İbn-i Haldun
Kaynak: İbn Haldun, Mukaddime, c. II, s. 228-229.
Şehirler ancak işçilerin bir araya toplanması, çokluğu ve birbirine yardımlaşmaları sayesinde kurulabilir. Devlet, şehir ve heykeller vücuda getirmek üzere geniş ülkesinin etrafından işçiler toplar. Bu yapılar için gereken ağır şeyleri nakletmek üzere çok defa, kuvvet ve kudreti artıran, ağır şeyleri kaldıran, nakleden ve geometri kaidelerine göre yapılmış olan makinaların yardımına başvurulur. Çünkü beşer kuvveti bu gibi ağır şeyleri kaldırmaktan âcizdir.
Birçok kimse, eski kavimlerin bıraktıkları büyük eser ve büyük yapıları, mesela, Kisra’ların taklarını, Mısır’ın ehramlarını Batı Afrika’daki kemerler üzerinde birbirine bağlanarak yapılan su kanallarını ve şarşal eserlerini gördüklerinde, o kavimlerin bunları bir araya toplanarak veyahut ayrı ayrı olarak kendi cismani kuvvetleriyle yapmış olduklarına inanmışlar ve bu eserlerin o kavimlerin gövdeleri ile mütenasip olduğu vehmine kapılarak onların vücutça iri olduğuna kani olmuşlardır. Bunlar, geometri ilminin, ağır şeyleri kaldıran ve taşıyan (cerrieskal) makinelerin yardım ve faydalarından ve geometri ilmine dayanan sanayiden gaflet ederler.
Şehir ve ülkelerde dolaşan birçok kimselerin, Arap olmıyan kavimlerin ilim, fen ve makinelerin yardımiyle büyük yapılar vücuda getirmiş ve ağır nesneleri taşımak hususunda ne gibi hilelere başvurmuş olduklarını gözleriyle görmeleri, bu sözlerimizin doğruluğuna tanıklık eder. Halkın, vücut ve kuvvetçe bize nispetle kat kat üstün olduğu vehmine kapılmış oldukları Ad kavmine nispet edilen ve ‘Ad binaları’ adını verdikleri eski kavimlerden kalma ve hâlâ da mevcut olan eserlerin çoğu ilim, geometri ve makinelerin yardımiyle vücuda getirilmiştir. Yoksa, halkın inandığı gibi, o kavimlerin vücutları bizimkinden büyük ve kuvvetleri bizimkinden fazla değildi.