Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Akı, 1960, 64-65.
Biz o zamanlar ekseriya Fransızca hissederek Türkçe yazıyor gibiydik. Hâlbuki mesele Türkçe düşünüp, Türkçe hissedip, Türkçe yazmaktaydı. İşte ben bu fikirden hareket ederek bir deneme yapmak ve tasavvur ettiğim Türkçenin örneğini vermek istedim. İstedim ki yabancıdan mümkün mertebe uzak, bize fazlasıyla yakın olsun ve bilhassa edası itibarıyla bize Türk’ten başka bir çeşni hissettirmesin. Böyle bir Türkçenin kaynağı Divan edebiyatı olamazdı. Çünkü o dar bir zümrenin edebiyatıydı. Aradığım Tükçenin menbaı olsa olsa bizim halk edebiyatımız ve folklorumuz olurdu. Bu düşünceyle Tekke ve Halk edebiyatlarına başvurarak Yunus’u, Karacaoğlan’ı okudum; onların şivesine intibaka, onlar gibi düşünmeye, onlar gibi hissetmeye çalıştım... işte bir dil denemesi olan Erenlerin Bağından böyle bir niyetin ve böyle bir çalışmanın mahsulüdür.