden son yıllarda kullanım alanları iyiden iyiye daralan disket sürücüler düşük maliyet ve yaygın olarak bulunmasında dolayı halen kullanılmaktadır.
ÇOKLU ORTAM AYGITLARI: Bilgisayarın görebilmesini, duyabilmesini, konuşabilmesini sağlayan, çoklu ortam uygulamalarının (video, müzik, oyun...) ve yüksek kapasitedeki veri yığınlarının depolanabilmesine ve taşınabilmesine olanak veren birimlerdir.
1. Ses Kartı: Analog ses dalgalarını dijitale, dijital ses bilgilerini ise analog bir yapıya dönüştürebilen birim. PCI adı verilen anakart üzerindeki bir yuvaya takılır. Bazı anakartlar üzerinde bütünleşik olarak bulunabilir. Analog ses girişi ve çıkışı için kart üzerinde dışarıdan erişilebilen özel yuvalar bulunur. Oyun kontrolörleri ile midi aygıtları için de özel bir bağlantı birimi içerir.
2. Örnek / Değerlendirme: Bilgisayarın içinde standart parçalardan biri haline gelen ses kartı, her geçen gün yeni ses teknolojilerine ve formatlarına destek verebilmek için ekstra özellikler ve donanımlarla güçlendirilmektedir.
3. CD–ROM Sürücü: CD-ROM adı verilen dijital medyadan veri okuyabilen birim. Anakarta kablo ile bağlanır. Ses kartına dijital olarak veri aktarabilen ekstra bir bağlantı kablosu da vardır. CD-ROM sürücüler anakarta aktarabildikleri Kb üzerinden veri miktarı ile değerlendirilirler.
4. Örnek / Değerlendirme: Bilgisayarın içinde standart parçalardan biri haline gelen CD-ROM sürücü, ortalama 650-700 MB kapasitesindeki CD-ROM’ların yoğun kullanımı ile disket sürücünün yerini almıştır.
5. CD–ROM Yazıcı: CD-ROM adı verilen dijital medyadan veri okuyabilen ve yazabilen birim. Anakarta kablo ile bağlanır. Ses kartına dijital olarak veri aktarabilen ekstra bir bağlantı kablosu da vardır. CD-ROM yazıcılar anakarta aktarabildikleri Kb üzerinden veri miktarı ve CD-ROM üzerine veriyi yazabilme hızlarına göre değerlendirilirler. Yazılabilen CD-ROM’ların özelliklerine göre defalarca veri yazıp silebilme yetenekleri vardır.
6. Örnek / Değerlendirme: Kullanımı giderek artan donanımlardan biri haline gelen CD-ROM yazıcılar, ortalama 650-700 MB kapasitesindeki CD-ROM’lara veri depolayabilme özelliği sayesinde disket sürücünün yerini almaya başlamıştır.
7. DVD–ROM Sürücü: DVD-ROM adı verilen dijital medyadan veri okuyabilen birim. Anakarta kablo ile bağlanır. Ses kartına dijital olarak veri aktarabilen ekstra bir bağlantı kablosu da vardır. DVD-ROM sürücüler anakarta aktarabildikleri Kb üzerinden veri miktarı ile değerlendirilirler.
8. Örnek / Değerlendirme: CD-ROM’lara göre 7 kat daha fazla depolama kapasitesine sahip DVD-ROM’ları okuyabilen bu sürücüler aynı zamanda CD-ROM’ları da okuyabilmektedirler. Sahip oldukları bu yüksek kapasite sayesinde DVD-ROM sürücüler yavaş yavaş CD-ROM sürücülerin yerini almaya başlamıştır.
9. DVD–ROM Yazıcı: DVD-ROM adı verilen dijital medyadan veri okuyabilen ve yazabilen birim. Anakarta kablo ile bağlanır. Ses kartına dijital olarak veri aktarabilen ekstra bir bağlantı kablosu da vardır. DVD-ROM yazıcılar anakarta aktarabildikleri Kb üzerinden veri miktarı ve DVD-ROM üzerine veriyi yazabilme hızlarına göre değerlendirilirler.
