Okulöncesi Eğitime Giriş, T.C. Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Yayını, 2009.
Çocuğun en temel gereksinimlerinden biri uykudur. Sağlıklı büyüme için dengeli beslenme ne kadar önemliyse uyku da o ölçüde önemlidir. Her çocuğun, yapısına, yaşına ve gelişimine göre uyku gereksinimi vardır. Kimi çocuklar çok, kimileri az uyur kimileri de hem öğleden sonra hem gece iyi uyur. Gündüz birkaç saat süreyle uyuyan çocuk geceleri daha az uyur. Belli saatlerde belli sürelerle uyumayı öğrenmek okulöncesi dönemde kazanılması gereken temel alışkanlıklardan biridir. Zamanında uyuyan, uykuya giderken herhangi bir sorun çıkarmayan, uyuduktan sonra da sık sık uyanmayan çocuk rahat büyür ve sağlıklı gelişir. Öte yandan, uykusu düzensiz olan, gece geç saatlere kadar yatmamakta direnen, masalsız uyumayan, anne ve babasını saatlerce yatağının başında bekleten ya da onların yatağında uyumak isteyen ve uyuduktan kısa bir süre sonra da uyanan çocuk, ailesi için sorunlu bir çocuktur (Razon, 1988, ss. 73-85).
Çocuk uyku zamanının geldiğini kolayca kestirip kendiliğinden gidip yatmaz. Kendince birçok neden uydurup yetişkinlerle birlikte olmak, onların etkinliklerine katılmak ve onlarla yaşamı paylaşmak ister. Bu nedenle, bu konuda duyarlı davranıp çocuğun iyi uyku ve yatma alışkanlığı geliştirmesine yardımcı olunmalıdır.
Uzmanlara göre, özellikle geceleri uyuma konusunda güçlük çıkaran çocuklar, genelde öfkeli ve hırçın çocuklardır. Bu çocuklar, yorulduklarını bilmezler ve yorulsalar da dinlenme gereksinimi duymazlar. Bunlar, ya anne ve babalarının yatmasını beklerler ya da beklenmedik bir anda bir köşede uyuyakalırlar; ancak, bunların uykuları kısa süreli olur. Bu tür uyku bozukluklarının genelde psikolojik nedenlerden kaynaklandığı belirtilmektedir. Psikolojik kökenli uyku bozukluklarının da, ya çocuğun üzerine fazla düşülmesi ya da çocuğa yeterli ilgi gösterilmemesinden kaynaklandığı ileri sürülmektedir. Yapılan araştırmalar, uyku sorunu olan çocuklara, daha çok kalabalık ve gürültülü ortamlarda, anne ile baba geçimsizliğinin yoğun olduğu evlerde ve kardeş kıskançlığının bulunduğu ailelerde rastlandığına ilişkin bulgular ortaya koymaktadır (Razon, 1988, ss. 73-85).
Uyku zamanı, genelde tüm çocuklar için oldukça güç bir zamandır. Çocuk uyanıkken üstesinden gelebildiği pek çok sorunu, uyku zamanı adeta yeniden yaşayarak tedirgin olur. Sorunları ile tek başına kalmak istemediği için de çoğu zaman uyumamakta direnir. Özellikle okulöncesi eğitim kurumuna başlanan ilk günlerde kimi çocukların uyumaya karşı büyük tepki gösterdikleri gözlenir. Örneğin; çocuk uyuduğunda annesinin kendisini terk edeceğini ya da okulda unutulacağını düşünerek uyumak istemez (Oktay, 1993, ss. 39-46; Oktay, 1999, s. 179).
Çocuğun düzenli uyku ve yatma alışkanlığı kazanmasında, evdeki yetişkinlerin tutum ve davranışları ile uyku ortamı önemli rol oynamaktadır. Örneğin; çocuk tam uykuya giderken babasının, getirdiği yeni bir oyuncağı çocuğa göstermek istemesi ya da anne ile babanın çeşitli nedenlerle tartışması gibi durumlar uykuya hazırlanan çocuğu tedirgin edecek tutum ve davranışlardır. Bu nedenle, çocuğun tedirgin olmasına yol açacak bu tutum ve davranışlardan kaçınmak gerekir. Çocuğun uyuduğu uyku ortamıyla ilgili olarak da şunlar önerilebilir (Fişek ve Sükan, 1983, s. 78):
• Çocuğun uyuyacağı oda, gürültüden olabildiğince uzak, iyi havalandırılmış, serin, loş ve dikkati dağıtmayacak düzenli bir yer olmalıdır.
• Çocuğun sağlıklı bir biçimde gelişmesi için yatak ne çok yumuşak ne de çok sert olmalıdır. Yastık yassı ve yumuşak olmalı; çarşaf, uyurken çocuğu rahatsız etmemesi için, gergin duracak bir biçimde serilmelidir.
• Çocuklar yetişkinlere göre daha çabuk ısınıp daha çabuk üşüdüklerinden üzerlerine örtülecek yorgan ya da battaniye hafif olmalıdır. Çocuk, eğer soğuk odada yatıyorsa ve açılıp üşüme olasılığı varsa, örtülerini kalınlaştırmak ve çoğaltmak yerine, üstü yine hafif örtülüp, kalın kumaştan dikilmiş bir pijama giydirilmelidir.
Okulöncesi eğitim kurumlarında da çocuğa belli bir uyku düzeni kazandırabilmek için şu noktalara dikkat edilmesinde yarar vardır:
• Çocuğun ilk günden itibaren uyumasını istememek.
• Çocuk için uykuyu bir ceza ya da ödül olarak görmemek.
• Uyku konusunda çocuğa baskı yapmamak.
• Çocuğa, dinlenmesinin kendisi için ne kadar önemli olduğunu anlatmak.
• Dinlenirken çocuğa ilgi göstermek, eğer varsa uykuyla ilgili sorununu bulmaya çalışmak.
• Uyku odasının düzenlenmesinde çocuğun yardımını istemek.
• Çocuğa, kimi etkinliklere katılabilmesi için yeterince dinlenmesi ve güç toplaması gerektiğini açıklamak.
• Çocuğun uykudan önce gerginlikten kurtulmasını ve rahatlamasını sağlamak.