Sasaniler, Gotlar, Vizigotlar ve Ostrogotlar, Vandallar, Lombardlar, Franklar, Normanlar, Varanglar, Venedik, Ceneviz. Bizans Tarihi, T.C. Anadolu Üniversitesi Yayını No: 2298, Açıköğretim Fakültesi Yayını No: 1295, Eskişehir, 2013.
Sasaniler, Gotlar, Vizigotlar ve Ostrogotlar, Vandallar, Lombardlar, Franklar, Normanlar, Varanglar, Venedik, Ceneviz.
Bizans Tarihi, T.C. Anadolu Üniversitesi Yayını No: 2298, Açıköğretim Fakültesi Yayını No: 1295, Eskişehir, 2013.
Bizans imparatorluğunun bin yılı aşan tarihinde pek çok komşusu olmuştur. Bizans bunlar arasında Ortaçağ boyunca varlığını korumuş tek devlet konumundadır. Bizans’ın komşuları ya tarih sahnesine daha geç çıkmışlar ya da tarih sahnesinden çok çabuk silinmişlerdir. Bizans’ın komşularına baktığımız zaman bir milletten ya da devletten daha çok halklarla karşılaşırız. Bunların ortak özelliği belli bir dil grubuna dâhil olmalarıdır. Bu komşuları arasında Farşça konuşan halklar, Cermen dili konuşan halklar, Türkçe konuşan halklar, Arapça konuşan halklar ve Slavca konuşan halkların Bizansla daha çok temas halinde olduğunu söyleyebiliriz. Bunların dışında Bizans’ın İskandinav ile Venedik ve Ceneviz gibi Latin halklarla da temasları olmuştur. Bizans devletinin güney sınırı çoğu zaman Akdeniz olduğu için Bizans’ın komşuları Batı, Kuzey ve Doğu yönünde oluşmuştur. Bizans imparatorluğunun uzun zaman boyunca kuzey sınırı Tuna Nehri olurken, doğu sınırı ise Fırat Nehri olmuştur. Batı sınırı ise çok kısa bir süreliğine Atlas okyanusu olmuşken uzun bir süre Batı Balkanların Dalmaçya kıyıları ile Macaristan arasında kalan hat olmuştur. Bizans’ın bu sınırlarında yer alan komşuları tarih boyunca sürekli olarak değişmiştir. Bizans bu komşularıyla zaman zaman barış içinde ama çoğu zamanda savaş halinde olmuştur. Çünkü Bizans’ın komşuları yeni vatanlarını Bizans’ın eski toprakları üzerinde oluşturmuşlardır.
Sasaniler
Bizans devleti tarafından dünyanın öteki gözü sayılan Pers dünyasında Sasani hanedanı tarafından 224 - 651 yılları arasında kurulmuş olan devlet Sasaniler olarak bilinir. Pers devlet geleneğini benimsemiş olan Sasanilerde monarşik yönetim hâkimdir. Kafkasya, Mezopotamya ve İran’a hükmetmiştir. Bizans’ın kuzeyde ve batıdaki komşularının pek çoğundan farklı olarak Sasanilerin kuvvetli bir devlet geleneği vardır. Bundan dolayı Bizans’la yaptıkları savaşlarda Sasaniler, zaman zaman yenilgiye uğrasalar dahi daha sonra coğrafyanın da verdiği avantajdan faydalanarak sınırlarını korumuşturlar. 6. yüzyılın son çeyreğinde Batı Roma topraklarını kaybeden Bizans 571 yılında Sasanilerle giriştiği savaşta müttefik olarak Göktürklerle anlaşma yapmıştır. İslamiyetin doğuşundan önce 7. yüzyılın ilk on yılında Sasaniler, Bizans’ın Orta Doğu toprakları olan Suriye, Filistin ve Mısır’ı işgal etmişlerdir. İmparator Heraklios (610 - 641) iktidarının ilk yirmi yılını bu toprakları alabilmek için Sasanilerle savaşarak geçirmiştir. Bu uzun savaş döneminde yıpranan Bizans ve Sasani dünyası arkasından gelen hızlı İslam yayılışına engel olamamıştır. Bunun sonucu olarak İran, İslam dünyasına katılırken Bizans’ın Orta Doğu toprakları da Müslümanlar tarafından fethedilmiştir (The Oxford Dictionary of Byzantium, 1991, s. 1845 -46). Bizans’ın diğer doğulu komşularını kronolojik olarak Emeviler, Abbasiler, Selçuklular, Osmanlılar olarak sıralayabiliriz. Kuzey komşuları ise daha çok Türk kökenli Hunlar, Göktürkler, Avarlar, Bulgarlar, Hazarlar, Peçenekler, Uzlar, Kumanlar ve Tatarlar olarak gösterilebilir.
