Üyelik İşlemleri
Hoşgeldin
edebiyat dostu
Menü
Menü
Ana Sayfa
Eserinizi Ekleyin
Yeni Eklenenler
Yazarlar
İletişim
Hakkımızda
Menü
Kategoriler
Hikaye
Şiir
Makale
Deneme
Yazı Türleri >>
Köşe Yazısı
Biyografi
Destan
Efsane
Eleştiri
Fıkra
Gezi
Günlük
Hatıra
İnceleme
Masal
Mektup
Röportaj
Sohbet
Söylev
Tiyatro
Edebi Örnekler
Kısa Kısa
Belgeler
Tarih
Psikoloji
Sosyoloji
Felsefe
Arkeoloji
Sinema
Fotoğraf
Bilim
Teknoloji
Hayvanlar Alemi
Uzay
Müzeler
Mimari Anıtlar
Ders Özeti
Etkinlikler
>>
Nasa'nın Kamerasından Dünya
Haberler
Kaside Der Sitatişi Sultan Süleyman
Fuzuli
Günümüz Türkçesi ile birlikte...
1. Çıhdı yaşıl perdeden arz eyledi dîdâr gül
Sildi mir'ât-I zamiri pâkden jengâr gül
2. Câm dut sâkî ki gülbünler gül İzhâr Udiler
Sen dahi bir gülbün-i ra'nâsın it izhâr gül
3. Geldi ol dem kim ola izhârı hikmet kılmağa
İnşirâh-ı sadr ile sadr-i saf-ı ezhâr gül
4. Yetdi ol mevsim ki açmağa gönüller mülkini
Ola gülşende reyâhin hayline ser-dâr gül
5. Âdem isen bâğ seyrin eyle bu mevsimde kim
Bağı reng ü bûy ile kıldı bebişt-âsâr gül
6. Çâr-sû-yı bâğ seyrânı bugün merğûbdur
Kim şukûfe anda sarraf oldı vü attâr gül
7. Çıhmış iken bezm-i gülşenden yine avdet idüp
Câm-ı mey sundurdı ehl-i tevbeye tekrar gül
8. Habsden Yûsuf çıhup Sultânı Mhsr olmış kimi
Oldı açup goncesin ârâyis-i gülzâr gül
9. San Züleyhâ halvetidür gonce-i der-beste kim
Çıhdı andan dâmen-i çâkiyle Yûsuf vâr gül
10. Çak olup bulmış safa bâd-ı seherden sanasın
Bâddur Cibril kalbi Ahmed-i Muhtar gül
11. Şebnem-i gülzâr-ı ruhsâr-ı Resûlu'llâh'dur
Neşr-i ıtriyle kıkır her dem anı iş'âr gül
12. Dürr-i şebnem sacdı rengin berglerden her taraf
La'l-i handan itdi hublar kimi gevher-bâr gül -
13. Sûret-i hâline hayran eyledi arifleri
Açdı irfan ehline gencîne-i esrar gül
14. Sebze üzre gezdürür bâd-ı sabâ gül bergini
Sanki sebze âsmândur kevkeb-i seyyar gül
15. Kıldı pinhân goncenün lu'b ile gözden hokkasın
Bulmak olmaz hiç reng ile zihi ayyâr gül
16. Yüz çevürmiş hardan ayrılmak ister bî-sebeb
Mün'im-i nâkes kimi aslından eyler âr gül
17. Hâr-i gayret n'ola ger sancılsa gülbün bağrına
Aynlup andan olur hem-sohbet-i ağyar gül
18. Yiridür odlara yansa hasret ile hâr kim
Andan alur zîb ü zînet gayre olur yâr gül
19. Bî-vefâhğ âdetin dutmış anunçündür bu kim
Ömrden olmaz cihan bağında berhordâr gül
20. Hansı bülbül kam dutmuş bilmezem kim muttasıl
Geh esîr-i hâr olur geh mübtelâ-yı nâr gül
21. Seyr-i bâğ itdüm seher gördüm açup mecmu'asm
Hıfz idüp bu matla'ı eylerdi istihzar gül
22. Âşık ohmş hüsnüne ey serv-i hoş-reftâr gül
Çâk çâk itmiş senünçün sîne-i efgâr gül
23. Gül ne nisbetdür sana senden ana yüz fark var
Sen büt-i perde-nişinsin şâhed-i bâzâr gül
24. Eyle pinhân eylemiş gögsinde sırr-ı ışkımı
