Cengiz, 2000. Etiketler: Çocuk anlatısı, doğum günü.
Cengiz, 2000.
Etiketler: Çocuk anlatısı, doğum günü.
Güzel bir yaz günüydü. Sirkte herkes çok neşeliydi. Ama palyaçonun canı sıkılıyordu.
- Of, of, diye söylendi. Ne sıkıcı bir yaşam...
- Ne diyorsun, diye sordu şaşkınlıkla hayvan terbiyecisi...
- Canım sıkılıyor, diye yanıtladı palyaço. Canım çok sıkılıyor...
- Nasıl olur diye söze karıştı ip cambazı. Hiç, bir palyaçonun canı sıkılır mı?
- Neden sıkılmasın? Ben de insanım.
Hayvan terbiyecisi.
- Ama sen, insanları hep eğlendirirsin. Çocuklar seni görünce gülmekten kırılıyor,
dedi.
İp cambazı kıkırdayarak söze karıştı:
- Hele burnundaki o kırmızı, yuvarlak topla çok hoşsun.
- Ya, o hep gülen ağzına ne demeli?
Palyaço somurtarak söylendi:
- Evet, ben insanları hep eğlendiriyorum. Ama beni kim eğlendirecek?
Hayvan terbiyecisiyle, ip cambazı bakıştılar. Ama hiçbir şey söylemediler.
Palyaço:
- Gördünüz mü? Diyecek söz bulamıyorsunuz.
- Yaşam güzeldir, dedi ip cambazı.
Palyaço küskün bir sesle konuştu:
- Hiç de değil. Bugün benim doğum günüm ve hiç kimse bunu anımsamadı.
- Öyle mi sanıyorsun, dedi hayvan terbiyecisi. Dönüp bir arkana bak bakalım. Palyaço şaşkınlıkla arkasına baktı. Gösteri çadırının girişine kocaman renkli harflerle adı yazılmıştı.
Girişteki masanın üstünde kocaman bir pasta vardı. Küçük balerin dans giysileri içinde ona doğru koşuyordu. Elinde bir demet çiçek vardı.
- Doğum günün kutlu olsun, dedi yanına gelince. Sonra uzanıp yanaklarından öptü palyaçoyu.
Palyaço o kadar şaşırmış, o kadar şaşırmıştı ki... Ne diyeceğini bilemedi. Hatta biraz da duygulandı ve gözlerinden birkaç damla yaş döküldü. Ama sonra sevinçle gülümsedi.
O akşam, sirkteki arkadaşları, en güzel gösterilerini palyaço için yaptılar.
Palyaçoya sıra gelince, insanları öyle güldürdü, öyle güldürdü ki herkesin gözlerinden yaş geldi.