Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mesnevî’den bir hikâye
Dört Hintli bir camiye girdi, namaz için rüku ve secde ettiler.
Her biri bir niyetle tekbir alarak acizlik ve dert hâliyle namaza başladı.
Müezzin geldi. Birinin ağzından” Ey müezzin! Ezan okudun mu? Vakit var mı?” diye bir söz çıktı.
Diğer bir Hintli istekle “Hey! Konuştun ve namazın bozuldu” dedi.
Üçüncüsü, ikinciye “Ey amca! Onu niçin kınıyorsun? Kendine söyle” dedi.
Dördüncüsü “Elhamdülillah; ben, o üçü gibi kuyuya düşmedim” dedi.
Neticede dördünün de namazı bozuldu; ayıp söyleyenler, yollarını daha çok kaybetti.
Kendi ayıbını gören cana ne mutlu! Ayıp söyleyen, ayıbı kendine satın alır...
Başında on yara varsa, merhemini kendine kullanman gerekir...
Aynı ayıp sende yoksa emin olma; o ayıp sende de görülebilir...
Ey benim güzelim! Sakalın bitmemişse, çenesinde sakalı çıkmayan başkasını yerme.