Okulöncesi Eğitime Giriş, T.C. Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Yayını, 2009.
Toplum içinde yaşamın vazgeçilmez koşullarından biri de paylaşmadır. Cömertlik duygusundan kaynaklanan “paylaşma”, isteyerek ve içtenlikle verebilmeyi sağlayan bir davranıştır. Paylaşma, somut nesneler için olabileceği gibi, duygu, düşünce vb. soyut ögeler için de olabilir. Ancak erken yaşlardaki paylaşma, genelde çocuğun kendi aile bireyleri ve diğer yetişkinlere yiyecek ya da herhangi bir nesneyi sunma biçiminde görülür (Dere ve Öğretir, 1998, ss. 111-116). Yetişkinlerin tutum ve davranışları, çocuklarda paylaşma davranışının gelişmesinde etkili olmaktadır. Çünkü çocuklar büyük ölçüde çevrelerindeki yetişkinleri ya da yaşıtlarını model alarak öğrenmektedirler. Örneğin; babanın kendisine ait olan bir şeyi diğer aile bireyleriyle paylaşması, annenin evde yaptığı bir pasta ya da böreği komşularla paylaşması gibi davranışlar, çocuğun paylaşma davranışını kazanmasında etkili olmaktadır.
Çocuğun paylaşma davranışını kazanmasında, okulöncesi eğitim kurumları önemli rol oynar. Okulöncesi eğitim kurumlarında çocuk bu davranışı grup içi etkinliklere katılarak oyun yoluyla öğrenmeye çalışır. Böylece, çocuk vermeyi ve almayı, kısaca, paylaşmayı öğrenir. Bu davranışı öğrenen çocuk topluma daha kolay uyum sağlar ve toplumda demokrasinin yerleşmesine katkıda bulunur.