Gotlar, Vizigotlar ve Ostrogotlar
Bizans’ın batı komşuları olan Gotlar, Cermen asıllı bir halktır. Anavatanları Güney İskandinavya olarak bilinir. Fakat Gotlar yerleşik bir toplum olmadıkları için 2. yüzyıl’da doğuya hareket ederek Karadeniz’in kuzeyinde Dinyester ve Don Nehirleri arasına geldiler. 238 yılından itibaren Gotlar Roma’nın Tuna eyaletini, Balkanları ve Anadolu’nun sahil şehirlerini yağmalamaya başladılar. 273 yılında Roma imparatorluğu Tuna Nehrinin Orta ve Aşağı bölümünün kuzeyinde kalan toprakları Gotlara bıraktı. Bu tarihten sonra 4. yüzyıl boyunca Gotların Vizigot ve Ostrogot olarak ikiye ayrıldıklarını ve batı yönüne hareket ettiğini görüyoruz. Batı Gotları olarak adlandırılan Vizigotlar ağırlıklı olarak Got soyundan gelmekle birlikte Balkanlardaki halklarla karışmış çok etnik yapılı bir halktır. Ostrogotlar ise Don Nehrinin aşağı bölümünde oturan ve Doğu Gotları olarak adlandırılan Gotları kapsar.
Vizigotlar, 4. yüzyılın sonunda Bizans’a karşı saldırı ve yağmalarda bulunarak 378 yılında İstanbul surlarının önünde görüldüler. Aynı yıl gerçekleşen Edirne savaşında Bizans imparatoru Valens, Vizigotlar tarafından öldürüldü. Bizans antlaşma yaparak onları Tuna eyaletine yerleştirdi. Bundan sonra Bizans ordusunda Got asıllı askerler ve generaller görülmeye başlar. Bu yüzyılda Ulfilas adlı bir Got İncil’i Yunanca’dan Gotça’ya çevirir. Bunun sonucu olarak Gotlar arasında Ortodoksluğun Arius mezhebi yayılır. Ancak İstanbul’un ileri gelenlerinin ve halkının Gotlar hakkındaki şikâyetleri tarihi kayıtlara yansımıştır. Muhtemelen bunun bir sonucu olarak 12. Temmuz 400 tarihinde İstanbul’da Got askerlerine toplu bir katliam uygulanır. Gotların Vizigot kolunu birleştirerek onların lideri olan Alarik, Tuna Nehrinin güneyinde kalan topraklarla birlikte Makedonya ve Trakya’yı yağmaladıktan sonra İstanbul surlarına yaklaştı. Bunun üzerine Bizans Alarik’e ordu komutanı manasında magister militium unvanı verdi. Alarik geri çekilerek İtalya’ya yöneldi. 401 yılında Alarik, Vizigotları İtalya’ya sevketti. Fakat Vandal lider Stiliho onu İtalya’dan uzaklaştırdı. 408 yılında Stiliho’nun ölümü üzerine tekrar İlirya bölgesinden İtalya’ya yönelen Alarik, 410 yılının Ağustos ayında Roma’yı işgal etti ve yağmaladı. Tarihçi Jordanes’in ifadesine göre aynı yıl ölen Alarik, güney İtalya’da bulunan Busento ırmağının altına hazinesiyle birlikte gömüldü. 5. yüzyılın başında Roma şehrinin yağmalanmasından sonra Batı Roma imparatorluğu toprakları üzerinde Cermen krallıkları oluşmaya başladı. 412 yılından sonra Güney Galya’ya geçen Vizigotlar, 418 senesinde Tulus şehrinde kendi devletlerini kurdular. 416 yılında Vizigotlar, Güney İspanya’ya gittiler ve burada karşılaştıkları Vandal ve Alanları yendiler. Batıda kurulan Vizigot ve Ostrogot krallıkları resmen tanınmasa da Bizans tarafından kabullenildi. 6. yüzyılda I. Iustinianos (527 - 565) döneminde İtalya ve İspanya’nın güney bölümü tekrar Bizans’ın hâkimiyetine geçince Gotlar İtalya’ya yönelen Lombardlara karşı Bizans’ın müttefiki haline geldiler ve zaman içinde eriyip kayboldular.
