Muhammes

Aşki

Günümüz Türkçesiyle...

Gâh mir'ât-ı felek rûy-ı sa'âdet gösterür

Gah döner jeng-i nuhusetle felâket gösterür

Bir nefesde âşıka bin türlü hâlet gösterür

İvme ey dil sabr kıl ivmek melâmet gösterür

Görelüm âyîne-i devrân ne sûret gösterür

Ey gönül dünyâ içün yok yire çekme ıztırâb

Nice şehlerden gerü kalmış serâdur bu harâb

Ârife ef'âl-i gerdûndan yaraşmaz inkılâb

Şâhid-i maksûda çek sabr u tahammülden nikâb

Görelüm âyîne-i devrân ne sûret gösterür

Hâke saldı nice serverler seriyle efseri

Dîve aldurdı Süleymân-ı Nebî engüşteri

N'eyledi devr-i felek Âyîne-i İskender'i

Sâkıyâ devr eylesün bâdeyle pür kıl sâgarı

Görelüm âyîne-i devrân ne sûret gösterür

İçme zehr-âlûddur câm-ı sipihrün şerbeti

Âdem öldürmekdürür cellâd-ı çarhun âdeti

San hayâl-i hâbdur mülk-i cihânun devleti

İhtiyâr it gel kanâ'at birle künc-i uzleti

Görelüm âyîne-i devrân ne sûret gösterür

Âsitân-ı yârda irişmiş iken rif'ate

Rûzigâr aldı elüm saldı diyâr-ı gurbete

Çarh-ı gaddâr eyledi vaslı mübeddel firkate

Sâde kıldum gönlümün levhini bir meh-sûrete

Görelüm âyîne-i devrân ne sûret gösterür

Şâh-ı aşkun taht-gâh-ı cânda kıldum yirini

Pây-ı akla zülf-i yârun bagladum zencîrine

Cümleten mülk-i vücûdun eyledüm tedbîrini

Dilde nakş itdüm hele ben bir sanem tasvîrini

Görelüm âyîne-i devrân ne sûret gösterür

Bî-nişân olur salan bahr-ı fenâya zâtını

Ser virendür da'va-ı ışkun kılan isbâtını

Mest-i aşk ol unudup cân u cihân lezzâtını

Aşkıyâ pâk ü mücella kıl gönül mir'âtını

Görelüm âyîne-i devrân ne sûret gösterür

Günümüz Türkçesiyle

Feleğin aynası bazen saadet yüzünü gösterir.

Bazen de dönerek uğursuzluk pasıyla felaket gösterir.

Âşığa bir nefeste bin türlü hâl gösterir.

Ey gönül, acele etme, sabret; acele etmek kınama getirir.