Albert Camus
Bu metin, Albert Camus’nun, 10 Aralık 1957’de kendine verilen Nobel Ödülü sonrasında yaptığı ve “İsveç Söylevi” olarak da adlandırılan konuşma metninden alınmıştır.
“...Ben kendi hesabıma, sanatım olmadan yaşayamam. Ama hiçbir zaman da bu sanatı her şeyin üstünde tutmadım. Tersine, benim için gerekli oluyorsa, hiç kimseden ayrı bulunmadığımdan ve bana, olduğum gibi, herkesle eş düzeyde yaşama olanağı verdiğindendir. Benim için sanat, kişinin yalnız başına sevinip eğelenebileceği bir şey değildir. Ortak sevinç ve üzüntülerin ayrıcalı bir görünümünü gözler önüne sererek, alabildiğince çok sayıda insanı kamçılayıp coşturma yoludur o. Öyleyse sanatçıyı kendi yalnızlığına çekilmemeye zorlar; onu en önemsiz ve en evrensel gerçeğin buyruğuna verir. Ve çok kez, kendisini başkasından ayrı bulduğu için sanatçı olma yazgısını seçen kişi, sanatını ve başkalarından ayrı olan yanını, ancak herkesle benzerliğini itiraf etmekle, besleyip geliştirebileceğini anlamakta gecikmez. Sanatçı, kendisiyle başkaları arasındaki bu sonu gelmez gidiş gelişlerde, yüz çevirmediği güzellikle, kopamadığı toplum arasındaki o yolun ortasında yetişir, kendini kurar. Bundan dolayıdır ki gerçek sanatçılar hiçbir şeyi küçümsemez; yargı yürütmekten çok anlamaya çalışırlar. Sanatçıların eski günlerdeki o rahatlıklarının özlemini çekmelerini anlıyorum. Değişim, birdenbire ve biraz sert oldu. Tarih sirkinde hem aslan hem kurban oldu hep kuşkusuz. Kurban, sonsuzluk avuntularıyla güç buluyordu; aslan, tarihin o pek kanlı besiniyle. Ama şimdiye dek sanatçı, seyircilerin oturduğu yerde bulunuyordu hep. Hiç için, kendisi için söylüyordu türküsünü, ya da, olsa olsa, kurbanı yüreklendirmek, aslanı da iştahıyla biraz keyiflendirmek için.
Şimdiyse, tersine, sirkin ortasındadır sanatçı. ...Bizden önce gelen sanatçıların bütün kaygı ve kuşkusu, kendi yetenekleri üzerinde toplanıyordu. Günümüz sanatçılarınınkilerse, sanatlarının gerekliliği üzerinde, dolayısıyla, kendi varlıkları üzerinde toplanmaktadır.
... Günümüzde en çok bühtana uğrayan değer, özgürlük değeridir. ...İnsanları yalnızlıktan kurtarabilecek olan, yalnız ve yalnız özgürlüktür; kulluk ise, bir yalnızlıklar kalabalığı üzerinde dolaşıp durur hep. ...Her büyük yapıt insanlığın yüzünü daha bir zenginleştirir, daha bir güzelleştirir; bütün gizi de buradadır işte.