Karadeniz’in kuzeyinde Don Nehri civarında yaşayan Ostrogotlar 375 yılında bölgeye göç eden Hunların tazyiki ile Panonya bölgesine gelmişler ve burada 454 yılına kadar kalmışlardır. 5. yüzyılda liderleri Teodorik önderliğinde büyük bir Ostrogot birliği oluştururlar. Bu sırada İtalya’da imparator Romolus’a karşı isyan eden Cermen birliklerinin başına geçen general Odovakar devlet otoritesini hiçe sayar. Bizans imparatoru Zenon (474 - 475), Teodorik komutasındaki Ostrogotları, Odovakar’ı yok etmek üzere İtalya’ya sevkeder. Teodorik, 17 yıl süren bir mücadeleden sonra Odovakar’ı yener ve İtalya’ya hâkim olur. Bizans adına İtalya’nın idaresini üstlenir. Teodorik halkını Roma ilkelerine uygun olarak İtalya’ya iskân eder ve Revena’yı kendisine başkent yapar. Arius mezhebine mensup olmasına rağmen Papa ile iyi ilişkiler kurar. İtalya’yı öldüğü 526 yılına kadar yönetir. I. Iustinianos’un meşhur generali Belisarios’un 535 yılında İtalya’yı tekrar Bizans’a bağlamak için açtığı savaşa karşı Ostrogotlar 20 yıl savaştı. Ancak 555 yılında Ostrogotlar, Bizans hâkimiyetini tanıdılar ve 568 yılında İtalya’nın Po vadisine giren Lombardların arasında eridiler (The Oxford Dictionary of Byzantium, 1991, s. 862).
Vandallar
Vandallar, Cermen kökenli halklardan birisidir Vandallar tarihçiler tarafından ilk defa Alan ve Süev ittifakı ile birlikte Ren nehrini geçerek üç yıl boyunca Galya’nın yağmalanması olayında kaydedilirler. 409 yılında İspanya’ya girmişler ve buraya yerleşmeden önce İspanya’nın batısını ve güneyini yağmalamışlardır. Vandallar 429 yılında Alanlarla birlikte İspanya’dan Afrika’ya geçmişler ve Kartaca şehrine hâkim olmuşlardır. Vandallar kurdukları donanma ile Akdeniz’de etkili olmaya başlar ve Sardunya ile Sicilya adalarını kontrol altına alırlar. Vandal donanması Bizans’ın Akdeniz topraklarına sık sık saldırılarda bulunur. 455 yılında Roma şehri de Vandallar tarafından yağmalanır. Bizanslılar, Vandalları Afrika’dan çıkartmaya 465 ve 470 yıllarında iki kez teşebbüs ederler ancak başarılı olamazlar. Bunun üzerine Bizans, anlaşma yoluyla Afrika’nın kontrolünü Vandallara bırakır. 439 yılında Kartaca’nın Vandalların eline geçmesinden 533 yılına kadar Afrika’da Vandal krallığı kurulur. Vandallar da Hıristiyanlığın Arius mezhebine dâhildiler. 533 yılında son Vandal kralı öldüğü zaman kimin kral olacağı konusunda istikrarsızlık yaşanır. Vandal krallığı içinde yaşayan Romalı nüfusun Ariusçu Vandallardan zulüm görmesini bahane eden Bizans imparatoru Iustinianos, Belissarios komutasında bir orduyu Kartaca’ya gönderir. Vandal ordusu yenilir, Kartaca alınır ve Vandallar tarih sahnesinden vandalizm tabirini bırakarak çekilir.
