Ayn Ali Efendi
Altıncı Başlık
Zeamet ve timar verilmesinde her zaman uyulması gereken kanunu bildirir:
Zeamet, düşmanın ortadan kaldırılması için tayin edilmiş, savaşa gitme karşılığı askeri sınıfa verilen bedeldir denilmişti. O sebepten bu askeri sınıfın başına devletin hakimiyet sembollerini taşıyan kişilerden, kumandanlardan alaybeyleri ve çeribaşıları ve çerisürücüleri tayin olunmuştur. Aynı zamanda bu zeamet tasarruf eden askeri sınıfın zeamet ve timarları hangi bölgede ise orada yerleşmiş olmaları kanun olarak eskiden beri konulmuştur. Ne zaman ki bir bölgede hizmet gerekli olursa (sefer hizmeti) alaybeyileri bunları toplamaya çıktıklarında hepsi onun yanına toplanıp, yine gerekirse sancakbeyi ile beylerbeyilerinin komutasına girip onların hizmetinde bulunalar. Bir timar kadrosu boşalsa o kadronun olduğu sancakdaki bedelli mazul olmuş sipahiye verilmelidir. Tersine bir sancakta timar kadrosu bulunup, başka sancakda da yerleşmiş olan sipahi için bu durum görevden alınma sebebi olur. Ve görevden alınmış bir sipahiye, azil süresi iki yılı geçmeden, boş kadrolardan yeniden timar verilmez. Fakat başka bir timarlı sipahi kadrosunu devretmek isterse onu alabilirler, ona yasak yoktur. Sadece ölüm sebebiyle boşalmış kadroları bunlara vermek yasaktır.
Kanunun sebebi ise şudur; bir beylerbeyi yakınlarını kayırmak adına ölen bir sipahinin timarını, daha önce timardan azledilmiş kendi adamına verdiğinde, vakit kaybetmeden timarı başkasına satmaktadır. Ölüm dolayısıyla boşalmış başka bir timar daha olduğunda, yine bunlara yeni timar olarak verdikleri göz önüne alınarak bu kanunu tercih etmişlerdir. Böylece iki seneye kadar o tür insanlara timar verilmediği için kendilerini kollayacak kimsesi olmayan mazullere timar kadrosu bulmak mümkün olur. Ve henüz vefat etmemiş zeamet ve timar sahiplerinin, oğullarına dirliklerini devretmeleri yasaktır. Babası öldüğünde babasının timar veya zeametinin durumu ne ise ona göre verilir, kanunları birbirinden farklıdır. Padişah hizmetinde iken şehid olan ile normal şekilde ölenlerin oğullarına veriliş şekli hususunda kurallar eşit değildir. Şehid olan zeamet ve timar sahiplerinin oğullarına fazla miktarda verilir. Bu kuralın tercih edilme sebebi; sipahilerin savaş meydanından kaçma yolunu seçmeyip, “şehîd olursam ailem ortada kalmaz gelirim oğluma verilir” diyerek her şeylerini ortaya koymaları içindir. Bir sipahi güçten düşmüş bir ihtiyar olup, savaşa gitmeye gücü kuvveti kalmadığında kadrosunu oğluna devrederse, kendisine bundan sonra başka bir kadro tahsis edilmemek üzere izin verilir. Kendisine yeni bir dirlik verilse bir sipahi fazla olacağından, karışıklığa sebebiyet vermemek üzre bu uygulama yapılır. Çiftçi ve köylünün canı istediğinde askerî sınıfa girmesi yasaktır. Gönlünde kahramanlık yatan yiğitler asker sınıfından sancakbeylerinin ve beylerbeyilerin hizmetlerinde bulunup ve serhadlerde görev yapıp serhad dirliğine geçer. Görevde bulunduğu serhadde lâyıkıyla hizmet ettiği anlaşıldığı zaman serhad beylerbeyileri ve sancakbeyileri, sefere katıldığını belirterek onu timar defterine kaydeder. Hizmeti karşılığında, serhad hizmeti gelirleriyle geçinme yolundan çıkarıp timar gelirine kaydetmiş olur. Bunun dışında atadan dededen sipahioğlu olmayanın, bir yolu bulunarak usulsüz biçimde timar sistemine katılması kanuna aykırıdır.
