Ali Suavi
Sadeleştirilmiştir.
Bu müsâvât (eşitlik) tabiri çoktan beri gazetelerde kullanılmaktadır. Avrupalıların eşitlik dedikleri, hangi sınıf veya zümreye ait olursa olsun kanunda zikredilen hükümlerin uygulanmasında herkesin eşit olması demektir.
Mesela bir hamal ile bir büyük memurun hukukça kanun önünde eşit tutulması hatta muhakeme bile olunması, kısacası en sıradan kişinin hakkının kaybolmamasıdır. Bu hukuk önünde eşitlik kaziyesi İslam hukukunda adalet ve insafa karşılık gelmektedir. Fransızların kanununca bu eşitlik zorunlu bir uygulama olduğundan her şahsın serbest olmasına kanun kefil olmuştur. XVIII. Louis Kanunu'nun Kamusal Haklar bahsinin birinci bendinde: "Zengin ve fakir herkes kanun önünde eşittir." yazılmıştır. İçlerinde ilim, fazilet, görev, şeref ve zenginlik bakımından diğerlerinden farklı olanların haysiyet ve meziyetçe imtiyazı varsa da bu imtiyazın faydası bir topluluk ve çevre içinde olup kanunların uygulanması ve bir hakkın yerine getirilmesinde eşittirler.