Kim ayağından asarlar eylemez izhâr gül
25. Tûtyâ-yı çeşm içün her subh-dem yollar dutup
Hâk-i der-gâhun sabâdan eyler istifsar gül
26. Seyr-i gülzâr itdügün peyk-i sabâdan fehm idüp
Genc-i zer Kılmış müheyya kılmağa isâr gül
27. Berg-i güller sanına rengin hıştlar cem eylemiş
Çekmeğe ol genc-i zer hıfzına bir dîvâr gül
28. Tâ serîr-i sebzeyi depretmeye tahrîk-i bâd
Sayesinden urdı her fcvhine bir mismâr gül
29. Her seher gülzâr Ievhine çeker yüz dâ'ire
Gâlibâ minkâr-ı bülbülden alur pergâr gül
30. Ayş içün gülsen şebistâmn münevver kılmağa
Her ağaçda asdı bir kandîl-i pür envâr gül
31. Munca kandili fürûzân eyledi amma ne sûd
Dûd-ı dilden kıldı bülbül rüzgârın târ gül
32. Dâr-i dünyâyı f ezâ-yı cennete dönderdi lîk
Gönce kimi bülbüle dünyâyı kıldı dar gül
33. Bir zebân-ı hâldür her yaprağı fehm itseler
Perde-dâr-ı hâk olanlardan virür ahbâr gül
34. Bülbülün zâr Itdüği feryâdlar te'sîridür
Bî-sebeb hâb-ı ademden olmamış bîdâr gül
35. Bâğbân Sultânı âdil devridür tenbîh kıl
Urmasun gülzâra âteş zulm idüp zinhar gül
36. Cevr eliyle gönce veş pîrâhenün çak itmesün
Cünbiş-i nâ-mu'tedilden kılsun istiğfar gül
37. Yohsa nâ-geh sûret-i hâli olur Sultân'a arz
Kahra uğrar muktezâ-yı vaz'-ı nâ-hemvâr gül
38. Ol gül-i bâğ-ı hilâfet kim bahân devleti
Âlem-efrûz olalı görmez cefâ-yı hâr gül
39. Oldı devrinde hevâ mahbûs-ı zindân-ı habâb
Galiba görmiş hevâdan şemme-i âzâr gül
40. Berg-i gül gezdürmez oldı mahmil-i bâd-ı sabâ
Haddi yoh kim çekdüre bâd-ı sabâya bâr gül
41. Sarsar-ı kahr-ı cihân-sûzmdan agâh olah
Açmaz oldı bûstân-ı fitne-i eşrâr gül
42. Halvet-i lutfınadur nûr-ı dil-i mü'min çerâğ
Gülşen-i kahrınadur dâğ-ı dil-i küffâr gül
43. Şâh-ı din Sultân Süleymân-ı sa'âdet-mend kim
Kesb ider hulk-i hoşından nüzhet-i etvâr gül
44. Başa çalmış mihrini rûz-ı ezelden çerh-i pîr
Eyle kim gül-ruhlar eyler zînet-i destâr gül
45. İnkılâb-ı devrden bulmazdı hergiz ihtilâl
Alsa andan hükmine fermân-ı istimrar gül
46. Zevk bâzânnda bulmazdı bu reng ile revâc
İtmeseydi nakş-i mührin sikke-i dînâr gül
47. Olmağ içün mutrib-i bezmi dutup bir dâ'ire
Öğrenür her subh bülbülden fen-i edvar gül
48. Matbah-ı cûdına kim dûdına sünbüldür gulâm
Hâr-keşlik san'atin dutmış degül bî-kâr gül
49. Kurtılur feth itdüği kişver belâ-yı fitneden
Kini açıldukda tikenden ayrılur nâ-çâr gül
50. Şerh idüp sûsenlere evsâf-ı hulkın gezdürür
Gonceden her subh açup gülşende bir tûmâr gül
51. Katre-i şebnem midür yâ el açup sâ'il kimi
Hâzin-i lutfmdan almış lü'lü'-i şehvâr gül
52. Koymayup devrinde viran kârgâh-ı gülbüni
Bir ayağ üzre durup olmış ana mi'nlâr gül
53. Adli eyyamında şebnem sanmanuz kim bülbülün
Ahçasm koynmda hıfz itmiş olup gam-hâr gül
54. Dâmen-i pâkiyle ol behcet-fezâ-yı mülkdür