10. Örnek / Değerlendirme: CD-ROM’lara göre 7 kat daha fazla depolama kapasitesine sahip DVD-ROM’lara veri depolayabilme yeteneğine sahip bu sürücüler teknolojinin yeni olması ve DVD-ROM’un medya olarak pahalı olmasında dolayı henüz çok yaygınlaşamamıştır.
11. WEB Kamerası: Hareketli görüntüyü bilgisayara aktaran birim. Ses kartıyla senkronize çalışabilen bu kamera, düşük maliyeti ile yaygın bir kullanıma sahiptir. Çevre birimlerinden biri olarak da sayılabilen bu aygıt bilgisayara “USB” adı verilen veri aktarım teknolojisi üzerinden anakarta bilgi aktarır. Bilgisayara bağlı olarak kayıt yapabilme yeteneğine sahiptir. Kendi üzerinde (çoğu modelde) veri depolama yeteneği yoktur. İhtiyaç duyduğu enerjiyi “USB” sayesinde anakart üzerinden alır.
12. Örnek / Değerlendirme:Genelde video konferans amaçlı kullanım için uygun olan “WEB CAM” görüntü kalitesi olarak ağ kapasitesi doğrultusunda bir sonuç verir.
13. Radyo – TV Kartı: Analog olarak alınan Radyo ve TV yayınlarını bilgisayarda işlenebilecek dijital formata çeviren birim. Anakart üzerinde bulunan PCI yuvalara takılır. Ses kartı ile arasında analog ses transferini sağlayan bir kablo bulunur. Kart üzerinde Radyo ve TV anten girişleri ile harici kamera ve video bağlantıları için ekstra girişler bulunur.
14. Örnek / Değerlendirme: Bilgisayarda radyo ve tv yayınlarının dinlenebilmesini /izlenebilmesini sağlayan bu kart aynı zamanda bu yayınların sürücülerde depolanabilmesini de sağlamaktadır.
ÇEVRE BİRİMLERİ: Bilgisayara veri aktarımı ve çıkşı konusunda destek olan birimlerdir. Farklı formattaki medyaların dijital ortama, dijital ortamdaki verilerin farklı medyalara aktarılmasını sağlarlar.
1. Yazıcı: Bilgisayarda yapılan çalışmaları raporlamak amacıyla kağıt üzerine yazan birim. Yazıcılar; nokta vuruşlu, mürekkep püskürtmeli, ısıtmalı ve lazer olarak çeşitlere ayrılırlar. Yazıcılar, bir saniyede yazabildiği karakter adedi veya dakikada yazabildiği sayfa adedine göre değerlendirilirler. Anakarta Paralel port yada “USB” üzerinden bağlanırlar.
2. Tarayıcı: Bir doküman yada magazin sayfasından aldığı görüntüyü bilgisayar dijital olarak aktaran birim. Tarayıcılar; “Flatbet Scanner” (bilgileri taranacak sayfanın tarayıcı camı üzerine düz olarak yerleştirilen), “Feed Scanner” (birbiri ardına yapılacak taramalarda tek sayfa beslemeli), “Drum Scanner” (yazı ve resim sayfası bilgilerini bir tambur üzerinde döndürerek tarayan) ve “Handheld Scanner” (tarama kafası görüntü taraması yapılacak ortama taşınabilen) olarak dört tipe ayrılır. Tarayıcılar, dokümanı tarama hızı ve maksimum tarama çözünürlüğüne göre değerlendirilirler. Anakarta Paralel port yada “USB” üzerinden bağlanırlar.
