Tokmakçıoğlu 1981: 217.
Hoca, sabahleyin kasaba uğrayarak akşama karısı yahni yapsın diye iki okka ciğer alıp götürmüş, eve vermiş. Olacak ya, o öğlen Hoca'nın karısına misafir gelmiş, kadın da ciğerleri bir güzel pişirip misafirine ziyafet çekmiş... akşam olup Hoca eve gelince sormuş:
- Hâtun, ciğer yahnisini pişirdin mi? Kadın süklüm püklüm:
- Sorma Hoca, demiş, ciğeri kedi yedi.
Hoca hemen kediyi yakalamış. Zavallı hayvan bir deri bir kemik... Kantarı alıp kediyi tartmış... Bir bakmış iki okka! Dönmüş karısına:
- Hâtun, hâtun, kedi iki okka geldi... Tarttığım ciğer ise kedi nerde? Yok, bu bizim kedi ise ciğer nerde?