Lombardlar
Lombardlar, Batı Cermen halklarından birisidir. 6. yüzyılın başında Panonya bölgesini işgal etmişlerdir. Lombard lideri Audoin, 540 yılında imparator Iustinianos ile ittifak kurar. Iustinianos’un generali Narsis’in emrine 552 yılında 5500 Lombard askeri verilir. 568 yılında Avarların Panonya bölgesine baskıları nedeniyle Alboin liderliğindeki Lombardlar, İtalya’ya hareket ederek buraya kısa sürede yerleşirler. 605 yılında Bizans, Lombardlarla barış anlaşması yapmak zorunda kalır. Ancak İtalya’ya yerleşen Lombardlar buradaki kültürden etkilenmeye başlar. Ostrogotlara da başkentlik yapmış olan Revena’yı 751 yılında ele geçirerek kendilerine başkent yaparlar. Bu durum Papa ile aralarının açılmasına neden olur. Papa, Lombardlara karşı Frankları desteklemeye başlar. Frank kralı Şarlman, 774 yılında Lombardları Frank hâkimiyeti altına alır (The Oxford Dictionary of Byzantium, 1991, s. 1249).
Franklar
Franklar, Cermen halklarından birisidir. 3. yüzyılda Ren Nehrinin aşağı bölgesinde yerleşmişlerdi. Bu yüzyılda Frankların Roma ordusu içinde görev aldıkları bilinmektedir. Franklar, 6. yüzyılın başında Clovis’in önderliğinde birleşmişlerdir. Clovis, Frank hâkimiyetini Galya’ya kadar genişletir. Clovis, Hıristiyanlığın Ortodoks mezhebini benimser. Bu durum Arius mezhebini benimseyen Vizigotlara karşı Bizans dünyasının zaferi olarak algılanır. Çünkü Frankların Ortodoksluk mezhebine geçmesi Bizans’ın Arius mezhebinde olan Vizigot, Ostrogot, Vandal ve daha sonra da Lombardlar için yeni bir müttefik bulması manasına geliyordu. Bizans ile Franklar arasındaki ilişkiler, İtalya’daki mücadeleler ve Bizans’ın kontrolünden çıkmak isteyen Papalık yüzünden gerginleşir. 800 yılında Papa, Şarlman’a Roma-Cermen imparatoru olarak taç giydirir. Bizans bu olayı iktidarına bir ortak oluşturma girişimi olarak değerlendirir. Şarlman, Aşağı Tuna’dan Bizans topraklarına inen ve oradan da Orta Avrupa’ya yönelen Avarları yenmeyi başarır. 9. yüzyıl’da Frank imparatorluğu çökmeye başlar. 843 tarihli Verdun antlaşmasıyla imparatorluk üç’e ayrılır. Müslüman Arapların Sicilya ve İtalya’ya akınları Frank kralı II. Louis ile Bizans imparatoru I. Vasil’i ittifak kurmaya zorlar. 10. yüzyılda Roma - Cermen imparatorluğunun ağırlığını Almanlar oluşturmaya başlar. Bunun üzerine Franklar, Fransa krallığı oluştururlar (The Oxford Dictionary of Byzantium, 1991, s. 803).