3. Kesintisiz Güç Kaynakları: Bilgisayarın elektrik kesintisi sırasında çalışabilmesi yada güvenli bir şekilde kapatılabilmesi için geçici olarak elektrik kaynağı sağlayan birim. Kesintisiz güç kaynakları teknik özelliklerine göre yazılım ile iletişim halinde olabilirler ve bilgisayarı kontrol edebilirler. Sistemleri ayakta tutma sürelerine ve devreye giriş hızlarına göre değerlendirilirler. Bilgisayarın güç kaynağı ile şehir ceryanı arasında bulunur.
AĞ BAĞDAŞTIRICILARI: Bilgisayarların lokal yada genel ağlara bağlanmalarını sağlayan birimlerdir.
1. Ağ Kartları: Bilgisayarın ağ kabloları üzerinden lokal yada genel ağlara bağlanmalarını sağlayan birimlerdir. Veriler dijital olarak kablolar üzerinden ağ kartlarına aktarılır. İşlenen veriler yine ağ kartları üzerinden yollanır. Anakart üzerindeki “PCI” yada “ISA” yuvalarını kullananırlar. Bazı anakartlarda bütünleşik olarak bulunabilirler. Saniyede aktardıkları veri üzerinden değerlendirilirler.
2. Fax Modem Kartları: Bilgisayarların telefon kabloları üzerinden lokal yada genel ağlara bağlanmalarını sağlayan birimlerdir. Veriler analog olarak kablolar üzerinden modeme akratılır ve dijitale dönüştürülür. İşlenen veriler bu sefer dijital yapıdan analoğa çevrilerek yollanır. Bir anlamda fax-modem kartı analog ve dijital sinyaller arasında çevirici işlevini görür. Harici yada dahili olarak sistemde bulunabilirler. Paralel porttan yada “USB” ile harici olarak, “PCI” yada “ISA” yuvalarını kullanarak ise dahili olarak anakarta bağlanırlar. Bazı anakartlarda bütünleşik olarak bulunabilirler. Saniyede aktardıkları veri üzerinden değerlendirilirler.
YEDEKLEME ÜNİTELERİ: Verilerin güvenli bir şekilde yedeklenmesi için kullanılan birimlerdir. Bir çok farklı sürücü yedekleme birimi olarak kullanılabillir. Yedeklemede kullanılan en iyi çözüm yüksek kapasiteli manyetik bantlar üzerine sistemin tam bir kopyasının alınmasıdır.
ERGONOMİ
Ergonomi başlığı altında bilgisayar kullanımını inceleyecek olursak, özellikle yoğun çalışma dönemlerinde dikkat edilmesi gereken bazı hususları şu şekilde sıralayabiliriz:
1. Gözler: Gözler uzun süre aynı mesafeye odaklanırsa zorlanabilir. Bu yüzden her on dakikada bir ekrandan başka bir yere bakın ve gözlerinizi daha uzaktaki bir şeye odaklayın.
2. Duruş: Bilgisayar başında oturmak omuzlarınız ve sırtınızın alt bölümünü zorlayabilir. Bu yüzden iyi bir sandalyede oturmak önemlidir. Sırtınızın alt tarafına destek olacak ve otururken iki ayağınızın yere değmesine izin verecek bir sandalye kullanın. Dirsekleriniz ve dizleriniz 90 derece bükülmüş olmalı. Monitör ve klavyenizin tam karşısına oturun. Klavyeniz dirseklerinizle aynı yükseklikte olmalı. Kaslarınız ve eklemlerinizdeki gerilimin önüne geçmek için düzenli aralıklarla omzunuzu oynatıp, ellerinizi sallayın.
3. Molalar: Çalıştığınız her bir saat için on dakika mola vermeyi unutmayın. Bu gözlerinizi ve vücudunuzun diğer bölümlerini dinlendirecektir.
Bilgisayar ilk açıldığında onu çalıştırmaya başlayan bazı komutlar silinmeyecek şekilde ROM’da sürekli olarak saklanır. Çalıştırma sürecinin son kısmı sabit diskte işletim sistemi adındaki yaşamsal önemde bir yazılımı aramaktadır. İşletim sistemi bilgisayarın yapmasını istediğiniz başka işleri yapabilmesini sağlar. İşletim sistemi olmadan bilgisayarınız uygulama yazılımları adlı, özel amaçlar için yazılmış programları çalıştıramaz.
