IV. Murat döneminde oluşmuş İstanbul Halk Hikayesi. Sakaoğlu 1994: 547.
IV. Murat döneminde oluşmuş İstanbul Halk Hikayesi.
Sakaoğlu 1994: 547.
Bedestanî Halil Efendi, IV. Murat döneminin sayılı zenginlerinden olup artık ticareti bırakmış, İbrahim Bey adlı arkadaşıyla dostluk etmektedir. Ölümünden sonra, güzellikte eşi bulunmayan oğlu Süleyman’ın etrafını çeviren birtakım serseriler onun bütün servetini kısa zamanda meyhane ve eğlence yerlerinde bitirirler. Baba dostu İbrahim Bey onu bedestendeki bir dükkâna yerleştirir. Ancak güzelliği ile dikkati çeken delikanlıyı bir gün zengin bir kadın görür ve ona âşık olur; Süleyman ise onun cariyesi Kamer’e âşıktır. Delikanlıyı işinden çıkartan Hançerli Hürmüz, annesine de bir konak satın alır.
Kamer’le Süleyman arasındaki yakınlığı sezen hanım, cariyeyi kabahatli sanıp onu nice işkenceden sonra Beykoz’daki bir ormana attırır. Durumu anlayıp kızı kurtaran Süleyman’ın bu hâlini gören Hançerli, onun da cezalandırılmasına karar verir; meddahı Emin Çelebi’ye düzdürdüğü bir hikâye de olaylar benzer şekilde cereyan ettirilir. Süleyman kuşkulanırsa da daha önceden plânlanan ada gezisine çıkmak zorundadır.
Bu sırada Sultan Murat ile musahibi Tıflî de Bekri Mustafa’nın kayığı ile Çatladı kapı’ya giderken kendilerini adaya yaklaşmış olarak bulurlar. Bu sırada eteğinin altından çıkardığı hançerini meddahının anlattığı hikâyedeki gibi, Süleyman’a saplayan Hançerli’nin onu denize attığını görürler. Tıflî hemen delikanlıyı Ahırkapı’ya çıkararak tedavisiyle ilgilenir; sonra da Hançerli’nin intikamından korumak amacıyla onu ticaret için önce Mısır’a sonra da Trabzon ve İran’a gönderir.
Tıflî, bir gün Hançerli’nin işlerini hikâye hâline getirip Sultan’a anlatır. Bunun üzerine Hançerli’nin konağı basılıp kendisinin Mısır’a sürülmesi kararlaştırılır; ancak Süleyman’ın ricasıyla affedilen Hançerli, Kamer’i azat ettiği gibi bütün malını da onunla Süleyman’a bağışlar. Gençler evlendirilir ve delikanlı saraya nedim olur.