Kaplan-Akalın-Bali 1973.
Ruşen Ali (Ürüşan Baba), Bolu Beyi’nin yanında at bakıcısıdır. Beyin isteği üzerine Ruşen Ali Anadolu coğrafyasında at aramaya çıkar. Günler süren yolculuktan sonra Erzincan ilinin Tercan ilçesine gelir ve orada iki çelimsiz kulunu satın alır. Çünkü bu kulunlar sudan çıkan aygır ve kısrağın birleşmesi sonucunda doğmuşlardır. Bu sebepten cılız olmalarına rağmen çok değerlidir.
Ruşen Ali, bir süre sonra iki kulunla birlikte Bolu Beyi’nin huzuruna gelir. Çelimsiz, burunları sümüklü, kemikleri sayılan kulunları gören Bolu Beyi küplere biner ve Ruşen Ali’yi makamından uzaklaştırır ve gözlerine de mil çektirir.
Artık Ruşen Ali kördür. Oğlu Ali de bu sırada on yaşlarındadır. Ruşen Ali oğlundan kulunların bakımına yardımcı olmasını ister ve onları tavlaya çektirir. Daha sonra da bir ahır yapmasını ve üzerinin ışık girmeyecek şekilde örtülmesini ister. Ayrıca kulunlara yemleri verildiğinde onların yanında durulmamasını da tembih eder.
Bolu Beyi, eski seyisbaşınının gözlerine mil çektirmesine karşılık günlük yiyeceğinin mutfaktan verilmesini ister. Bu sebepten her gün Ali, Bolu Beyi’nin mutfağında pişen yemeklerden alır ve kendi evlerine götürür. Ali’nin kimsesizliğinden yararlanan sokak eşkıyaları da onun önünü keserler ve mutfaktan çıkan yemeklere zorla el korlar. Bu sebepten Ali evlerine çok az yemek götürür, ya da hiç götüremez.
Yine böyle bir yolculuk sırasında tek bir köpeğe mahalledeki pek çok köpek saldırır. Ancak tek köpek üzerine saldıran bütün köpeklere karşı kor ve kendini korur. Köpeğin bu hareketinden ilham alan Ali de önlerini kesen sokak eşkıyasına saldırır ve onların tamamını döver. Böylece kör seyisin oğlu Ali, Köroğlu olur.
Artık Ali on altı yaşına gelmiştir. Babasının isteği üzerine tarla balçık hâline getirilir, daha sonra da ahırdaki iki kulun dışarıya çıkarılır. Ruşen Ali’nin isteği üzerine Ali bu atlardan Doru’ya biner ve çamura sürer. Dönüşte Doru’nun ayağında çamur izleri görülür. Çünkü üzerine iğne deliği kadar bir delikten ışık girmiştir. İkinci olarak Kırat’a binen Ali, onu da balçığa sürer ve dönüşte ayağında çamura rastlanmaz. Çünkü onun üzerine ışık girmemiştir ve uçabilme özeliğini kaybetmemiştir.
Baba Ruşen Ali, Kırat’ı iyice gözden geçirdikten sonra; “Oğlum, Kırat senin altında iken seni hiç kimse tutamaz, artık durma, eğer benim helal evladım isen Bolu Beyi’nden intikamımı al.” der.
Bütün bunlar olurken Ruşen Ali oğlundan bir kova almasını ve Murat Nehri’nin çıktığı yere gitmesini, ırmağın çıktığı kaynağı beklemesini, şafak vakti gelecek üç köpüğü kendisine getirmesini tembih eder. Bunun üzerine Köroğlu, Murat Irmağı’nın kaynağına gider ve söylenilen zamanda üç köpüğü kovaya doldurur, sonra da içer. Bir süre sonra babasının yanına geldiğinde Ürüşan Baba, köpükleri oğlunun içtiğini anlayınca; kaderine razı olmanın verdiği bir olgunlukla; “Oğlum, bu üç köpüğü bana getirseydin, benim gözlerim açılacak, sonra da Bolu Beyi’nden intikamımı alacaktım, der. Ancak olan olmuştur yapılacak bir şey de yoktur. Bu üç köpük sana kahramanlık, ölümsüzlük ve şairlik gücünü kazandırmıştır. Bundan böyle benim intikamımı Bolu Beyi’nden almak senin görevindir.” der. Kısa bir süre sonra da Ruşen Ali ölür ve Köroğlu onu aynı yere defneder.
Ardında da Erzincan’ın Kemah ilçesinde kendi adına bir kale yaptırır ve gelenden geçenden haraç almaya başlar. Çok geçmeden de Sultan Murat durumdan haberdar edilir.