Günümüz Anadolu’sunda ağaç kültünün ve bununla ilgili uygulamaların en yaygın olduğu toplulukların başında Tahtacı Türkmenleri ve Yörükler gelir. Tahtacı Türkmenlerinde özellikle çam, ardıç, ladin ve göknar, Yörüklerdeyse karadut, çam, ardıç, çınar, elma, akağaç (kayın) ve katran ağacı kutsaldır. Tahtacı Türkmenlerinde Muharrem Ayında ağaç kesilmesi yasaktır. Aynı şekilde salı günleri, ağaç kesmek için doğru bulunmaz. Tahtacı Türkmenleri işe başlamadan ve bir ağaç kesmezden önce ağaçlar için dua okurlar. Tahtacı Türkmenleri yılın belirli zamanlarında özellikle ağustos ayında bayramlık elbiselerini giyerek Kaz Dağı’nın Sarıkız doruğu gibi ardıç, çam, kayın ve meşe ağaçlarının bulunduğu yerlerde adak kurbanları sunarlar, ilahiler ve dualar eşliğinde çeşitli dinî törenler yaparlar. Bu şekilde kutsanan ululanan ve kurban ağaçlara “evliya ağaç” veya “ulu ağaç” adı verilir.
Çoğunlukla bir yatır veya ziyaret yeri kimliğindeki bu yerlerden ağaç kesilmesi veya en küçük bir nesne alınması bile hoş görülmez. Aksini yapanların cezalandırılacağına inanılır ve bu tür durumlarla ilgili efsane ve memoratlar anlatılır. Türk dünyasının hemen her yerinde olduğu gibi bu tür kutsal ağaçlara beyaz, sarı, yeşil, mavi ve kırmızı renkli bez çaputlar bağlanarak dilek dilenir. Bazı yörelerde ise çeşitli renklerde çaput bağlamanın yanı sıra bebek isteyenler “beşik”; ev, araba isteyenlerin küçük ev ve araba maketleri yaparak ağacın dallarına asmak suretiyle dilek diledikleri yaygın olarak görülür. Ayrıca, bazı yörelerde bu tür kutsal ağaçların özellikle de elma ağaçlarının altında bir gece dua ederek ve yerde yuvarlanarak geçirmenin çocuğu olmayan kadınların çocuk sahibi olmasını sağlayacağına inanılır.