Kendi kültür dünyasından çıkarak tanımadığı, dilini bilmediği, dilini bilse bile simgelerini çözemediği, değerlerinden ve kurallarından haberli olmadığı bir kültürün içine giren bireyin yaşadığı sıkıntı durumu, bunalım halidir. Daha önce değindiğimiz gibi kültür, insanın dışındaki doğal ve toplumsal dünyayla ilişki kurmasını sağlayan bir aracı, bu dünyayı anlamlandırmasına ve yorumlamasına yarayan bir gözlüktür. Bu aracının işe yaramadığı hallerde bireyin günlük hayatını sürdürmesi, hatta temel ihtiyaçlarını sağlaması olanaksız hale gelir. Böyle bir durumda birey ruhsal bir çöküntü içine girecek, bunalıma düşecektir. Tunç Okan’ın Otobüs filmi böyle bir durumu anlatır. Filmde bir aracı tarafından kandırılarak Avrupa’ya kaçak işçi olarak götürülen köylüler, İsveç’in başkenti Stockholm’un ortasında aracı otobüs sürücüsü tarafından terk edilir. Uyandıklarında tanımadıkları bir dünyanın ortasında çaresiz kalan köylüler şehre dağılırlar. Film bu kişilerin yaşadıkları çaresizliğini ve şaşkınlığını oldukça güzel bir biçimde bize aktarır.