Halit Ziya Uşaklıgil
Mensur şiir. Uşaklıgil, 1891, 106-107.
Mensur şiir.
Uşaklıgil, 1891, 106-107.
Şair; semâlardan dökülen handelerle güler; sehâblardan, zulmetlerden saçılan giryelerle ağlar; çiçeklerden, çemenlerden çıkan râyihalarla mest olur; tabiatın letâfetlerine, ziynetlerine karşı mebhût kalır bir mahlûk-ı ulvî, bir hiss-î mücessemdir.
Şair; tabiatın semâ-yı efkârda, âfâk-ı hissiyâta salıverdiği zerrîn-per bir kelebektir.
Kanatlarının ihtizâzı çiçekleri, gülleri mütebessim eder; dâire-i pervâzında nûrlar, handeler saçar.
Şair; tabiatın bedâyini, nûrlar içinde galtân şafaklara, nücûm ile mültemi’ semâlara, hüzünlerle giryân gurûblara karşı terennüm etmek için yaratılmış; çiçeklerin, nücûmun şi’r-i sâkitine tercümân olmak üzere halk edilmiş hayâtın letâfetlerine, melâllerine lisân vermek için sahrâların, ormanların, cem’iyetlerin içine salıverilmiş bir mahlûktur.
Lakin şairin gözleri başka bir semâ-yı ulvîye nâzır; başka cihânlara müstağraktır.
Bir gün terennüm ettiği hayât gözlerinde bir hayal şeklini alır. O zaman şair, tahayyül ettiği avâlim-i ulviyeye müteveccihen per-güşâ-yı tayerân olur.