Devekuşu, Afrika kökenli uçamayan kuş türlerinden birisidir. Struthio cinsinin yaşayan tek üyesidir. Yaşayan en büyük kuş türü olan devekuşu 100-150 kg. ağırlığa ulaşır. Devekuşu uçma yeteneğine sahip olmamasına karşın kendisini 60 km. gibi bir hıza ulaştırabilen güçlü bir bacak yapısına sahiptir. Attığı her adım 6-8 m. arasında olan devekuşu bu hızını 10 dak. koruyabilir. Devekuşu yeryüzünde 2 parmağa sahip tek kuştur. Küçük olan parmak dengeyi sağlarken büyük olan parmağın nalı andıran bir tırnağı vardır. Bu tırnak uzun bacağı ile beraber saldırganlara karşı kullandığı yegane fakat en tehlikeli silahtır.
Devekuşlarının çok güçlü bir görme yetisi vardır. Uzun boyunun da yardımıyla 3.5 km.lik bir alan üzerindeki tüm hareketleri farkedebilir. Yaklaşık 60 gr. ağırlığında olan gözlerin herbiri 40 gr. ağırlığındaki beyninden 1/3 katı fazladır. Gelişen erkek devekuşları koyu siyah tüyleri ve haşmetli yapılarıyla toprak-kahverengi tüylere ve daha küçük vücut yapısına sahip olan dişilerden kolayca ayrılırlar. Ayrıca çiftleşme döneminde dişilerden farklı olarak erkek kuşun gagası, göz çevresi ve bacakları kırmızı bir renk alır.
Devekuşları poligami hayvanlardır ve doğal ortamlarında bir erkekle birden fazla dişiden oluşan harem hayatı sürerler. Yetiştirme çiftliklerinde devekuşları çiftler (1 erkek-2 dişi) trionlar veya sürüler halinde islah edilirler. Devekuşları günlük bakımları süresince insanlara çok iyi uyum sağlarlar ve çok uysallaşırlar. Otçul hayvanlar olarak yonca, mısır ve diğer tahıl ürünlerini tercih eden devekuşları aynı zamanda meyve, kertenkele ve böcekleri de yerler. Bunlara ilaveten küçük taşlar da yutarak midesindeki yemin öğütülmesini sağlarlar. Devekuşları su içerken neredeyse yere çökerler ve yıkanırlar, ve hatta yüzerler. Develer gibi uzun süre susuzluğa dayanabilirler.
Devekuşlarının ortalama yaşam süreleri 60-70 yıl arasıdır. Güney Afrika'daki çiftliklerin birinde 81 yıl yaşayan bir devekuşu kayıtlara dahi geçmiştir. Devekuşunun yumurtası ortalama olarak 1.5 kg. dır. Kabuğu 2-3 mm. kalınlığında ve erişgin bir insanı taşıyacak kadar dayanıklıdır. Döllenmemiş yumurtalar kabukta açılan küçük bir delikle boşaltılarak süs eşyası olarak boyanır ve işlenir.
Doğal ortamda bir devekuşunun 12-18 arası yumurtası olur. Yetiştirme çiftliklerindeyse yatırılanm yumurtaların sadece küçük bir kısmı yuvada bırakılarak yeni yumurtalar yapılması sağlanır. Bu basit oyun sayesinde devekuşlarının 40-80 ve hatta 100 yumurta yapması sağlanır. Yabani yaşayan devekuşları 42 gün dönüşümlü olarak kuluçkaya yatarlar (dişisi gündüz, erkeği gece).
Devekuşunun vücudunu kaplayan derisi timsah derisini andıran oldukça dayanıklı derisi deri endüstrisinde sürekli artan miktarlarda aranır olmuştur. Oldukça kısıtlı olan devekuşu yetiştiriciliği sebebiyle çok değerli bir ürün olarak işlem görmektedir. Gerçek devekuşu derisi nerede ise ödenemeyecek fiyatlarda seyrettiği için imitasyonlardan oluşan ürünler piyasaya fazlasıyla sürülmüştür. Yumuşak ve narin bir dokunuşa sahipolan devekuşu derisinden ayakkabı, eldiven, hertürlü çanta, pardesü, ceket, elbise, kemer ve daha birçok ürün yapılmaktadır.
Devekuşu eti %0.3'lük yağ oranı ile çok düşük kollestrole sahiptir. Bir kuştan elde edilen ortalama et miktarı 35-40 kg.dır. Ve hernekadar bize oldukça yabancı olsa da sahip olduğu mükemmel diyetik özellikleri sebebiyle Güney Afrika, ABD ve İsrail'de sığır eti gibi sıkça tüketilmektedir.
Devekuşunun en değerli ürünlerinden biri de, erkek kuşun kanatlarının ilk sırasında bulunan beyaz tüylerdir (her bir kanatta 24 tane). Bunun yanısıra erkeğin siyah ve dişinin gri-kahverengi tüyleri de kullanılmaktadır. Birinci sınıf tüyler giyim sanayiinde özellikle kostüm ve elbiselerde kullanılır. Düşük kalitedeki tüylerle de tozluklar yapılır. Devekuşu tüy ticareti en büyük patlamasını 1913 yılında yaşamasına rağmen pek kısa sürmüştür. Bu duraksamanın sebebi 1.dünya savaşının başlaması ve eriştikleri hız sebebiyle üstü açık arabaların devekuşu tüylü şapkaları kullanmayı olanaksız kılmasıdır.
Devekuşunun son yıllarda yetiştirilmesindeki en önemli sebep derisi olmuştur. Günümüzde ise en önemli sebeplerden birisi de etinin leziz tadı ve sahip olduğu diyetik özelliğidir. Sonuç olarak şunu belirtmekte fayda görüyoruz: Yeryüzünde yaşayan devekuşlarının %80'i çiftliklede bulunmaktadır. Bu yapılmamış ve soyu tükenen hayvanlarla ilgili somut önlemler de alınmamış olsaydı günümüzde devekuşlarını ancak ansiklopedilerde görebilecektir.
Çok uysal hayvanlar olan devekuşları insanlar ile uyum içinde yaşayabildiklerinden evcil hayvan olarak çiftliklerde yetiştirilebilirler. Açık mekanlarda tutlabilen devekuşları sınır tanımayan hayvanlar oldukları için etrafı tel çitle çevrili geniş bir alan içinde yetiştirilebilirler ancak bulundukları yerlerde uzun süreli yağışlarda bir araya gelebilecekleri bir sundurma olmalıdır.