Orta Assur dönemindeki annal/ yıllık yazma geleneği, bir anlamda tek yanlı resmi tarih yazıcılığı olarak değerlendirilebilir. I. Şalmaneser'den itibaren Assur kralları yaptıkları seferleri, inşa ettikleri yeni kentleri ve tapınakları bu yıllıklarında anlatmışlardır. Yıllıklara kralın unvanları sayılarak başlanır. Kralın gücünü baştanrı Assur'dan aldığı özellikle vurgulanır. Arkasından o döneme kadar yapılan en önemli faaliyetlere vurgu yapılır. Seferlerinde ulaşılan en uzak noktalar, bazen abartılarak sıralanır. Çoğu kez savaşılan düşmanın gücünün abartıldığı görülür. Örneğin Assur kralı I. Tukulti-Ninurta (1244-1208) aşağıda verdiğimiz yazıtında Doğu Anadolu'da Nairi ülkelerinde 40 krala boyun eğdirdiğinden söz etmektedir. Oysa bu dönemde bu bölgede yarı göçebe aşiretler olduğunu ve bunların merkezi bir devlet kurmadıklarını biliyoruz. Assur kralı her bir aşireti bir devlet olarak abartmaktadır. Yıllığın bir bölümü şöyledir:
"Tukulti-Ninurta, evrenin kralı, güçlü kral, Assur'un kralı, tanrı Assur'a düşman olan, itaat etmeyenlerin fatihi, Uqumanu ve Paphu ülkelerindeki isyankârları mağlup eden. Kadmuhu ülkesini ve Qutu ordusunu, dağlık bölgeleri ezen, Subaru ülkesinin askerlerini dağıtan, Alzu ve Purulumzu'ya boyun eğdiren kral. Tanrı Assur ve yüce tanrıların desteğiyle dünyanın dört köşesine yürüyen, yukarıda ve aşağıdaki düşman bölgelerini ele geçiren, güçlü kral, savaşçı kral, Nairi ülkelerinin tümünü egemenliği altına alan ve kırk kralını, onların komutanlarını ayaklarına kapandıran Azalzi ve Separdi ülkelerini kendi topraklarına katan, Sümer ve Akkad'ı mağlup eden ve orada sonsuza dek gücünü hâkim kılan, Kassit kralı Kaştiliaş'ı ele geçiren, Assur kralı Şalmaneser'in oğlu" (Grayson 1972 no: 721)
Orta Assur bölümünde belirttiğimiz gibi bu dönemde Assur Krallığı, Kuzey Suriye ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeki Mitanni topraklarının Fırat Nehri'ne kadar olan bölümüne hâkim olmuştur. Yıllıkta adı geçen kentlerin büyük bölümü bu bölgededir. Subaru olarak adlandırılan bu bölgenin fethi I. Şalmaneser döneminde gerçekleştirilmişti. Tukulti-Ninurta'nın da aynı bölgeye seferler yaptığı görülmektedir. Kassit Krallığı üzerindeki üstünlüğün ise yazıtta iddia edilenin aksine oldukça kısa sürdüğü bilinmektedir. Assur kralının bütün Akkad ve Sümer mirasına sahip çıkmak anlayışı ise yaygın bir krallık/ egemenlik sembolü olarak algılanmalıdır. Yoksa Assurluların Güney Mezopotamya'ya tümüyle hâkim olduğunu gösteren bir kanıt yoktur. Anallar görüldüğü gibi kralı yüceltmek için yazdırılmış, dönemin siyasal olaylarını da içeren ancak yenilgilerden ve başarısızlıklardan söz etmeyen taraflı belgelerdir.