Uğur Mumcu
Cumhuriyet, 30 Ağustos 1992.
Bugünler, Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın neden yapıldığını, Kurtuluş Savaşı önder kadrosunun neyi amaçladığını, “Kuva-yı Milliye”nin ne olduğunu, hangi ayaklanmaların yaşandığını, bütün bu olaylar içinde silahlı kuvvetlerin ne gibi konum ve işleve sahip olduğunu yeniden anlamanın ve anlatmanın zamanıdır.
Çünkü, son yıllarda ve özellikle son günlerde Kurtuluş Savaşı'na karşı yabancılaşma süreci yaşanıyor.
Devleti devlet, orduyu ordu, halkı halk, cumhuriyeti cumhuriyet, devrimi devrim yapan o görkemli savaş küçümseniyor.
Şu bildiri ilk TBMM'ce 1920 yılında yayımlanmıştır, bu bildiriyi asker ve sivil, hepimiz yeniden okuyalım.
-TBMM, milletin hayat ve istikbaline suikast eden emperyalist ve kapitalist düşmanların saldırılarına karşı savunma ve amaca aykırı hareket edenleri cezalandırma amacıyla kurulan bir orduya sahiptir. Emir ve komuta yetkisi TBMM'nin manevi kişiliğindendir.
Kurtuluş Savaşı'nda ordu, bir avuç ulusal kurtuluşçu subay ve “Kuva-yı Milliye” adı verilen sivil örgütlerce oluşturulmuştur.
Kurtluş Savaşı, “asker – sivil – aydın halk” üçlüsü ile örgütlenmiş ve kazanılmıştır.
Kurtuluş Savaşı, birçoklarının sandığı gibi kökeninde “asker cumhuriyeti” değil, sivil örgütlenme biçimi olan “Kuva-yı Milliye” örgütleri ve 1921 Anayasası'nda yer alan “Vilayet ve Nahiye şurâları” yer alır.
Ordu, TBMM'nin emrindedir. Ordunun da TBMM'nin de o günlerdeki amaçları aynıdır.
-Emperyalist ve kapitalist düşmanlara karşı savaşmak…
Silahlı Kuvvetler, Kurtuluş Savaşı'nda TBMM'nin emrinde hem dünyanın o tarihteki en güçlü emperyalist ordularına karşı savaştı, hem iç ayaklanmaları bastırdı.
“Kuva-yı Milliye” ve silahlı kuvvetler, o yıllarda kaç ayaklanmayı bastırdı?
Trabzon ve çevresinde Pontus… 1919 Mayısı'nda Nusaybin'de Ali Batı… Bozkır… Şeyh Eşref… 1919 Kasımı'nda Anzavur… 1920 Nisanı'nda Düzce, aynı yılın Mayıs ayında Yozgat'ta Çapanoğlu… ve yine aynı yılın Haziran başında Zile ve Ekim ayında Konya'da Zeynelabidin Aralık ayında da Çerkez Etem ayaklanmaları baş gösterir.
1921 Temmuzu'nda da Koçkiri ayaklanması başlar.
1924 Nasturi… 1925 Şeyh Sait… 1925 Raçkotan… 1925 – 1937 Sason… 1926 1.Ağrı… 1926 Koçuşağı… 1927 Mutki… 1927 2. Ağrı… 1927 Bicar… 1929 Asi Resul… 1929 Tendürük… 1930 Savur… 1930 Zeylan… 1930 Oramar… 1930 3. Ağrı… 1930 Pülümür… 1930 Menemen… 1937 – 38 Dersim ayaklanmaları yaşanır.
TBMM ve silahlı kuvvetler, bir yandan emperyalist ve kapitalist düşmanlarla savaşırken, bir yandan da bu iç ayaklanmaları bastırır.
Kurtuluş Savaşı, bir soylu ayaklanma, “Kuva-yı Milliye”, köklü bir sivil direniş ve 30 Ağustos da görkemli bir askeri utkudur.
Türkiye Cumhuriyeti, ne holding yazıhanelerinde kurulmuştur, ne lüks otel lobilerinde ne de CIA ve Dünya Bankası koridorlarında.
Savaşı kazanan ve cumhuriyeti kuran, o çilekeş o özverili Anadolu halkıdır, her cephede kan akıtan, can veren Mehmetçiktir, “tam bağımsızlık” inancı ile Anadolu'ya geçen ve emperyalist ordulara karşı savaşan ve ayaklanmaları bastıran yurtsever subaylardır; Mustafa Kemal gibi İsmet Paşa, Fevzi Paşa, Karabekir Paşa, Refet Paşa, Fahrettin Paşa, Ali Fuat ve Kazım Özalp Paşalar gibi paşalardır.
Ne yazık ve acı ki Türkiye, yeniden emperyalizm ve kapitalizmin boyunduruğuna girdi. Körfez savaşında bölgeye egemen olan “yeni dünya düzeni” Türkiye'de hemen yandaşlarını ve sözcülerini buldu; ideolojik ve siyasal bombardıman başladı.
Kurtuluş Savaşı'na, Atatürk'e ve cumhuriyete karşı saldırılar bu yüzden yoğunlaştı.
30 Ağustos, “emperyalizme ve kapitalizme karşı” Türk halkının ordusu eliyle kazandığı büyük utkudur.
Ulusal bağımsızlıkçılar; 30 Ağustos Bayramı hepinize kutlu olsun!