Şeyhi
Harname'den. Hazırlayan: Prof. Faruk Kadri Timurtaş
Eşek, kendisi ile öküzlerin arasındaki yaşam farkının nedenini bulamaz, yaşlı bir eşeğe sormaya gider. Yaşlı eşeğe otlakta gördüğü semiz, iri öküzlerden bahseder ve öküzlerin boynuzlarının niçin taç gibi olduğunu sorar. Yaşlı eşek, zayıf eşeğe “Allah öküzleri yarattığında onu yiyecek işine verdi, bu nedenle o hem ekinleri işler hem de dişler.” der. “İşte bunun için onun başında devlet tacı; içinde, dışında et ve yağ vardır.” der. “Biz odun taşırız ve adi bir işimiz olduğu için bize boynuz şurda dursun, kulak ve kuyruk bile çoktur.” der. Zayıf eşek dertleriyle geri dönerken buğday işlemeye karar verir. Yeşil bir ekin tarlası görür, tarlaya girer, ekinleri hem yer hem de üstünde tepinir. Tarlanın sahibi eşeği ekininde tepinirken görünce eşeğe söver. Sövmekle yüreği soğumaz eşeği döver. Dövmekle de olmaz bıçağını çıkarıp eşeğin kulağını ve kuyruğunu keser. Eşek canı acıyarak ve ağlar hâlde kaçarken yaşlı eşeğe rastlar. Yaşlı eşek, zayıf eşeğe ne olduğunu sorar. Zayıf eşek, dertli bir ah çeker ve
“Bâtıl isteyü hakdan ayrıldım
Boynuz umdum kulakdan ayrıldım” der.