Üyelik İşlemleri
Hoşgeldin
edebiyat dostu
Menü
Menü
Ana Sayfa
Eserinizi Ekleyin
Yeni Eklenenler
Yazarlar
İletişim
Hakkımızda
Menü
Kategoriler
Hikaye
Şiir
Makale
Deneme
Yazı Türleri >>
Köşe Yazısı
Biyografi
Destan
Efsane
Eleştiri
Fıkra
Gezi
Günlük
Hatıra
İnceleme
Masal
Mektup
Röportaj
Sohbet
Söylev
Tiyatro
Edebi Örnekler
Kısa Kısa
Belgeler
Tarih
Psikoloji
Sosyoloji
Felsefe
Arkeoloji
Sinema
Fotoğraf
Bilim
Teknoloji
Hayvanlar Alemi
Uzay
Müzeler
Mimari Anıtlar
Ders Özeti
Etkinlikler
>>
Nasa'nın Kamerasından Dünya
Haberler
İlme Doğru
Ziya Gökalp
Asrî bir millet, müspet ilimlerle düşünen bir mahlûk demektir. Felsefenin, müspet ilimlere münakız (zıt) olmamak mecburiyetinin bulunması onu ilimlerle sıkı alâka hâlinde b ul un durur. O hâlde, asrî bir millet düşünmeye veda etmek istemiyorsa, mutlaka müspet ilimlere doğu gitmesi lâzımdır.
İlim, her hadisenin sebebinin gösterir. Bir hadisenin sebebini biliyorsak onu faydalı yahut muzarratlı olduğuna göre, ihzar veya izale edebiliriz. Aynı zamanda, ilim, her hâdisenin neticesini, hizmeti ve irae eder (gösterir). Demek ki, ilim, gayelerimize vusul için vasıtaların neler olduğunu gösteren amelî bir rehberdir O hâlde, ilim adamı olmaktan ziyade amelî adam olalım demekte mana yoktur. İşte, Avrupa ve Amerika milletleri meydanda: Oralarda en amelî milletler en ziyade ilimle düşünen cemiyetler değil midir?
İlmin bir faydası da cemiyetin bütün fertlerin müşterek kanaatlerle birbirine bağlamasıdır. Fertlerin düşünüş tarzları ayrı olduğundan, ferdî zekâlarıyla düşünenler, yalnız kendi fikirlerinin doğru olduğunu, başkalarının yanlış düşündüğünü zannederler Bu zanlar, beraber çalışmaya, hatta görüşüp konuşmaya mâni olur...
İlmin bir hizmeti de iyi ile fenayı göstermesidir. İyi ile fenayı tayinde de cemiyet içinde büyük ihtilâflar çıkar. Eskilik taraftarına göre eski olan her şey iyidir, yeni olan her şey fenadır. Yenilik taraftarları ise tamamıyla bunu aksini düşünürler. Hâlbuki bu yollardan ikisi essasızdır. Zira bir şeyin iyi yahut fena olması, eski yahut yeni olmasına bakmaz. Bu ehemmiyetli meselenin hallini de ancak ilimden bekleyebiliriz: İlim, iyi fena meselini, sıhhî ve marazî meselesi şekline koyarak hâlleder.
Hayatiyat (biyoloji) sahasında görüyoruz ki ilim, uzvî bir hadisenin "sıhhî" yahut "marazi' olduğunu müspet bir surette tayin edebiliyor. Hayatî hâdiselerde bu tefriki yapan hayatiyat ilmi olduğu gibi, ruhi hâdiselerde de bu işi yapacak ancak ruhiyat ilmi olabilir. İçtimaî hadiselerde de bu rolü yalnız içtimaiyat ilmi yapabilir. Yani, hâdiselerin her nev'inde, sağlamlıkla hastalığı tayin edecek olan, ancak o hadiselerden doğan mütehassıs ilimdir.
Asrî bir devlet bir halk hükümeti olduğu kadar, bir ilim hükümetidir de! Asrî millet büyük sanayisiz, umumîhıfzısıhhasız, şimendifersiz, elektriksiz, refahsız kalamaz. Asrî bir devlet de asrî hukuka müstenit teşkilât yapmaksızın, millî iktisadiyatı yükseltmeksizin, halkçılıktan doğan hakikî hürriyetle hakikî müsavatı temin etmeksizin yaşayamaz. Bütün bu maddî ve manevî ihtiyaçları vücuda getirecek ancak müspet ilimlerdir. O hâlde milletin de fertlerin de ilk vazifesi "ilme doğru' gitmek olmalıdır.
Eklenme Tarihi:
28 Nisan 2013
Yorumlar
Yorum yapabilmeniz için üye girişi yapmalısınız...
Yazarın sitemizdeki eserleri
Altın Destan
-
Ziya Gökalp
(
Şiir
)
Babamın Vasiyeti
-
Ziya Gökalp
(
Hatıra
)
Barış Çağrısı
-
Ziya Gökalp
(
Tarih
)
İkinci İstidâ
-
Ziya Gökalp
(
Şiir
)
İlme Doğru
-
Ziya Gökalp
(
Makale
)
Kültür ve Medeniyet
-
Ziya Gökalp
(
Makale
)
Lisan
-
Ziya Gökalp
(
Şiir
)
Millet ve Vatan
-
Ziya Gökalp
(
İnceleme
)
Milli Vezin
-
Ziya Gökalp
(
Makale
)
Nasrettin Hoca Fıkralarının Nazma Çekilmesi
-
Ziya Gökalp
(
Kısa Kısa
)
Türkçülük Nedir?
-
Ziya Gökalp
(
İnceleme
)
Üç Cereyan
-
Ziya Gökalp
(
Makale
)
© Metinlerin telif hakları yazarlara ya da yasal temsilcilerine aittir.