Stephane Mallarme
Çeviri: Suut Kemal Yetkin.
(1891 yılında eleştirmen Jules Huret, çağdaş edebiyatın durumu üzerine, sonuçları Echo de Paris gazetesinde yayınlanan bir soruşturmaya girişir; bunlar sonradan bir kitapta toplanmıştır. Bu soruşturma vesilesiyle Mallarme, hem kendisinin, hem kendi yolunda yürüyenlerin estetiğini belirtmek imkânını bulmuştur).
Gerçekte, öyle sanıyorum ki gençler, konularını eski -filozoflar ve tumturakçı hatipler yolunda nesneleri doğrudan doğruya göstererek işleyeduran parnasyenlerden çok, şiir idealine yakındırlar. Ben aksine, şiirde anıştırma (allusion) dan başka bir şey olmaması gerektiğine inanıyorum. Nesnelerin hayranlıkla seyredilmesi, onların uyandırdığı hülyalardan havalanan hayal, ezgi (chant) dir: Parnasyenler, onlar nesneyi olduğu gibi alıyorlar ve öyle gösteriyorlar. Bu davranışla da esrardan yoksun kalıyorlar; kafalardan, yarattıklarına inanmanın verdiği o tadına doyum olmaz zevki çekip çıkarıyorlar. Bir nesneyi adlandırmak, yavaş yavaş anlaşılmak için yapılmış olan şiirin vereceği zevki dörtte üç oranında yok etmektir. Onu telkin etmek, işte hayal budur. Bu esrarın tam olarak kullanılması, sembolü vücuda getirir; bir ruh halini göstermek için bir nesneyi azar azar kafada canlandırmak, ya da tersine bir nesneyi seçmek ve bir sıra çözümlerle ondan bir ruh hali çıkarmak.
- (Üstada) burada size yönelteceğim kocaman bir itiraza yaklaşıyoruz. dedim... Karanlık! Bana cevap olarak:
-Gerçekten, dedi, karanlık ister okuyucunun ister şairin yetersizliğinden gelsin, her ikisi de aynı derecede tehlikelidir... ama bu, işin içinden sıyrılmak, aldatmaktır. Orta zekâlı ve edebiyat hazırlığı yetersiz bir kimse böyle yazılmış bir kitabı rastgele açar ve ondan zevk almak isterse, iyi bilelim ki yanlış anlaşılma vardır. Şiirde her zaman muamma bulunmalıdır, edebiyatın amacı da budur. Nesneleri kafada canlandırmaktan başka bir şey yoktur.
- Üstad, diye sordum, siz mi bu yeni hareketi yarattınız?
- Akımlardan ve buna benzer şeylerden tiksinirim, dedi... Edebiyata uygulanan öğretmence her şeyden iğrenirim; o edebiyat ki tersine, tamamiyle kişiseldir. Benim için, kendisine yaşamak imkânı verilmiyen bu toplumda, şairin durumu, kendi mezarını biçimlemek için yalnızlığa çekilen insanın durumundan farksızdır. Beni akım başı durumuna koyan şey, ilkin, gençlerin düşüncelerine her zaman ilgi duymuş olmam, sonra da şüphesiz edebiyata yeni gelenlerin getirdikleri yeniliği açık yüreklilikle kabul etmemdir.
Toplum karşısında grev halinde olan şairin zamanımızdaki durumu, kendisine sunulabilen bütün bozulmuş araçları bir yana koymaktır. Onun için ileri sürülen her şey, anlayışının ve gizli emeğinin altındadır. Üstad, elimi sıkarken:
- Görüyorsunuz ya, dedi, gerçekte, dünya güzel bir kitapla sonuçlanmak için yaratılmıştır.
Oeuvres Completes Bibliotheqııe de la Fleiade