İlhan Berk
El Yazılarına Vuruyor Güneş.
30 Ocak, Ankara
Saat sekizde kalktım. Her günkü uyanışımdan iki-üç saat geç. Kırk yılda bir böyle uyanırım.
Aynı çorapları giydim. Bugün evdeyim. Çayı demledim, sütü ocağa koydum. Süt kaynayıncaya değin jimnastik yaptım. Süt iki bardaklık. Birini kahveyle içtim, öbürüne yoğurt çaldım.
Kahvaltı: Yarım dilim ekmek, iki yeşil, iki siyah zeytin, kâğıt gibi bir dilim kaşarla rokfor. Hemen hemen şekersiz bir çay.
Yıkanıp odama geçtim. Perdeleri açtım, masadayım. Bir bardak daha şekersiz çay içiyorum. Düşünüyorum.
Saat 09.00: Koca evde yalnızım ve yazacak hiçbir şeyim yok. Otlar gibiyim. Bir resmin yerini değiştiriyorum. Yerdeki bir kitabı düzeltiyorum.
Saat 09.30: Nefti kadife pantolonumu, nefti botlarımı giydim. Tıraş oldum. Bir portakal yedim. Masadayım yine. Bakıyorum. Hava puslu. Gökyüzü bulanık. Bir kuzey göğü gibi de düz. Bir kuş havayı yararak geçti. Uzakta kayboldu. Şimdi havada tıs yok.
Saat 10.00: Bir kahve yaptım, Ortadirek'i okuyorum. 228. sayfadayım. Zil. Sucu geldi, küpü yıkatıp doldurttum. Ortadirek'e devam.
Saat 11.30: Kapıcı geldi, marul, yoğurt, biftek ısmarladım. Gazetenin başlıklarına baktım. Havalar daha da soğuyacak. Komer üstüne bir haber okudum. Gazeteyi dürüp kaldırdım. Bahçede kapıcının karısı süprüntüleri döküyor.
Saat 12.00: Tarhana çorbası yaptım. Salça, pek az yağ koydum. Kapıcı eti, yoğurdu, marulu getirdi. Bol maydanozlu marul salatası yaptım. Bol limon sıktım.
Çorba, yarım dilim ekmek, biftek, barbunya, salata yedim. Bulaşıkları yıkadım, tabakları yerine koydum.
Yine masadayım. Doğa üstüne şiirler yazmayı düşünüyorum. Kısa, yalın şiirler. Çin şiirleri gibi.
Telefon, Edibe yemeğimi yiyip yemediğimi soruyor.
Saat 13.30: Varlık'tan mektup geldi. Yaşar Nabi, Dünya Şiiri Antolojisi'ni basacağını yazıyor / 2.000 TL. Bir kahve yaptım. Paris radyosunu, haberleri dinliyorum.
Saat 15.00: Pikaba W. B. Yeats (Yits)'in bir plağını koydum. Yeats, öksürükler, aksırıklar içinde iki üç şiirini okudu. Kitaptan asıllarıyla izledim. Sevgili ihtiyar ses!
Gökyüzü hâlâ kapalı ve puslu. Bir elmayı soyuyorum, kalın kabuklu.
Yazacak hiçbir şeyim yok. Ortadirek'ten otuz sayfa daha. Tek düzeli bir anlatış. Yinelemelerin de arkası gelmiyor.
Saat 16.00: Sıkıldım. Fethi Naci'nin Ortadirek üstüne bir yazısı.
Masayı biraz geriye çektim, üstünü düzelttim. Kitapların tozunu aldım, salona geçtim, Ortadirek'e devam.
Saat 18.00: Fransız Kültür Merkezinde M. P. Eblin (Eblin)'in bir konuşması.
Saat 19.00: Bulvarda dolaşıyorum. Bir çocuk bana çarparak geçti. Sanatsevenler Kulübü Fahir Aksoy, Dündar Elburuz, Sunullah Arısoy. Mustafa Yalçın ve Hülyaların yanına oturdum. Fahir, balıkları anlatıyor. İlk kez dinliyorum.
Saat 20.30: Atilla Sav geldi. Ocakbaşı Konuşması'nda okunacak şiirlerim üstüne konuştuk.
Saat 21.00: Evdeyim. Edibe yatmış. Üç ızgara köfte, yoğurt, salata yedim.
...