YAZILIM
Yazılım, bir programlama dili kullanılarak, bilgisayarın çeşitli işlevler kazanabilmesi için üretilen programlardır. Yazılımı oluşturan bilgiler ve komutlar kafanızdaki fikirlere ve düşüncelere benzer. Kafanız dokunabileceğiniz fiziksel bir nesnedir ancak düşünceleriniz soyuttur. Onlara dokunamazsınız.
İşletim Sistemi: Bilgisayarı denetleyen ve işleten bir dizi komut listesidir. İşletim sistemleri sahip oldukları farklı komut listelerine göre değişik özelliklerdeki donanımları kontrol etme yeteneklerine sahiptirler. Bu yetenekler aynı zamanda sistemin genel olarak performansını da etkiler. Günümüzde kişisel bilgisayarlarda tercih edilen işletim sistemi Microsoft firmasının Windows adlı işletim sistemi ailesidir. Windows işletim sistemi ailesinde farklı amaç ve donanımlar için farklı seçenekler bulunur. Ev kullanıcıları için Windows98, WindowsME ve WindowsXP Home Edition tercih edilirken, ofislerde Windows2000 Professional yada WindowsXP Professional Edition tercih edilir. İşletim sistemleri içerisinde, sunucu adı verilen, bilgisayar topluluklarını kontrol ve bu topluluklara farklı servis hizmetleri vermek için tasarlanmış ana bilgisayarlar için de özel versiyonlar bulunur. Bu özel işletim sistemleri sadece kendi donanımını değil kendine bağlı diğer bilgisayarların da donanım ve yazılım özelliklerini de kontrol edebilecek yeteneklere sahiptir. Örnek olarak Windows2000 Server, WinNT Server’ı verebiliriz.
Uygulama Yazılımları: Düşlenebilecek her türlü etkinlik için hazırlanmış binlerce değişik türde uygulama yazılımı bulunmaktadır. Bu yazılımlar bilgisayara girdi birimleriyle aktarılan bilginin işlenmesi konusunda rutin olarak kullanılan birçok fonksiyonun otomatik olarak yapılmasını sağlarlar. Uygulama yazılımları, kimi zaman tarayıcının magazini taraması esnasındaki ayarların yapılabileceği bir kullanıcı arabirimi, kimi zaman bu ders notlarının hazırlandığı kelime işlem programı, kimi zaman da kıyasıya rakiplerinizle mücadele ettiğiniz bir bilgisayar oyunu olarak karşınıza çıkmaktadır.
Yazılımlar, bilgisayar ile kullanıcısı arasındaki iletişimi sağlamanın yanısıra, donanımın da işletim sistemine tanıtılması ve senkronize bir şekilde çalışmasını sağlamak için de kullanılırlar. Bu küçük yazılım parçacıklarına donanım sürücüsü adı verilir.
Donanım Sürücüleri: Donanım üreticileri tarafından donanımın işletim sistemi içerisinde kontrol edilebilir ve çalışabilir hale gelmesi amacıyla donanım ile birlikte gelen tanımlayıcı yazılımlardır. Donanım sürücüleri sisteme yüklenmeden işletim sisteminin donanım ile haberleşmesi mümkün olmaz. Her donanımın farklı işletim sistemlerine göre farklı sürücü yazılımları bulunur. Bu yazılımlar yeni çıkan işletim sistemlerine pararlel olarak güncellenirler ve donanım üreticisi tarafından kullanıcılara ağ ortamlarında sunulurlar. Eski donanımları yeni işletim sistemlerinde çalışır hale getirebilmek, ilgili donanım sürücüsünün internet ortamından tedariki ile mümkün olabilir. Uygun donanım sürücüsünün kullanımı performansı olumlu yönde etkiler. İşletim sistemleri kendi içlerinde donanım sürücülerinin yer aldığı bir sürücü veritabanı da bulundururlar. Yaygın olarak kullanılan donanımların büyük bir bölümü sürücü veritabanı yardımıyla işletim sistemi tarafından direkt olarak da algılanabilirler.
