Bir gün Nasrettin Hoca'nın oturduğu semtin çocukları bir araya gelerek Hoca'ya bir oyun oynamaya karar verirler. Aralarında konuşurlar:
- Bu gün Hoca'yı bir ağaca çıkarıp, biz, yerde bıraktığı pabuçlarını çalıp kaçalım. Bakalım ne yapacak?
Bu karar üzerine Hoca'yı bulurlar. Konuşarak, şakalaşarak bir ağacın dibine onu getirirler. Bu arada çocuklar birbirleriyle:
- Kimse bu ağaca çıkamaz!
Diye münakaşaya tutuşurlar. Hoca çocukların bu münakaşaları ile fazlaca ilgilenir ve çocuklara dönerek:
- Kimsenin çıkamayacağı ağaca ben çıkarım!
Der. Çocuklar ona:
- Çıkamazsın Hoca Efendi! Çıkılacak gibi görünür ama ona tırmanmak her yiğidin karı değildir, haydi git işine! derler. Hoca kendisini küçümseyen bu mahalle çocuklarına çok kızar, onlara:
- Çıkar mıyım, çıkamaz mıyım. Ben şimdi size gösteririm. diyerek hemen eteklerini beline dolar, yerde bıraktığı pabuçları da alarak koynuna yerleştirir. Çocuklar hocanın bu halini görünce şaşırırlar. Ona:
- Hoca efendi! Pabuçlarını neden yanına alıyor ve onları koynuna sokuyorsun? Ağaçta pabucun ne lüzumu var? diye sorarlar. Hoca onlara dönerek:
- Ey evlatlar, pabuçlarım yanımda hazır bulunsun, belli olmaz, belki ağaçtan öteye yol düşer, der.