Bu dönem, edebiyat ve sanatın yükselişiyle, içerde ve dışarda savaşlarla geçti. VIII. Mihail Palaiologos (1261-1282), iyice küçülen yeni bir devlet kurdu. Devlet arazisi, Anadolu’nun kuzeybatısı, Trakya, kısmen Makedonya, Thessaloniki, kuzey Ege adaları ve Boğazlarla sınırlıydı. Anadolu’da Türkler, Balkanlar’da Bulgarlar ve Sırplar kuvvetlenirken Bizanslılar birleşemedi: Trabzon Rum devleti hâlâ merkezden bağımsızdı. Ege’de Venedik, Karadeniz’de Cenova egemenliği sürüyordu.
İmparatorluğun sonunu başkentin Osmanlı Türkleri tarafından ele geçirilmesi değil onu yağmalayan Latinler hazırladı. VIII. Mihail’in cesareti ve diplomatik dehası büyük bir tehlikeyi önledi. Sicilya’nın Norman kralı Manfred Bizansı ele geçirmek istiyordu. Manfred, 1266’da, Sicilya Kralı Charles d’Anjou tarafından öldürüldü. Charles, Manfred’in politikasını sürdürdü. VIII. Mihail, Papa’ya desteği karşılığında Kiliselerin birliği için görüşmeyi teklif etti. 1274’de Mihail, Bizans karşıtı koalisyona rağmen Anjou’nun ordularını bozguna uğrattı. Mihail Palaiologos, Türk istilasını görmedi. Ancak geçici seferlerle yetinen Türkler, Bizans sınırlarının zayıflığını anlamışlardı. Bizans’ın diğer düşmanı Sırplardı. Mihail’in halefi oğlu IX. Mihail (1284-1329) idi. Onun ölümünden sonra imparator olan II. Andronikos, İoannis Kantakuzinos’un desteğiyle başkentini zapt eden torunu III. Andronikos ile mücadele etti (1328). III. Andronikos, taç giydiğinde devlet işlerini dostu Kantakuzinos’a emanet etti. 1341’de ölen III. Andronikos, veliaht belirlememişti. Yeni varis, V. İoannis Palaiologos idi. Bizans’da iç savaş çıktı. Sonunda anlaşmayla idareyi ortaklaşa devraldılar. Bu arada Sırp kralı Stefan Duşan Thessaloniki’ye yürümüş, Bulgarlar kuzey sınırına asker yığmıştı. Rumeli’ye geçen Türk akıncılar Trakya’ya saldırıyordu. Kantakuzinos’un Sırplara karşı müttefiki Aydınoğlu Umur Bey idi. Ama bu küçük ordu Kantakuzinos’un, ihtiyaçlarını karşılayamazdı. 1345’de Orhan Bey ile ittifak yaparak kızı Theodora’yı gelin verdi. 1347’de başkente girerek taç giydi. Taht naibesi Anna ile anlaştı. Bu anlaşmayla iç savaş sona erdi.
Bizans’daki iç savaşta Kantakuzinos’un Osmanlı birliklerine parası yetmeyince Gelibolu’da bir üs sağladı. Süleyman Paşa, yıkık Çimpe kalesini onarmak için askerleriyle Gelibolu yarımadasına geçti. Türkmenleri Kallipolis şehrine yerleştirdi. VI. Ioannis, 1383’de ölünce V. Ioannis imparator oldu. V. Ioannis, Trakyada ilerleyen Türklere karşı Batı’dan yardım alabilmek için Papa’ya Ortodoks ve Katolik Kiliselerini birleştirmeyi vadetti. İtalya’ya giden imparator, Çirmen savaşından sonra (1371) Sırplar gibi I. Murad’ın vassalı oldu. V. Ioannis, 1391’de öldü. Aynı yıl Manuel taç giydi. Osmanlılara karşı Avrupalı hükümdarlara yaklaştı. I. Bayezid, Constantinopolis (1394)’i ablukaya aldı. Manuel, tahtı yeğeni VII. Ioannis’e emanet etti ve askerî yardım için Avrupa’ya gitti (1399).
1402’de Osmanlı kuvvetleri Ankara Savaşı’nda Timur’a yenildiğinde şartlar değişti. Bayezid’in oğulları Venedik ve Bizans’tan yardım istediler. II. Manuel, 1403’de Batı’dan dönünce I. Mehmet (1413- 1421) Bizans ile dostane ilişkiler kurdu. Bu ilişkiler II. Murad (1421-1451) döneminde bozuldu. Manuel, idareyi oğlu VIII. Ioannis’e devretti. Sultan, 1422’de Bizans başkentini kuşattıysa da başarılı olamadı. II. Manuel, 1425’de öldü. Yerine oğlu VIII. Ioannis geçti ve 1448’e kadar tahtta kaldı. 1423’den beri Osmanlı kuşatması altındaki Thessaloniki düştü (1430). Böylece Bizans, Constantinopolis ve civarıyla Mora’ya sıkışıp kaldı. Varna Savaşı’nda (1444) Haçlıların yenilmesi Ioannis’in umutlarını yok etti. Sultan, Varna’dan Mora’ya yürüdü. 1448’de II. Kosova savaşında Haçlıların yenilmesi Bizansı çaresiz bıraktı. Ioannis, kısa süre sonra öldü.
Bizans’taki taht kavgalarına sultanın arabuluculuğu son verdi. Sultan, Konstantinos’un tahta geçmesini istedi (1449). XI. Konstantinos, II. Murad’ın ölümünden (1451) ve II. Mehmed’in tecrübesizliğinden yararlanmak isteyince Osmanlı kuşatması başladı. Nisan 1453’de imparator Batılıların desteği için çabaladıysa da sonuç alamadı. Teslim olmayan son Bizans imparatoru, 29 Mayıs 1453’te surları aşan Osmanlı askerleriyle çarpışırken öldürüldü. Fethi Batılı tarihçilerce bir felaket olarak nitelendirilen ve 4. Haçlı seferinde tahrip edilen başkent fetihten sonra yeniden doğdu. İyice azalan nüfusuyla dul bir kraliçeye benzetilen kent, II. Mehmed’in emriyle yeniden imar edildi. Anadolu’dan getirilen halk ve dönmesine izin verilen bir kısım eski ahaliyle canlandırıldı.