Okulun ilk temsilcisi Pyrrhon’dur. Sofizmin kuşkucu anlayışını ekol haline getirmiştir. Kesin yargıya (hükme) varmanın imkansızlığını savunur. Pratik hayata da mutluluğun şartı olarak kesin hükümlerden kaçmayı öğütler. Varlık alanında “gerçek”i, bilgi alanında “doğru”yu, değer alanında “iyi”yi ve “güzel”i aramaktan vazgeçerler.
Hükümleri askıya almanın hikmet olduğuna inanmışlardır. Septik filozoflar görünüş (fenomen)leri kabul ederler. Mesela, ateşin sıcak bir duyum verdiğini inkar etmezler. Ama bize sıcak gelenin gerçekte sıcak olup olmadığından şüphe ederler. Onu gerçekte de sıcak olduğu hakkında bir hüküm vermezler.
Not: Septik filozoflar, yukarıdaki görüşleriyle dogmatik filozoflara karşı gibi gözükmelerine rağmen aslında “karar vermemekte kararlı”olduklarından dogmatiktirler.
Septisizm, Piron’dan sonra talebeleri Timon ve Karneades tarafından devam ettirilmiştir. Septisizm M.S. 1. Yüzyılda, Aenesideme, Agrippa, Sextus Emprikus gibi 2. Devre Septikler tarafından yeniden canlandırılmıştır.
Kuşku Türleri
Metodlu Şüphe:
Doğru bilgilere ulaşmak için bir araç olarak kullanılan “şüphe”dir. Descartes’in şüphesi “Metodlu Şüphe”dir. Descartes tarafından bir yöntem olarak kullanılmıştır.
“Herşeyden şüphe duyabilirim. Ancak şüphe duyduğum şeylerden şüphelenmem. Öyleyse şüphe duymak düşünmek demektir. Düşünmek ise var olmak demektir. Buna göre, var olduğumdan şüphe duymam.”
Bilimsel Şüphe:
Bu tip şüphe gerçeği bulmamıza ve hatadan kurtulmamıza hizmet eder. Bilim adamı, bulduğu sonuçların doğruluğundan önce şüphe eder. Bu şüphe gerçeğe ulaşmada bir "araç”tır.
Uyarı: Septiklerde şüphe “araç” değil bir “amaç”tır.
Adi Şüphe:
Bu tip şüpheyi günlük yaşantımızda kullanırız. Geçmişteki tecrübe, kanaat ve yaşantılarımızın etkisiyle şimdiki olgu ve olaylara karşı bir vaziyet alma durumu söz konusudur.
Uyarı: Helenistik dönemde birbirlerine zıt çeşitli felsefeler ve din inanışları kaynaşmaktaydı. Mahalli dinlerin yanında bir de Hristiyanlık ortaya çıkmıştı. İşte bundan sonradır ki, felsefe yeni bir şekil almaya başladı.