Normanlar
Kuzeyli adam manasına gelen Normanlar, Bizans’ta Viking, Varang, Rus ve Frank adlarıyla da isimlendirilmişlerdir. 9. yüzyıldan 11 yüzyıla kadar Normanlar, İzlanda’dan Kiev’e kadar geniş bir araziyi yağmalar ve bir kısmı da buralara yerleşir. Nomanlar 860 yılında İtalya’nın Pisa şehrini yağmalar. 990 ila 1017 yılları arasında Normanlar, Kuzey İtalya’yı işgal etmişlerdir. Bunu yapmadan önce Normanlar, Bizans’ın ve Lombardların paralı askerleri olarak Güney İtalya’ya gelmişlerdir. Normanlar 1040 ila 1071 yılları arasında Bizans’ın İtalya’daki temalarını işgal eder. 1072 yılında Normanlar, Sicilya’nın işgalini tamamlar. Bizans’ın Malazgirt’le doğuda aldığı yenilginin bir benzerini Normanlar Bizans’a Sicilya’da yaşatırlar. Sicilya’da 1072 yılından 1194 yılına kadar devam edecek devletlerini kurarlar. 10. yüzyılda toplumunun büyük bir bölümü hala köylü olan Normanlar, 11. yüzyılda şövalyelik gibi askeri tekniklerle tanıştılar. Normanlar, devletlerini kurduktan sonra Bizans’la yakın ilişki geliştirmek istediler. Devlet idaresinde eski Bizans memurlarından istifade ettiler. Pek çok Norman asilzadesi Bizans ordusuna girerek hizmet verdi. 12. yüzyılda Bizans elit grubu içinde Norman kökenliler de yer aldı. Bununla birlikte Normanlar, Batı Balkanlarda Bizans’a karşı kendi egemenliklerini kurmaya teşebbüs ettiler. 1107 yılında Draç’a saldırdılar. 12. yüzyılda Bizans’a karşı İstanbul’a bir donanma gönderdiler. II. Roger komutasındaki Normanlar 1147 - 48 yıllarında Mora ve kıta Yunanistan’ını yağmaladılar. Pek çok Bizanslı ipek dokumacısını Sicilya’ya götürdüler. 1185 yılında Normanlar, Selanik’i işgal ettiler. Ancak kısa bir süre sonra şehri kaybettiler. I. Haçlı seferi sırasında oluşturulan Antakya prensliğinin oluşumunda Normanlar önemli rol oynadılar. 1194 yılında Sicilya’daki Norman krallığı, hanedanın soyu devam edemediğinden ortadan kalktı (The Oxford Dictionary of Byzantium, 1991, s. 1193 - 94).
Varanglar
Varang kelimesi 11. yüzyılın sonundan itibaren Bizans’ın ordusunda yer alan Vikingliler ve kuzeyden gelenler için kullanılmıştır. Varang kelimesi aynı zamanda yine Bizans ordusunda görev yapan Anglo Saksonları da ifade etmektedir. Bu tabiri ilk defa Bizans kaynaklarında 1034 yılında rastlanır. İskandinavyalılar, Rusya yoluyla Bizans’ta çalışmak için 10. yüzyıldan itibaren İstanbul’a gelmeye başlarlar. Silah olarak taşıdıkları baltalarından dolayı baltacılar olarak anılmaktaydılar. 11. ve 12. yüzyıllar boyunca Varanglar, Komninos hanedanına Mangana ve Vlaherna saraylarının muhafız askerleri olarak hizmet ettiler. Aynı zamanda ordunun düzenlediği seferlere de katıldılar. Varanglar, kuzeyli görünümleri, silahları, katı disiplinleri ve kıyafetleri ile Bizanslıların ve yabancıların dikkatini çekmiştir. Varangların Meryem adına inşa edilmiş İstanbul’da, Girit’te ve Taranto’da kiliseleri vardı.
