Şadoğlu, 1999, s.35.
Alımlı bir elma, kırmızı, iri.
Bir sızı duymuş yüreğinde,
“Eyvah, hapı yuttum” demiş,
“Tünel açıyor kurdun biri.”
Derken ağaca çıkmış bir oğlan,
En kırmızısı bu ya,
Koparıp ısırmış yanağından.
Ağzına alır almaz
Elmayı atmış çocuk.
“Gittik de çürüğünü bulduk.”
“Vay başıma gelenler” demiş kurt,
“Ne hale geldi bizim yurt.”
Doğrusu bu iş yaramış sineğe,
Bayılırmış elmanın çürüğüne.
Asalakların
Kimi sevinmiş, kimi saçını yolmuş.
Olan boynu bükük elmaya olmuş.