Ger cihan bağında cennet güllerinden var gül
55. Vaz'-ı âlemden felek maksûdı oldur kim olur
Beslemekden hân manzûr-ı ulü'l-ebsâr gül
56. Ferrine virmez halel hâr ile kılmak iltifat
Zîb ü zinet virdüğiyçün hara olmaz hâr gül
57. Meyve ol Sultân-ı âdildür nihâl-i devlete
Sâbıkâ gelmiş selâtîn-i felek-mikdâr gül
58. N'ola ger sabıklar oldıysa fena oldur garaz
Meyve gösterdükde tökmek resmdür eşcâr gül
59. Kıl Fuzûli medhin ol Şâh'un ki bâğ medhinün
Bülbüli olurdı bulsa kuvvet-i güftâr gül
60. Gerçi yohdur i'tibârun medhin it izhâr kim
Adet-i devri zemândur hara olmak yâr gül
61. Var iimîdüm nice kim resm-i medâr-ı dehrdür
Yılda bir kez âleme arz eylemek dîdâr gül
62. Feth bağından ana her dem hilâf-ı bâğ-ı dehr
Taze taze aça lutf-İ îzid-i Cebbar gül
Günümüz Türkçesi ile
Sultan Süleyman'ın Övgüsünde Kaside
1. Gül yeşil perdeden çıkıp yüzünü gösterdi. Temiz gönül aynasındaki pası sildi.
2. Saki! Kadeh tut. Çünkü gül ağaçları güllerini gösterdiler (güller açtı). Sen de güzel bir gül ağacısın gülünü göster.
3. Hikmet göstermek (yani yaratılışın sırrını açıklamak) için gülün çiçekler dizisinin baş tarafında gönül ferahlığı ile yer aldığı zaman geldi.
4. Gönüller ülkesini açmak (fethetmek) için gülün gülşende çiçekler sürüsüne kumandan olduğu mevsim geldi.
5. însan isen bu mevsimde bahçeyi gez. Çünkü gül, renk ve koku ile bahçeyi cennet gibi yaptı.
6. Bu gün bağ çarşısını gezmek rağbettedir. Çünkü orada şukûfe (beyaz çiçek) sarraf, gül de attar (ıtriyatçı, koku satan) oldu.
7. Gül bahçesinin meclisinden çıkmışken gül yine geri dönüp tövbe ehline tekrar şarap kadehini sundu.
8. Yusuf, hapisten çıkıp Mısır sultanı olmuş gibi, gül goncasını açıp gül bahçesini süsledi.
9. Kapalı gonca sanki Züleyha'nın odasıdır. Çünkü gül oradan Yusuf gibi yırtık eteğiyle çıktı.
10. Gül sabah rüzgarından parçalanıp açılmış, ferahlık bulmuştur. Sanırsın ki, rüzgâr Cebrail, gül de Hazret-i Muhammed'in kalbidir.
11. Gül Tanrı'nın elçisi (Hz. Muhammed) nin gül bahçesi gibi olan yüzünün şebnemidir. Gül her an koku yayarak onu hatırlatır.
12. Gül her tarafa renkli yapraklarından çiğ incisi saçtı. Gül, güzellerin gülen dudağı gibi inci saçtı.
13. Gül, arifleri haline hayran edip onlara sırların hazinesini açtı.
14. Sabah rüzgârı gül yaprağını yeşillik üzerinde gezdirir. Sanki yeşillik gök, gül de gezegen bir yıldızdır.
15. Gül oyun yaparak goncenin hokkasını gözden öyle sakladı ki, hiçbir surette bulunmaz. Hayret, gül ne kadar hilekârdır!.
16. Gül sebepsiz yere dikenden yüz çevirmiş, ondan ayrılmak ister. Aşağılık zengin gibi aslından utanır.
17. Gül ağacının bağrına kıskançlık dikeni batsa ne olur. Çünkü gül dikenden ayrılıp başkalarına arkadaş olur, onlarla sohbet eder.
