Farklı kültürel yapılardan gelen kişilerin başka bir kültürel alana gelmeleri durumunda ya da geldikleri yerde yeni bir uyarlanma ihtiyacıyla karşılaştıklarında, ne içine girdikleri kültürde bulunan ne de ait oldukları kültürde var olan yeni bir öğe yaratmaları, yeni bir bireşime varmaları durumudur. Kentleri saran gecekondular bunun tipik örneğidir. Kentlerde gördüğümüz gecekondular, ne kırsal bölgelerdeki mesken tipine ne de kentlerin bildik mesken tipine benzemektedir. Dolayısıyla köyden kente gelenler, bir kültürlenme biçiminde, buradaki yeni barınma ihtiyaçlarına yönelik yeni bir konut formu meydana getirmişlerdir. Arabesk müzik de bu tür bir örnektir. Bu müzik biçimi ne daha önceki geleneksel müzik alışkanlıklarına ne de alışıldık kent müziğine uyan bir tarzda, modernleşme sürecinde yeni bir kentsel müzik türü olarak ortaya çıkmıştır.
Başka türden kültürlenme örnekleri de vardır. Kültürel yayılma yoluyla başka kültürlere giren yeni öğeler, o kültürler tarafından dönüştürülerek yeni biçimler almışlar ve geldikleri yerdeki biçimlerinden farklılaşmışlardır. Örneğin çay kültürü, kültürel yayılma yoluyla Güneydoğu Asya’dan dünyaya dağılmıştır. Ancak başka ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de, sanki Türkiye kültürünün ayrılmaz bir parçasıymış görüntüsü kazanmış olan çay ince belli bardaklarda ve kahvaltıdan başlayarak günün her saatinde tüketilen bir içecek olarak, gerek sunulma gerekse tüketilme biçimiyle köken aldığı yerden oldukça farklılaşmış bir kültürel biçime dönüşmüştür.