TELİF HAKLARI
Yazılım Lisansı Nedir?
Neden Gereklidir?
Yazılım lisansı, telif hakkı sahibinin (yazılım üreticisinin) haklarını koruyan bir belgedir. Her bir yazılım için lisans almak şarttır; bu üreticinin telif hakkını çiğnemediğinizi, emeğinin karşılığını verdiğinizi gösterir. Telif hakkı sahibinin hakları yasalarla da korunur. Telif hakkı yasaları, insanların izin almaksızın yazılım kopyalayamayacağını açıkça beyan eder. Hiç kimse telif hakkı sahibinin izni olmadan, emeğini kopyalayıp dağıtamaz ve kullanamaz. Eğer, izinsiz olarak bir bilgisayar programını kopyalar veya yasal olmayan bir kopyasını bir başkasına tedarik ederseniz, kanunları çiğnemiş sayılırsınız.
Kopya (lisanssız) yazılım kullanımı, önemli cezai yaptırımlara neden olur. 3 Mart 2001’de yürürlüğe giren yeni Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na göre bu cezaların son hali şöyledir:
· Lisans başına 10 milyar TL’den 150 milyar TL’ye kadar para cezası
· 2 yıldan 6 yıla kadar, para cezasına çevrilmeksizin hapis
· 3 yıla kadar meslekten men
· Çoğaltmada kullanılan veya kopya yazılımların yüklenmiş olduğu bilgisayar ve araçlara el konulması
Telif Hakları Genelde Nasıl İhlal Ediliyor?
Telif hakları genellikle 6 şekilde ihlal ediliyor.
Kullanıcı Kopyalaması: Birkaç adet lisanslı yazılım yüklü bilgisayar satın alınıp bu bilgisayarlardaki lisanslı yazılımların diğer bilgisayarlara yüklenmesi; CD ya da programların sahip olunan lisanslardan fazla sayıda çoğaltılması ve el değiştirmesidir.
Eş Anlı Kullanım: Tek bir bilgisayar için kullanılması gereken bir yazılımın birden fazla bilgisayarda, yeterli sayıda lisans temin edilmeden paylaştırılarak kullanılmasıdır.
Sabit Disk Yüklemesi: Bilgisayarların, sabit disklerine kopya yazılım yüklenmiş şekilde satılmasıdır. Burada hem satıcı hem de kullanıcı eşit derecede sorumludur.
Sahtecilik: Orijinal ürünü kopya üründen ayıran hologram, paket, logo gibi belirgin özelliklerin taklit edilerek illegal yollardan ticaretinin yapılmasıdır.
İnternet Yoluyla Kopyalama: Web sayfası aracılığıyla, yazılımın lisanssız olarak bilgisayarlara yüklenmesidir.
Yazılım Kiralama: Kopya yazılımların, lisans sözleşmelerine aykırı olarak evlerde veya işyerlerinde kullanılmak üzere kiralanmasıdır.
Yukarıda söz edilen yöntemlerden hiç biri yasal değildir ve sizi teknik ve yasal birçok sorunla karşı karşıya bırakmanın yanı sıra itibar kaybına uğramanıza da neden olabilir. Lisanslı yazılım kullanmanın tek yolu vardır: Programın kullanıldığı her bir bilgisayar için bir lisans edinmek. Bunun dışındaki kullanımlar lisansız kullanıma girmektedir.
Bilgi: Bir şeyin ya da olgunun belirli bir özelliğini ve durumunu belirtir. Bilgi işlem sürecinin sonunda elde edilen mamüldür. Bir takım verilerle elde edilir. Bir karar vermekte anlam taşıyan, karar vericiye gerektiği zamanda ve gereken biçimde ulaştırılan ve doğru olan, işlenmiş veridir.
