Yakındoğu'da en eski çağdan itibaren birçok farklı kökenden gelen dilleri konuşan toplum iç içe veya yan yana yaşamıştır. Bunlardan bazıları çiviyazısı kullandığı için dilleri ve kökenleri hakkında daha fazla bilgi edinebilmekteyiz. Bir bölümü yerleşik olmayan yaşam biçimleri nedeniyle yazı kullanmamıştır. Konuştukları diller hakkında ancak komşularının yazılı belgelerine yansıyan bilgiler çerçevesinde fikir sahibi olmaktayız.
Mezopotamya'da Sümerlerden sonra en çok yazılı belge üretilmiş dil Akkadca'dır. Sümerce MÖ dördüncü binyılın sonları ve üçüncü binyılda yaygın olarak konuşulmuş ve yazılmıştır. İkinci binyılda resmi işler ve tapınaklar dışında fazla bir kullanım alanı olmadığı anlaşılmaktadır. İbadet dili olarak tapınaklarda uzun süre Sümerce metinler okunmakla birlikte günlük yaşamda etkisi giderek azalmış ve ortadan kalkmıştır. Mezopotamya'da ikinci binyıldan itibaren artık nüfusun büyük bölümünü oluşturan Sami toplumlarının dili Akkadca konuşulmaktaydı.
Akkadca, Sami kökenli dillerin ilk yazıya geçirilenidir. Sami kökenli diller iki gruba ayrılmaktadır. Mezopotamya'da Akkadca'nın lehçeleri olan Doğu Sami kökenli Babilce ve Assurca yaygındır. Doğu Akdeniz kıyılarında ve Suriye'de ise Batı Sami kökenli İbranice, Aramice, Fenikece konuşulmaktaydı. Bu diller daha çok alfabe yazıyla MÖ birinci binyılda yazıya geçirilmiştir. Suriye ve daha sonra Mezopotamya'da konuşulan Amurru dili Batı Sami dillerinin öncüsü olarak kabul edilir. Bütünüyle bu dilde yazılmış herhangi bir belge günümüze ulaşmamıştır. Ebla dili de MÖ üçüncü binyılda yazıya geçirilmeye başlayan Sami kökenli bir dildir ve Suriye çevresinde konuşulmuştur.
Hurrice bu dillerle akraba olmayan, Kafkasya'dan Anadolu'ya gelmiş Hurri toplumu tarafından MÖ üçüncü binyıl ile birinci binyıl arasında konuşulmuştur. Doğu Anadolu çevresinde birinci binyılda konuşulan Urartuca'nın akrabasıdır. Mitanni dili ise Hint Avrupa kökenli bir dildir ve MÖ ikinci binyılda Kuzey Suriye çevresinde konuşulmuştur.
Mezopotamya'nın doğusunda İran'dan ise MÖ üçüncü binyıl ile birinci binyıl arasında Elamca adlı dil yazıya geçirilmiştir. Elamca da Sümerce gibi kendine özgü yanları ile diğerlerinden ayrılan ve bölgede konuşulan hiçbir dille akraba olmayan bir dildi (van de Mieroop 2006: 54-55).