Venedik
25 Mart 421 yılında Adriyatik Denizinin kuzey uç noktasında kurulan Venedik, İtalya 9. yüzyıla kadar, Got, Lombard ve Frank işgali görmesine rağmen Bizans’a bağlı olarak kaldı. 888 - 920 yılları arasında Venedik Doçu olan Peter Tribuno döneminde Bizans’tan ayrılan Venedik, cumhuriyet idaresi kurar. Kısa zamanda deniz gücü oluşturur. Adriyatik denizinde Müslüman Araplara karşı mücadele verir. Venedik gemileri, 960 yılında yasaklanıncaya kadar İstanbul’a köle sattılar. 1082 yılında Aleksios Komninos, Venediklilere bazı ticari imtiyazlar verdi. Bundan sonra Bizans ticaretinin büyük bir kısmı Venedikliler tarafından gerçekleştirilmeye başlandı. 1204 yılında İstanbul’un işgali ile sonuçlanan IV. Haçlı seferine öncülük yapan Venedik, eski Bizans toprakları olan İstanbul, Adalar ve Mora’da pek çok yeni Latin devletinin oluşumuna katkı verdi. Bu durum İznik’e çekilmiş olan Bizanslılar arasında Venedik’e karşı husumet duygularının oluşmasına neden oldu. Son Bizans hanedanını çıkaran VIII. Mihail Paleologos, 1261 yılında İstanbul’u ele geçirmek için Venedik’in rakibi Cenovalılarla işbirliği yaptı. 1261 - 1328 yılları arası Venedik - Bizans ilişkileri istikrarsız ve gergin bir şekilde gelişti. 1328’den sonra Bizans, Venedik ve Cenova arasında bir denge politikası izledi. Bizans imparatorlarından V. İoannis ve II. Manuil Paleologos, Venedik taraftarı bir politika izler. 14. 15. yüzyıllarda Venedik İstanbul’da ve Karadeniz’de aktif bir ticaret gerçekleştirir. 1376 yılında Bozcaada’nın egemenliği için Venedik ve Ceneviz savaşır. Selanik’i kuşatan Osmanlılara dayanamıyacağını anlayan Bizans, şehri Venediklilere sattı. II. Manuil ve VIII. İoannis iktidarları döneminde Venedik’i ziyaret ettiler. Günümüzde en zengin Bizans yazmalarının muhafaza edildiği Bibliotheca Marciana, Kardinal Bessarion’un 1468 yılında Venedik’e miras olarak bıraktığı eserlerden oluşmaktadır (The Oxford Dictionary of Byzantium, 1991, s. 2158-2159).
Ceneviz
İtalya’da bir liman kenti olarak kurulan Ceneviz, 539 yılında Bizans’ın eline geçmiştir. Ancak kısa bir süre sonra şehir Frankların ve 642 yılında da Lombardların işgaline maruz kalmıştır. 10. yüzyılda tekrar tarih sahnesine çıkan Ceneviz, 930 - 935 yılları arasındaki Müslüman Arap akınlarına karşı koymuş ve 11. yüzyılda Sardunya’dan gelen Arapları yenilgiye uğratmıştır. Aynı yüzyılda güçlü donanmasıyla Ceneviz, Tunus’a saldırıda bulunur. Cenevizler I. Haçlı seferinde yer alırlar. 1155 tarihinde imparator I. Manuil Komninos, Cenevizlilere bazı ticari imtiyazlar verir. Ceneviz bu dönemde Venedik ve Pisa şehirleriyle rekabet halindedir. 1171’den sonra Ceneviz, Bizans nezdinde rakiplerine karşı üstünlük sağlar. İstanbul’un 1204 yılında Latinlerce işgali üzerine Venedik’in üstüne odaklanan Bizans öfkesinden Ceneviz istifade eder. 1261 yılında Bizans’la Ceneviz ticari antlaşma imzalar. İstanbul’un 1261 yılında alınmasına Ceneviz yardım eder. Bunun karşılığı olarak Bizans’tan yeni ticari imtiyazlar elde eder. İstanbul Pera, Sakız ve Kırım’da pek çok Ceneviz kolonisi oluştur. Cenevizliler, 14. ve 15. yüzyıl boyunca hem Osmanlılar hem de Bizans’la anlaşmalar yaparak ticari gelirini arttırmak için uğraşırlar (The Oxford Dictionary of Byzantium, 1991, s. 831).