Köymen, 1979.
Gazneli Sultan Mahmud, Karahanlı hükümdarı Yusuf Kadir Han ile Semerkant'ta görüştükten sonra Oğuzlar'ın kendileri için de büyük bir tehlike olduğu kanaatine vardı. Fakat tehditin boyutunu anlamak üzere o sırada Oğuzlar'ın önde gelen başbuğlarından olan Arslan Yabgu'yu huzuruna çağırdı. 10.000 kişilik bir ordu ile geldiğini duyunca kendi başına gelmesini istedi. Arslan Yabgu başlangıçta iyi kabul görmekle birlikte, daha sonra yakalanarak hapsedildi. Sultan Mahmud ile Arslan Yabgu arasında bu olaya sebep olarak gösterilen konuşma şu şekilde nakledilmektedir:
Sultan Mahmud- "Biz her zaman Hind tarafına, kâfirlerle gazaya gitmek zorundayız. Böyle olunca Horasan ihmâl ediliyor. Sizden beklentim odur ki, iki taraf arasında bir sözleşme ve yardımlaşma olsun. Zira bir taraftan kuvvetli bir düşman peyda olursa, yardıma ihtiyaç olacaktır. Siz yardımı esirgemeyesiniz".
Arslan Yabgu- "Sultan'a bağlılık konusunda bizden kusur ve ihmâl olmaz".
Sultan Mahmud- "Askere ihtiyacım olursa bana ne kadar yardım edebilirsiniz?"
Silahdârından bir yay alan Arslan gençliğin ve içkinin verdiği gururla
Arslan Yabgu- "Bu yayı kendi kavmime gönderirsem 30.000 kişi derhâl atlanırlar" diye cevap verdi.
Sultan Mahmud- "Daha fazlasına ihtiyacım olursa diye tekrar sordu".
Arslan Yabgu- Elindeki oku Sultan Mahmud'a atarak
"Bu oku kendi kabileme işaret olarak gönderdiğim her zaman 10.000 kişi daha gelir" diye cevapladı.
Yabgu, Sultan sordukça üç ok ve bir yayla toplam 100.000 kişinin geleceğini taahhüt etti.
Sultan Mahmud Daha fazla lâzım olursa diye sormaya devam etti.
Arslan Yabgu- "Şu oklardan birini Balhan Dağı'na (Hazar'ın güneydoğusunda) gönder, 100.000 atlı daha gelir".
Sultan Mahmud aynı soruyu tekrarlayınca
Arsan Yabgu- "Bu oku Türkistan'a gönder, 200.000 atlı istesen de gelir" dedi.
Sultan Mahmud bunun üzerine 'Bir yay ve üç okla, maaşsız-ücretsiz bu kadar orduyu emre amade edebilen bir kimseyi hafife almamalıdır" diyerek onu ve adamlarını yakalattı. Gece yarısı zincirlere vurulmuş olarak, hapsedilmek üzere Hindistan'daki Kalincar kalesine gönderildi. Oğlu Kutalmış ve adamlarının teşebbüslerine rağmen kurtarılamayan Arslan Yabgu 1032 yılında hapiste öldü.