Çiftçi ve köylü statüsündeki birisinin timarı hak etmesi, ancak padişah hizmetinde ve savaşlarda faydalı olduğunu ispatlamasıyla mümkündür. Sefer esnasında hizmeti geçene bağlı bulunduğu serdarı timar başlangıcı yazısını verir. Sefer olmadığı zamanlarda ise serhad görevinde bulunan beylerbeyileri hizmetini bildirdiğinde, en alt seviyeden timara kaydedilmesi emri verilir. O yüzden beylerbeyi olanların adam kayırmak niyetiyle, az veya çok her ne olursa olsun timar vermeleri kanuna aykırıdır. Timara en alt seviyeden dâhil olmak için ibtidâ emri almış olan kimseye, timarını beylerbeyi kendi yetkisini kullanarak verebilir. Fakat timara başlangıç beratını İstanbul’dan dîvândan almak zorundadır. Beylerbeyiler berat verme yetkisine sahip değildir. Ancak onun yerine tezkire verirler. Başlangıç beratı İstanbul’dan verildikten sonra o timar kadrosu boşaldığında beylerbeyi ancak kendi beratıyla tezkiresiz timar verebilir. Eğer boş kadro tezkireli timar idiyse beylerbeyi tezkiresini yazar, beratı İstanbul’dan hazırlanıp verilir. Timarlı sipahilerin bağlı bulundukları beylerbeyi veya sancakbeyi öldüğü zaman, geride kalan adamlarına derecelerine uygun biçimde timar verilmek kanundur. Beylerbeyiler öldüğünde onbir adamına, sancakbeyi öldüğünde altı adamına uygun kadrodan timar emri verilir. Geçmiş zamanda bunların haricindeki kimseleri timar sistemine katmak imkansız bir işti. Devlet kapısında hizmetli olmak öyle herkesin kendi gönlüne göre bir iş olmadığı için bu kanunlar konulmuştur. Şimdiki zamanda ise seçkin kimselerin yanında çalışan adamları bırakın en alt seviyedekilerin bile hizmetkârları kapıkulu sınıfına yazıldığından timar sistemine girmek için ibtidâ emrine rağbet eden kalmamıştır. O yüzden bahsedilen kanunlar unutulduğundan uygulanmaz hale geldi. Çiftçi ve köylü, sipahiye mahsus davranışlardan uzak tutulurmuş. Askerlik mesleğine heves edenler sınır boylarına gidip, devlet hizmetinde birçok zaman geçirmeleri sonucunda hem serhad vilayetindeki insanlar düşman saldırılarından korunur hem de sınır boylarındaki işler düzgün yürütülürmüş. Zamanımızda ise en küçük bahane ile farklı zümrelerden asker kaydolmak mümkün olduğundan, timarı hak edene vermek usulüne kimse dikkat etmez ve kimse değer vermez.
Anadolu Eyaleti’nde nevbetli timar uygulaması vardır ve birkaç kişiye aynı timar verilir. Savaş zamanı olduğunda nöbetleşe savaşa gittikleri için benevbet tîmâr diye adlandırılmıştır. İşte bu benevbet statülü tîmârı almış olanlara eşkin tîmârı denilen cinsten tîmâra geçiş yapma izni verilmez. Ancak eşkin tîmârı statüsünde tasarrufta bulunanlar istedikleri takdirde benevbet tîmâra geçebilirler, yasak yoktur. Benevbet tîmâr kadrosu boşaldığı zaman boşaltmış olanın oğullarına verilir. Eğer oğlu yoksa dışardan birisine verilir. Fakat Rûm Vilayeti’nde (Sivas Vilayeti) bulunan benevbet tîmârlar eski sultanlar zamanında bazı sipâhîlere mülkiyet üzre verilmiş olduğundan, miras olarak devredebileceği mülküymüşcesine vârislerine aktarılır. Dışardan kimseye verilmez. Bunlardan birisi öldüğü zaman kaç adet oğlu kalmış ise bağlı bulundukları beylerbeyi, oğullarına verir. Onlar da savaş zamanı diğer timar ortaklarıyla birlikte bizzat nöbetleşe sefere giderler. Ancak Anadolu Vilayeti’nde de buna benzer mülk timarlar bulunmasına rağmen onlar başlangıçta mülk olarak verilirken sefere cebelü (Timar sahibinin belli bir miktar timar geliri karşılığı sefere gönderdiği asker veya ödemiş olduğu asker bedeli) göndermek şartıyla verilmiştir. Timar başına kaç adet cebelü asker belirlenmiş ise sefere o kadarı gider. Bu statüde timar tasarruf eden kişi öldüğünde tasarruf hakkı oğluna verilir. Başka gerekçe istenmez. Oğlu yoksa diğer malvarlağı gibi mirasçılarına aktarılır. Bu mirasçılar ister erkek olsun ister kadın olsun savaş zamanı geldiğinde hisselerine ne kadar timar düşmüşse o miktarda cebelü askeri gönderirler. Cebelü askerini göndermezse, o senenin timar gelirlerlerine mevkufat bürosundan tayin edilen görevliler tarafından el konulur. “Timar geliri devlet hazinesine aktarıldı aktarılmasına ama sefere cebelü askeri göndermedi” gerekçesiyle diğer timarlarda yapıldığı gibi bunların timarı başkalarına verilemez.