Maçka’dan derlenen bir efsanede “dağ ruhu” inancının günümüzdeki izleri yer alır. Bu yöredeki insanların inancına göre “Dağlar Anası” yayla vakti gelip insanlar yaylaya çıktığında sevinir. Güz mevsimi gelip insanlar kışlık evlerine döndüklerinde üzülürmüş. Hocanın biri bu anlatılanlara inanmaz. İnsanlara bunu ispat etmek için de kışı yaylada geçirmeye karar verir. Kış bastırıp etraf ıssızlaşınca ve dağlardan garip sesler gelmeye başlayınca hoca çok korkar ve bu seslere dayanamayarak ölür. Ölmezden önce de bir kâğıda açlıktan susuzluktan değil Dağlar Anası’nın sesinden öleceğini yazar. Yaz gelip insanlar tekrar yaylaya çıkınca halk hocayı merak eder ve arayıp Karabakan yaylasında cesedini bulurlar ve vasiyeti gereği onu oraya gömerler. Türkiye’de hemen hemen her dağın doruğunda yer alan yatır ve ziyaretler İslâmileşmiş bir biçimde “dağ ruhu” fikriyle kültürel ve işlevsel süreklilikler gösterirler.