18. Diken, hasretle ateşlere yansa yeridir. Çünkü gül, süsünü dikenden alır, başkalarına yâr olur.
19. Gül vefasızlık âdetini tuttuğu için dünya bahçesinde ömürden mutlu olmaz (yani bu yüzden ömrü kısadır).
20. Bilmiyorum, hangi bülbülün kanı tutmuş ki, gül bazan dikene esir oluyor. Bazan da ateşe tutuluyor.
21. Seher vakti bahçeyi gezdim. Gül, mecmuasını açıp bu matlaı ezberleyerek hazırlıyordu.
22. Ey güzel yürüyüşlü servi (sevgili)! Gül güzelliğine âşık olup senin için yaralı göğsünü parça parça yırtmış.
23. Gül sana nasıl benzetilebilir. Seninle onun arasında yüz fark var. Sen perde arkasında oturan (kimseye görünmeyen, namuslu) bir güzelsin, gül ise güzelliğini herkese gösteren pazar yeri güzelidir.
24. Gül senin aşkının sımnı göğsünde öyle gizlemiş ki, ayağından asarlar da yine sırrını açıklamaz.
25. Gül gözüne sürme yapmak için her sabah yolları tutup sabah rüzgârından senin evinin toprağını sorar.
26. Gül, senin gül bahçesini gezdiğini sabah rüzgârı habercisinden öğrenip ayağına saçmak için altın hazinesi hazırlamış.
27. Güllerin yaprağı sanma, gül altın hazinesini korumak maksadıyla duvar çekmek için renkli tuğlalar toplamış.
28. Rüzgârın hareketi yeşilliğin tahtını oynatmasın diye tahtan üzerine gül, gölgesinden bir çivi vurdu.
29. Gül, her sabah gül bahçesinin levhasına yüz daire çizer. Galiba gül bülbülün gagasından pergel almıştır.
30. Gül eğlence için gül bahçesinin gecesini aydınlatmaya her ağaçta parlak bir kandil astı.
31. Gül bunca kandili yaktı ama ne fayda ki, bülbülün gününü gönül (ateşinin) dumanından karanlık etti.
32. pünya evini cennet göğüne dönderdi. Lâkin bülbüle dünyayı gonca gibi dar etti.
33. Eğer anlasalar gülün her yaprağı toprakla örtülenlerden (ölülerden) hal diliyle haberler verir.
34. Gül sebepsiz yere yokluk uykusundan uyanmamıştır. Bu, bülbülün inleyerek ettiği feryatlarının tesirindendir.
35. Ey bahçıvan! Âdil sultanın (Kanunî) devridir. Tenbih et, sakın gül zulmedip gül bahçesini ateşe vermesin.
36. Gül cevr ve cefa eliyle gömleğini gönce gibi parçalamasın, dengesiz hareketinden tövbe etsin.
37. Yoksa, gülün durumu hemen sultana arzolunup uygunsuz halinden dolayı zulme uğrar.
38. O hilâfet bağının gülü (Kanunî) ki, onun devletlinin bahan âlemi aydınlatalı gül (artık) dikenin cefasını çekmez.
39. O sultanın devrinde gül galiba havadan azıcık incindi ki, hava su kabarcığının içine hapsedildi.
40. Sabah rüzgârının yük sepeti gül yaprağını gezdirmez oldu. Gülün sabah rüzgârına yük taşıtmaya haddi yoktur.
41. Kanuni'nin cihanı yakan kahrının kasırgasından haberdar olalı şer sahiplerinin fitne bahçesi gül açmaz oldu.
42. Mü'minin gönlünün nuru onun lütuf odasına çerağdır. Onun kahır gülşenine kâfirlerin gönlünün yarası güldür.
43. Din padişahı saadetli Sultan Süleyman ki, onun huyunun güzel kokusundan gül neşe ve ferahlık kazanır.
44. İhtiyar felek, gül yüzlü güzellerin gülü sarıklarına süs yaptıkları gibi, ezel gününden beri güneşi basma takmış.
45. Gül, ondan (padişahtan) devrin hükmüne (karşı) süreklilik fermam alsaydı, devrin değişmesinden dolayı kendisine asla bir zarar gelmezdi
46. O (Kanunî) mührüne gül nakısı yapmasaydı altının sikkesi zevk pazarında bu şekilde sürüm bulmazdı.
47. Gül, o (padişahın) meclisinin çalgıcısı olmak için bir tef alıpher sabah bülbülden musikî sanatını öğrenir.
48. Sünbül onun (padişahın) cömertlik mutfağının dumanına köledir. Gül işsiz değildir, sarayın mutfağında yakılması için diken taşıyıcılık yapmaktadır.
