Sakaoğlu-Alptekin 2009: 200-201.
Nasreddin Hoca günün birinde eşeğine binerek ormana odun kesmeye gider. Kuru odunlardan epeyce kestikten sonra bunları eşeğine yükler ve evin yolunu tutar. Ancak, yolda aklına, kestiği odunların yanıp yanmayacağı konusu gelir ve ince kuru dallardan birkaçını tutuşturur.
Başlangıçta odun çıtır çıtır yanarken Hoca ve eşeği gayet rahattır. Fakat bir süre sonra kuru odunların tamamı yanmaya başlayınca Nasreddin Hoca'yı bir telaş alır ki sormayın. Bu arada odunların yanmasıyla birlikte semeri de yanmaya başlayan eşek iyice huysuzlanır ve hoplayıp zıplamaya başlar. Eşeğin bu acı haline çok üzülen Nasreddin Hoca yüksekçe bir yere çıkar ve;
"Eşeğim, aklın varsa göle koş, yoksa hâlin duman..." deyiverir.