Üyelik İşlemleri
Hoşgeldin
edebiyat dostu
Menü
Menü
Ana Sayfa
Eserinizi Ekleyin
Yeni Eklenenler
Yazarlar
İletişim
Hakkımızda
Menü
Kategoriler
Hikaye
Şiir
Makale
Deneme
Yazı Türleri >>
Köşe Yazısı
Biyografi
Destan
Efsane
Eleştiri
Fıkra
Gezi
Günlük
Hatıra
İnceleme
Masal
Mektup
Röportaj
Sohbet
Söylev
Tiyatro
Edebi Örnekler
Kısa Kısa
Belgeler
Tarih
Psikoloji
Sosyoloji
Felsefe
Arkeoloji
Sinema
Fotoğraf
Bilim
Teknoloji
Hayvanlar Alemi
Uzay
Müzeler
Mimari Anıtlar
Ders Özeti
Etkinlikler
>>
Nasa'nın Kamerasından Dünya
Haberler
Gazi
Ahmet Haşim
Yeni harflere ilk defa fikir teatisi için Dolmabahçe Sarayına davet edilenler içinde Gazi'yi bizzat görmeğe gidenlerden biri de bendim.
Heyecanım çoktu.
Fotoğraf adesesine zerre kadar itimadım yoktur. Bundan dolayı, fotoğraf âletinin keşfiyle "portre" ressamının vazifesine nihayet bulmuş gözüyle bakanlara hak vermek bence müşküldür. Şekil ve madde, ışığın akislerine göre her an değişir. Bu itibarla hiçbir çehrenin, vasıfları belirli, bir tek görünüşü yoktur. Fırça san'atkârı, resmedeceği çehre üzerinde, uzun müddet hayatın iniş ve çıkışını gözlemek ve onu birçok değişikliklerinde tespit etmek suretiyle, nihayet gerçek hüviyetin gizli hatlarını sezmeğe ve görmeğe muvaffak olur. Fotoğraf, bu zihnî tahlil ve terkip kudretine sahip değildir. Onun için, hassas cam üzerinde beliren şekle bir vesika kıymeti izafe edilmez.
Gördüğüm fotoğraflara göre biraz şişman, biraz yorgun, biraz hatları kalınlaşmış bir vücutla karşılaşacağımı zannederken, kapıdan bir ışık dalgası hâlinde giren teksif edilmiş bir kuvvet ve hayat tecellisi ile birden gözlerim kamaştı: Göz bebekleri en garip ve esrarengiz madenlerden yapılmış bir çift gözün, mavi, sarı, yeşil ışıklarla aydınlandığı asabî bir çehre... Yüzde, alında ellerde bir sıhhat ve bahar rengi... Muntazam taranmış, noksansız, sarı genç saçlar... Bütün zemberekleri çelikten, ince, yumuşak, toplu gerilmiş, genç ve taze bir uzviyet.
Altı yüz senelik bir devri bir anda ihtiyarlatan adamın çehresi, eski ilâhlarınki gibi, iğrenç yaşın hiçbir izini taşımıyor. Alevden coşkun bir nehir hâlinde, köhne tarihin bütün enkazını süpüren ve yeni bir âlemin meydana gelmesine yol açan fikirler kaynağı başı, bir yanardağ zirvesi gibi, taşıdığı ateşe kayıtsız, mavi gök altına, sessiz ve gülümseyerek duruyor!
Kendi yarattığı şimşekli bulutlardan, fırtınalardan ve etrafına döktüğü feyizli çağlayanlardan yegâne müteessir olmayan, meğer onun genç başı imiş!
O günün benim için en büyük nimeti, o efsanevî başı yakından görmem olmuştur.
Eklenme Tarihi:
28 Nisan 2013
Yorumlar
Yorum yapabilmeniz için üye girişi yapmalısınız...
Yazarın sitemizdeki eserleri
Alman Gecesi
-
Ahmet Haşim
(
Gezi
)
Ay
-
Ahmet Haşim
(
Sohbet
)
Bir Ağaç Karşısında
-
Ahmet Haşim
(
Köşe Yazısı
)
Bir Günün Sonunda Arzu
-
Ahmet Haşim
(
Şiir
)
Caddeler
-
Ahmet Haşim
(
Gezi
)
Dilenci
-
Ahmet Haşim
(
Deneme
)
Gazi
-
Ahmet Haşim
(
Köşe Yazısı
)
Karanfil
-
Ahmet Haşim
(
Şiir
)
Kış
-
Ahmet Haşim
(
Şiir
)
Leylek
-
Ahmet Haşim
(
Köşe Yazısı
)
Merdiven
-
Ahmet Haşim
(
Şiir
)
Mukaddime
-
Ahmet Haşim
(
Şiir
)
Münekkit
-
Ahmet Haşim
(
Köşe Yazısı
)
O Belde
-
Ahmet Haşim
(
Şiir
)
Şafakta
-
Ahmet Haşim
(
Şiir
)
Seyahatname okumanın tadını...
-
Ahmet Haşim
(
Kısa Kısa
)
Şiir Hakkında Bazı Düşünceler
-
Ahmet Haşim
(
Deneme
)
Şiirde manadan ne kastedildiğini bilmiyoruz
-
Ahmet Haşim
(
Kısa Kısa
)
Sincaplar, Kuşlar Vesaire
-
Ahmet Haşim
(
Gezi
)
Sinema
-
Ahmet Haşim
(
Sinema
)
1
2
© Metinlerin telif hakları yazarlara ya da yasal temsilcilerine aittir.