49. (Kanuni'nin) fethettiği yer fitne belasından kurtulur. Tıpkı gülün açılınca ister istemez dikenden kurtulduğu gibi
50. Padişahın huyunun vasıflarını susamlara şerhetmek için gül her salbah goncadan bir tomar açıp gül bahçesinde gezdirir.
51. Şebnem tanesi midir? Yoksa, gül dilenci gibi el açıp onun (padişahın) lütuf hazinedarından kıymetli inci mi almıştır?
52. Gül o padişahın devrinde gül ağacının iş yerini (atölye) viran bırakmayıp bir ayak üstünde durarak çalışan bir mimar olmuştur.
53. (Gülün üzerindekini) çiğ tanesi sanmayınız. O, padişahın adaletinin günlerinde gül, bülbüle gam arkadaşı olup onun parasını koynunda saklamıştır.
54. Her ne kadar dünya bahçesinde cennet güllerine benzer gül varsa da (padişah) maımus ve şerefiyle ülkenin güzelliğini artırmıştır.
55. Feleğin maksadı dünyada diken besleyerek gül elde edildiğini basiret sahiplerine göstermektedir.
56. Dikene iltifat etmesi, gülün parlaklığına zarar getirmez. Gül dikene süs, ziynet verdiği için aşağılanıp hakir görülmez.
57. O adil Sultan devlet fidanının meyvesidir. önce gelmiş felek gibi değerli padişahlar ise, (bu) meyveyi meydana getiren çiçeklerdir.
58. Geçmiş padişahlar yok olduysa, ne olur? Meyve meydana gelince ağaçların çiçeği dökülür.
59. Fuzûli, o Padişahı öv. Eğer gülde söyleme gücü olsaydı, onun vgü bahçesinin bülbülü olurdu.
60. Gerçi itibarın yok, sana değer verilmiyor ama (yine de) onu thet. Çünkü dikenin güle arkadaş olması zamanın âdetidir.
61./62. Feleğin dönüşünün âdeti yılda bir kez gül vermektedir. Dünya bahçesinin aksine Tann'nm lıütfunun onun fetih bahçesinde her an taze güller açtıracağına ümidim vardır.
Eklenme Tarihi:
13 Haziran 2014
Yorumlar
Yorum yapabilmeniz için üye girişi yapmalısınız...
Yazarın sitemizdeki eserleri
Ah Eylediğim Serv-i Hıramanın İçindir
-
Fuzuli
(
Şiir
)
Aşiyan-i Mürg-i Dil Zülf-i Perişanındadır
-
Fuzuli
(
Şiir
)
Baka Mülkün Dilersen Varını Yok Eyle Dünya Teg
-
Fuzuli
(
Şiir
)
Benim Tek Hiç Kim Zar ü Perişan Olmasın Ya Rab
-
Fuzuli
(
Şiir
)
Bilmez İdim Bilmek Ağzın Sırrını Düşvar İmiş
-
Fuzuli
(
Şiir
)
Bir Kadi Şimşad ü Gül-Ruhsardan Ayrılmışam
-
Fuzuli
(
Şiir
)
Ey Vücûd-ı Kâmilün Esrâr-ı Hikmet Masdarı
-
Fuzuli
(
Şiir
)
Gönlüm Açılır Zülf-i Perişanını Görgeç
-
Fuzuli
(
Şiir
)
Gördüm seni elden ihtiyârum gitdi
-
Fuzuli
(
Şiir
)
Her kimün var ise zâtında şerâret küfri
-
Fuzuli
(
Şiir
)
İlm kesbiyle pâye-i rifat
-
Fuzuli
(
Şiir
)
Kaside Der Medh-i Hazret-i Fahr-i Kainat
-
Fuzuli
(
Şiir
)
Kaside Der Sitatişi Sultan Süleyman
-
Fuzuli
(
Şiir
)
Kıldı Zülfün Teg Perişan Halimi Halin Senin
-
Fuzuli
(
Şiir
)
Leyla ile Mecnun
-
Fuzuli
(
Hikaye
)
Meni Candan Usandırdı Cefadan Yar Usanmaz Mı
-
Fuzuli
(
Şiir
)
Muhabbet Açıldı, Minnet Hüdâya
-
Fuzuli
(
Şiir
)
Musammatlar
-
Fuzuli
(
Şiir
)
Şikayetname
-
Fuzuli
(
Mektup
)
Su Kasidesi
-
Fuzuli
(
Şiir
)
1
2
© Metinlerin telif hakları yazarlara ya da yasal temsilcilerine aittir.