Veri: Bilgi işlem sürecinde işlenen malzemedir.
Fikir: Elde edilen bilgiler ışığında yapılan yorumlamadır. ( Bilgi olmazsa fikir de olmaz. Aynı şekilde yargı ve karar da olmaz )
Bilgi teknolojisi: Bilgi işlemekte kullanılan fiziksel cihazlar ve kavramsal araçlar topluluğudur.
A: Fiziksel cihazlar: Radyo, TV, Telefon, Fax, Teletext, Mobil (Cep) Telefon, Uydu Alıcıları, Bilgisayar, Cep Bilgisayarı vb.
B: Kavramsal araçlar: Dil, Alfabe, Sözlük vb.
Bilgi İşlem Süreci On Aşamada Meydana Gelir: 1- Kaydetme 2- Sınama 3- Sıralama 4- Sınıflandırma 5- Özetleme 6- Erişim 7- Hesaplama 8- Saklama 9- Çoğaltma 10- İletme
1- Bilginin kaydedilmesi (gerek duyulduğunda ulaşabilmek amacıyla).
2- Verilerin doğruluğunun sınanması (kontrol amacıyla).
3- Verileri özelliklerine göre sıraya dizerek hızlı erişimin sağlanması.
4- Belirli özelliklere göre verilerin sınıflandırılması.
5- Belirli bir özellik doğrultusunda elde edilen bilgiden ortalama değerin bulunması.
6- Sorgu amaçlı olarak kayıtlı bilgiye erişilmesi (adresleme).
7- Eldeki veriler doğrultusunda istenilen hesapların yapılabilir olması.
8- Verilere farklı zamanlarda ulaşabilmek amacıyla (korunması) saklanması.
9- Verilerin farklı birimlere gönderilmesi amacıyla çoğaltılması.
10- Verilerin farklı birimlere çeşitli şekil ve yöntemlerle iletilmesi.
İşlemci: (CPU - Processor) Girilen veriler üzerinde işlem yapan bilgisayar birimidir. Bu işlemcilerin tanıdığı rakamlar sadece 0 ve 1 dir.
Ana Bellek : (RAM – Random Access Memory) İşlemci veriler üzerinde işlem yapabilmek için bir belleğe ihtiyaç duyar. İşlemci bu ana belleğin istediği adresine ulaşabilir ve orada bulunan veriyi okuyup değiştirebilir.
Salt Okunur Bellek: (ROM – Read Only Memory) ROM işlemci tarafından okunur ancak ROM’da kayıtlı verileri değiştiremez. Çünkü ROM bilgisayarın işleyişinin temel kurallarının kaydedildiği bir bellektir. Günümüzde kullanıcı tarafından programlanabilen ROM’lar da geliştirilmiştir.
İşlemci Saati: (CPU Clock) Bilgisayar birimleri eşgüdümlü çalışabilmek için bir tür saat kullanırlar. Saat çok kısa ve belirli aralıklarla ilerler. Bu aralıklar da en basit işlemin yapılabilmesi için yeterli bir süredir. Saat hızı = Bilgisayar hızı. Bir saniyede gerçekleşen darbe sayısı Hertz (Hz) olarak ifade edilir. 1 Hz saniyede 1 darbe anlamına gelir. 1 KiloHertz (KHz) saniyede 1000 darbe. 1 MegaHertz (MHz) saniyede bir milyon darbe. 1 GigaHertz (GHz) ise saniyede bir milyar darbe demektir.
YOLLAR
Veri Yolu: İşlemci ile bellek arasında karşılıklı olarak verinin taşındığı yoldur.
Adres Yolu: Komutlar bellek hücrelerinin adreslerine yönlendirilirler. Dolayısıyla sadece hücrelerdeki verilerin değil adreslerin de taşınması gerekir. Bu işlem de adres yolu bağlantılarıyla gerçekleştirilir.
