Kaynak: Kuhrt 2007: 73-74.
Akkad İmparatorluğu'nun sonunu hazırlayan Guti saldırısı, Mezopotamya'da edebi metinlere konu oluşturmuştur. Dağlı bir kabilenin, köklü gelenekleri, tapınakları ve sarayları olan kentlere gelip yağma ve talan yapması, daha önce bu merkezlerdeki büyük tanrılara yeterince saygı gösterilmemesinin cezası olarak yorumlanmıştır. Akkad ülkesinin bu talandan gördüğü zarar ve çektiği acılar zamanla ağıt olarak dilden dile aktarılmıştır. Aşağıda verdiğimiz metin tanrıların başı olarak kabul edilen Enlil'in bir tür ceza olarak gönderdiği Guti saldırısını anlatmaktadır. Anlaşıldığı kadarıyla Enlil bu cezayı Nippur kentinde bulunan ve Ekur adıyla anılan tapınağı yıkıldığı için vermişti:
"Talan edilmiş bir kentin malları değillerdi ama
Koca gemiler yanaştı tapınağa
Koca gemiler yanaştı Enlil'in tapınağına
Kentteki mallar talan edildi
Kentteki mallar talan edilirken
Akkad'ın sağduyusu da kayboluyordu
Gemiler limandan hareket ederken
Akkad'ın aklı başından gidiyordu
Kasıp kavuran fırtına bütün ülkeyi sarar
Yükselen sel sularına karşı konulamaz
Kutsal Ekur yıkıldığı için (Tanrı) Enlil (ceza alarak) neleri yıkacak acaba?
Guti dağlarına doğru baktı,
Uçsuz bucaksız dağ sıralarını gözlemledi,
İnsan sınıfından sayılmayan, topraktan pay almayan,
Engel tanımaz Guti,
Güdüleri insana, akılları köpeğe, hatları maymuna benzer.
Onları çağırdı Enlil dağlardan
Çekirge sürüleri gibi yayıldılar topraklara,
Döktükleri kanla ovaları kapladılar, Enlil için hayvan avlarlar sanki
Hiçbir şey kurtulamaz ellerinden
Hiç kimse kaçamaz önlerinden.
Elçiler çıkamaz artık dağ yollarına,
Ulakların gemisi geçemez ırmaklardan".
Görüldüğü gibi Gutilerin bölgeye yaptığı göçün sonucu oldukça yıkıcı olmuştur. Kanlı savaşların izlerini taşıyan dizeler bu süreçte kentlerde büyük insan kayıpları olduğuna işaret etmektedir. Bu yıkım dönemi sonrasında bir süre diğer kentlerle olan ilişkilerin zayıfladığı, güvenli bir biçimde ticaret yapma imkânının ortadan kalktığı anlaşılmaktadır.