Üyelik İşlemleri
Hoşgeldin
edebiyat dostu
Menü
Menü
Ana Sayfa
Eserinizi Ekleyin
Yeni Eklenenler
Yazarlar
İletişim
Hakkımızda
Menü
Kategoriler
Hikaye
Şiir
Makale
Deneme
Yazı Türleri >>
Köşe Yazısı
Biyografi
Destan
Efsane
Eleştiri
Fıkra
Gezi
Günlük
Hatıra
İnceleme
Masal
Mektup
Röportaj
Sohbet
Söylev
Tiyatro
Edebi Örnekler
Kısa Kısa
Belgeler
Tarih
Psikoloji
Sosyoloji
Felsefe
Arkeoloji
Sinema
Fotoğraf
Bilim
Teknoloji
Hayvanlar Alemi
Uzay
Müzeler
Mimari Anıtlar
Ders Özeti
Etkinlikler
>>
Nasa'nın Kamerasından Dünya
Haberler
Yarım Horozun Çanı
Alptekin 2005: 278-281.
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde develer tellâl iken, pireler berber iken ben dedemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken, bir yarım horoz varmış. Yarım horoz, günün birinde küllükte eşinirken bir çan bulmuş. Elinde çanla bir süre dolaşan horoz, zamanı gelince tuvalete gitmek istemiş. Ancak tuvalete çanla girmek istememiş ve onu küçük bir çam ağacına asmış. Tuvalet de çamın asıldığı yere tam kırk yıllık yolmuş. Gerçekten de kırk yıllık yola gitmiş, dönüp geldiğinde bir de bakmış ki, ne görsün? Küçük ağaç seksen senede kocaman bir çam olmuş! Bunun sonucu olarak da yarım horozun boyu çana bir türlü yetişmemiş. Yarım horoz çama yalvarmış:
"Eğil de çanımı alayım." Ağaç eğilmemiş, yalvarmış yakarmış, fakat ağaç bir türlü eğilmemiş. Bunun üzerine yarım horoz:
"Seni baltaya söyleyeyim, o zaman nasıl eğilirsin bir gör." demiş ve baltanın yanına koşmuş:
"Balta, balta çamı kes de çanımı bir alayım." demiş. Balta da:
"Yarım horoz haydi sen işine bak. Seninle kaybedecek zamanım yok, bak burada bile duramıyorum." demiş. Yarım horoz da:
"O zaman seni ateşe söyleyeyim, bak nasıl yanarsın?" demiş ve yarım horoz ateşin olduğu yere koşmuş:
"Ateş ateş baltayı bir yakıversene!" Ateş de:
"Ben üzerime atılan yağlı çıra dilimlerini bile yakmıyorum, benim balta filân yakacak durumum yok." demiş. Yarım horoz:
"Seni suya söyleyeyim de hâlini gör." demiş ve suya doğru koşmuş. "Su, su, koş ateşi söndür." demiş.
Su:
"Ben düz bir şekilde akmıyorum, neden gidip de dağdaki, bayırdaki ateşi sön-düreyim." demiş.
Sudan da istediğini alamayan horoz bu defa da koca öküze koşmuş: "Koca öküz, koca öküz gel, şu suyu iç."
Öküz:
"Eskiden su devamlı arkamdan akardı, şimdi suyu içip de her zaman arkamdan mı akıtacağım?" deyince yarım horoz:
"Seni kurda söyleyeyim de parçalayıversin." demiş ve kurdun yanına koşmuş: "Kurt, kurt, şu koca öküzü yesene:" Kurt da:
"Ben taze, kısır koyunları bile yemiyorum. Yağlı diye varıp da koca öküz kemiğini mi çiğneyeceğim?" demiş. Yarım horoz:
"O zaman ben de seni çobanın köpeğine söyleyeceğim, o da seni kovalayacak." demiş ve köpeğin yanına koşmuş: "Köpek, köpek, bana kurdu yakalayıver." Köpek:
"Ben ağamın koyunlarını bile güdemiyorum, bir de kırda bayırda kurt mu kovalayayım." demiş. Yarım horoz:
"Seni çobana söyleyeyim de kovalasın." demiş ve çobana koşmuş: "Çoban amca, çoban amca, köpeğini dövüversen ne iyi olur. O benim isteğimi yerine getirmedi." Çoban:
"Haydi ordan, ben senin için köpeğimi kovalamam da, dövmem de." "O zaman ben de seni kepeneğe söyleyip üzerini örttürürüm." demiş ve kepeneğe koşmuş:
"Kepenek, kepenek, çobanın üzerini örtsene." Kepenek:
"Ben alaca yerimde yatıyorum, boşuna beni rahatsız etme." Yarım horoz:
"Ben de seni fareye söylerim, o da seni parça parça eder." demiş ve farenin yanına koşmuş:
"Fare, fare, şu kepeneğe parçalasana!" Fare:
"Ben yağlıca peynirleri tel dolaptan yemeye üşenirken, gidip de yün mü kırkacağım?" demiş. Yarım horoz:
"Öyleyse ben de seni kediye söylerim, kedi de seni parça parça eder." demiş ve kedinin yanına koşmuş:
"Kedi, kedi, fareyi yakalayıver." demiş.
Kedi:
"Ben ninemin ala, yağlıca katmerlerini yemeye üşenirken gidip de fareyi mi kovalayacağım." Yarım horoz:
"Ben de seni nineye söyleyeyim, o da seni evden kovsun." demiş ve nineye koşmuş:
"Nine, nine, kediyi kovsana, fareyi yakalamıyor." Ninesi de:
"Seni kahrolasıca!" demiş ve elinde bulunan ısırganı kediye bir vurmuş. Bunun üzerine canı yanan kedi fareye, fare kepeneğe, kepenek çobanın sırtına koşmuş. Çoban köpeğini dövünce köpek kurda, kurt öküze, koca öküz suya, su ateşe, ateş de baltaya koşmuş. Balta çam ağacını kesince çan yere inmiş.
Sonrası mı? Yarım horoz çanını boynuna takmış, ardında da "tıngır tıngır" öttürmeye başlamış.
Eklenme Tarihi:
17 Temmuz 2013
Yorumlar
Yorum yapabilmeniz için üye girişi yapmalısınız...
© Metinlerin telif hakları yazarlara ya da yasal temsilcilerine aittir.