Denetim Yolu: Birimlerin eşgüdümlü çalışabilmesi için donanımı sürekli kontrol altında tutma işlemi denetim yolu bağlantılarıyla gerçekleştirilir.
KİŞİSEL BİLGİSAYARLAR (PC – Personel Computer)
Günümüz kişisel bilgisayarları standart olarak dört ana parçadan meydana gelmektedir (kasa, ekran, klavye, fare). Ancak bilgisayara bağlı tüm birimlerin toplandığı anakart (mainboard) adında bir merkez vardır. Anakartta işlemci ve ana bellek dışında tüm birimler üç ana başlık altında toplanır.
1- Giriş – Çıkış Birimleri (IO - Input Output) Kullanıcının bilgisayara komut ve veri girişi yapmasını, bilgisayarın da kullanıcıya uyarı ya da sonuçları iletmesini sağlar.
2- Yardımcı Bellek Birimleri (HDD – Hard Disk Driver, FDD – Floppy Disk Driver, CDD - Compact Disk Driver ) Veri, komut ya da sonuçların saklanmasını sağlayan birimlerdir.
3- Diğer Çevre Birimleri Yazıcı, tarayıcı, joystick, webcam, hoparlor, mikrofon vb.
İŞLETİM SİSTEMİ (OS – Operating System)
Bilgisayarın açılışında, BIOS raporundan hemen sonra kendiliğinden çalışan (autostart) ve bilgisayarı komut bekler duruma hazırlayan programlar bütününe işletim sistemi denir. Bilgisayar açıldıktan sonra kapatılana kadar aktif haldedir. Temel işlevleri; donanım ve yazılım kaynaklarını yönetmek ve uygulamalarla donanım arasındaki iletişimi düzenlemektir.
Genelde Komut Tabanlı ve Grafik Tabanlı işletim sistemleri olarak kategorize edilirler. (Kullanıcı arayüzü varsa grafik tabanlı yoksa komut tabanlı işletim sistemidir.)
DOSYA (file) Sistemdeki tüm veri ve programlar dosya adlı bilgi kümelerinde saklanır.
KLASÖR (Directory) Dosyalar klasör adlı grup bölümlerinde saklanır.
MASAÜSTÜ (Desktop) Programların çalıştırıldığı, görev çubuğunun, masaüstü simgelerinin, kısayolların, belgelerin ve diğer nesnelerin depolandığı yerdir.
KISAYOL (Short Cut) Farklı program veya uygulamayı masaüstünden çalıştırmak üzere kullanıcı tarafından yaratılan nesnelerdir.
GÖREV ÇUBUĞU (Task Bar) Masaüstünde bulunan ve üzerinde başlat düğmesi, hızlı başlat araç çubuğu ve durum alanını barındıran, üretici firma ya da ait olduğu işletim sisteminin adıyla anılan çubuktur.
BAŞLAT DÜĞMESİ (Start Button) Basmaya duyarlı düğme olup başlat menüsünü ekrana çağırmakla görevlendirilmiştir.
DURUM ALANI (Task Monitor) Görev çubuğunun sağ köşesinde sisteminizin durumu hakkında bilgiler sunar (saat, tarih, klavye dili vb.).
PAKET PROGRAM
Kullanıcıların belirli ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla hazırlanmış bilgisayar (yazılımları) programlarıdır.
İki grupta kategorize edilir.
1- Uygulama yazılımları: Bordro, Proje Yönetimi, Eczacılık, Masaüstü Yayıncılık Programları vb.
2- Büro yazılımları: (Kişisel verimliliği artırıcı programlar) Kelime işlem, İşlem tabloları, sunum programları, veri tabanı yönetim sistemleri vb.
SÜRÜM (Version)
İşletim sistemlerinin ya da paket programların zaman içerisinde gelişen ihtiyaçlar doğrultusunda zenginleştirilmesi ya da ihtiyaçlara karşılık verebilir hale getirilmesi amacıyla geliştirilmiş son hallerini içeren pakettir