Şeyh Galib
Murabba.
Günümüz Türkçesiyle
I
Seni sevdim; yüz bin cefada bulunsan da bundan vazgeçmem. Seni sevdim; kaza ve kader kalemi alnıma böyle yazmış. Sevdim seni; yeryüzü ve gökyüzü aşkıma şahit olsun. Dokuz felek dönmeye devam ettikçe ben verdiğim bu sözden dönmem.
II
Gönül bağımın ipi senin gaddar kaşındadır. Bir aradalığımın ipi senin karanlığı meslek edinmiş saçındadır. Ben hastayım; iyileşme ümidim senin hasta gözündedir. Sevdim seni; tedavisi bulunmayan bir derde düştüm ben.
III
Ey hilâl kaşlı! Doğrusu gönlümün meyli sanadır. Bakışım mihraptan yana eğri duruşludur. Senin ra harfi gibi olan kaşından uzaklaşsam doğrusu bu riyadır. Doğru da olsa yanlış da olsa sevdim seni.
IV
Ayva tüylerinin hasretiyle toprağa bulansam yine de (gönlüme) bir toz bulaşmaz. Helâk olsam yine de sağlığım senin dudağının ruhundadır. Gamzenin kılıcından yara bere içinde kalsam yine de (senden) kesilmem/ayrılmam. Sonuçta sen bana boşuna eziyet etme, sevdim seni.
V
Ben âşık Galip’im. Ferhat ve Mecnun’un öldüğü ilan edilsin. Dünya bir yanda ben bir yanda olsam yine de senden yüz çevirmem. Mumuna pervane olmuşum, çekinmeme gerek yok. Yabancı olan anlasın, tanıdık olan bilsin ki seni sevdim.